Güncelleme Tarihi:
Piyasalarda son haftalarda dolar cephesinde Soma faciasına kadar olumlu trend dikkat çekti. Ocak sonunda Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen sert faiz artırımının ardından dolar yaklaşık 4 buçuk aylık süreçte TL karşısında 2.39 TL’lik zirvesinden yüzde 13 değer kaybetti. Dolar 2.06 seviyelerine kadar düşerken Soma faciası ile birlikte tekrar 2.10 TL'ye yükseldi. Piyasa uzmanları siyasi istikrarsızlığa işaret edecek gelişmeler yaşanmaması durumunda dolarda Ocak ayına göre sakin durumun devam edebileceğini belirtiyor.
Peki dolardaki bu düşüş özellikle şirketlerin 22 Mayıs 2013’ten bu yana artan kur risklerinin artık ajandalardan çıktığı anlamına mı geliyor.
JAPONYA’DA KOBİ’LER BİLE KENDİNİ KORUYOR
Dünyada kur riski karşısında kurumların kendini koruma altına alacak enstrümanlara yöneldiğini belirten Aytekin “Bizde ise Kurumsal tarafta risk yönetimi yaygınlaşmadı. Geçmişte kar marjları yüksekti enflasyon yüksekti. Global rekabet bu kadar yüksek değildi. Şimdilerde kurumsal taraftan talepler geliyor. Kur riskimiz var emtia riskimiz var ne yapabiliriz diye soruyorlar… Zarar edince “deneyelim bakalım” diyorlar. Türk şirketlerin uluslararası piyasalarda rekabet edebilmek için çok önemli. Japonya’da KOBİ’lerin yüzde 70’i hedge yapıyor. Bizde büyük şirketler bile hedging yapmıyor” diye konuştu.
Şirket bilançolarında kur riskinin iyi yöneltilmediğinin ortaya çıktığını belirten ALB Menkul Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut ise “Biz geçen sene 1.90 liradayken kur hedge etmeyi ön plana çıkarmıştık. 22 Mayıs’tan sonraki dönemde ortaya çıktı ki kur riskine karşı hedge önemli bir strateji. Hedging yapılsa 2.50 kurda bile şirketler çok fazla paniğe kapılmazlar. Şirket bilançolarında kur hareketliliği yüzünden ciddi bozulma gözüküyor” dedi.
FAİZ İNDİRİMİ ERKEN YA DA GEÇ GELMEMELİ
Uluslararası piyasaları öngörmenin güç olduğu dönemde faiz indiriminin zamanlamasının önemli olduğunu belirten Yaliz Karabulut “Enflasyon beklentimiz Mayıs-Haziran döneminde yıllık zirveyi görmesi yönünde. Zirveyi gördükten sonra düşmesinin ardından küçük bir faiz indirimi adımı atılabileceğini görüyorum. Enflasyonu tekrardan tetiklenmemesi gerekir. Erken ya da geç yapılmaması şart” dedi.
FOREKS’İN EN BÜYÜK SORUNU VERGİ
Yurtdışında foreks işlemleri yapan Türk sermayesi olduğuna dikkat çeken Metin Aytekin bununla birlikte yurtdışından sermayenin de çekilebileceğini belirtti. Türkiye’deki tezgahüstü foreks piyasanın iyi düzenlendiğine dikkat çeken Aytekin “Bu düzenlemeler yabancılar için de cazip. Ancak tek sıkıntı vergi konusu. Yabancı yatırımcının daimi temsilcisi yoksa her yaptığı işlemi 15 gün içerisinde vergi dairesine bildirmek zorunda. Bu uygulanabilir bir şey değil. Bu konuyu yetkililerle görüşüyoruz” diye konuştu.