Güncelleme Tarihi:
DÜNYANIN en büyük pompa üreticilerinden Danimarkalı Grundfos’un CEO’su Mads Nipper, geçtiğimiz yıl Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu sırasında kurulan “İş ve Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu”nun da üyesi. 37 kişilik komisyonun amacı, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2015 yılı eylül ayında onayladığı, Türkiye’nin de imzaladığı 17 tane “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi” nin iş hayatındaki takipçisi olmak. Komisyonun tek Türk üyesi ise Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı. Nipper, sürdürülebilirliğin iş dünyası için yalnızca bir yükümlülük gibi algılandığını ancak ekonomik olarak da şirketlere büyük fırsatlar sunduğunu söylüyor. Bunu bir rapor ile ortaya koyduklarını da anımsatan Nipper, “Rapora göre, sürdürülebilir iş modelleri, 2030 yılına kadar 380 milyon istihdam ve 12 trilyon değerinde ekonomik fırsat yaratabilir” diyor. Nipper, dünyadaki herhangi bir şirket yöneticisinin gerçek anlamda sürdürülebilirlik zihniyetine sahip olması için kendine sorması gereken şeylerden birinin “Şirketim artık olmasa, dünyadan ne eksilir” sorusu olduğu görüşünde. Nipper, “Bu soruyu kendime de sordum. Kaç şirket açıkça ‘Şirketiniz artık olmasa, neyi kaybedersiniz’ sorusunu yanıtlayabilir? Her şirket bu soruyu iyi yanıtlayabilir, ancak bazen de işlerini değiştirmelidirler” şeklinde konuşuyor.
1000 CEO’YA ULAŞILACAK
Danimarka İstanbul Başkonsolosluğu ve Danimarka Bölgesel Isıtma Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “Sürdürülebilir ve Enerji Verimli bir Gelecek İçin Bölgesel Enerji Sistemleri Konferansı”nda bir araya geldiğimiz Nipper, aynı zamanda çok büyük bir et şirketinin bağımsız yönetim kurulu üyesi olduğunu belirterek, “Tabii ki domuz çiftçiliği ve domuz kesimi çok olumsuz, çünkü hayvan çiftçiliğinin çevre üzerinde sert etkileri var. Ancak işten vazgeçmek ve insanlara daha fazla sebze yemelerini söylemek yerine- çünkü böyle bir şey ile şirket elbette savaşır- şunu düşünmek lazım: Bu şirketin tarım ve protein esaslı gıdaların gelecekte nasıl olması gerektiğini yeniden keşfetmesi için ne gerekir? Dünyamız için gerçekten iyi bir iş yapmak için işimizi nasıl değiştirebileceğimiz sorusunu sormamız gerekiyor. Bence bunlar CEO’ların ve şirket başkanlarının kendilerine sormaları gereken sorular. Zaten yarış sizi açığa çıkaracaktır” diyor. İş ve Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu’nda temsil edilen şirketler ve Komisyon ile birlikte çalışan diğer insanların etrafında bir dönüşüm başladığını dile getiren Nipper, “Birkaç yıl önce şunu söylüyorduk: Şirketler kısa vadeli düşünüyor ve hükümetler uzun vadeli düşünüyor. Bugün birçok yerde bu durum değişti. Çünkü çoğu ülkede hükümetler dört yıl sonra yeniden seçilmeyi düşünüyor, uzun vadeli misyona sahip şirketler ise yeni nesle nasıl hizmet edebilirim diye kafa yoruyor” diyor. İş ve Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu’nun umut verici girişimlerinden birinin de “1000 CEO inisiyatifi” olduğunu anlatan Nipper, “Her birimiz 20-30 kadar diğer büyük şirket CEO’suna ulaşmak ve onları Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini takip etmeye ikna etmek için çalışıyoruz. Biri hariç görüştüğüm tüm CEO’lar artık iş stratejilerine sürdürülebilir kalkınma hedeflerini entegre ediyor. Hepimiz bunu yaptığımızda ve daha ölçeklenebilir hale getirdiğimizde, bunun fark yaratacağına inanıyorum” diyor. Nipper, dünyada elektriğin yüzde 10’unu pompaların tükettiğine dikkat çekerek, “Ve bu mevcut teknoloji ile yarı yarıya düşürülebilir” diyor.
SU KITLIĞI İÇİN GÜNEŞ ENERJİLİ ÇÖZÜMLER
BUGÜN bir dünya devi haline gelen Grundfos, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında zorlu bir dönemde bir mühendis ya da teknik adam olmayan ama ciddi bir vizyoner girişimci olan Poul Due Jensen tarafından kurulmuş. Jensen o yıllarda bölgesindeki çiftçilerin sulama sorunlarının çözümüne katkı sağlamak üzere çalışmış ve bir pompa geliştirmiş. Geliştirdiği pompa gerçekten de işe yaramış ve çiftçiler bu pompayı kullanarak, tarlalarını sulamışlar. Bugün dünyada 1 milyarı aşkın insanın su kıtlığı olan bölgelerde yaşadığını hatırlatarak, bu konuda ne gibi çalışmaları olduğunu sorduğumuz Nipper, “STK’larla insanların temiz suya ulaşmasını sağlayacak projeler üzerinde çalışıyoruz. Mülteci toplulukları dünyanın en su kıtlığı çakan bölgeleri olabiliyor. Bu topluluklara güvenli içme suyu sağlamanın akıllıca yöntemlerini bulmaya çalışıyoruz. Güneş enerjisi çözümlerini agresif bir şekilde teşvik ediyoruz çünkü suya erişimi olmayan 700 milyon insanın çoğu kırsal toplumlarda ve Hindistan, Bangladeş gibi yerlerde. Başka türlü güvenilir elektriğe erişemeyen toplumlarda içme suyu ve sulama suyu sağlamak üzere güneş enerjili pompaları desteklemek için hükümet programları ile birlikte çalışıyoruz” dedi.