A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2007 12:10
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek tarihi zenginlikleri, coğrafi yeri itibariyle Türkiye'nin gelişmiş ülkeler sınıfında yeralması gereken bir ülke olduğunu belirterek, “Ama maalesef bir takım tarihi gerçeklerle potansiyel iktisadi gücünü yıllarca aktive edememiştir. Üzerimize düşen gerekli reformları uygulamaya koyup, bu arayı kapatmaktır” dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) Ankara'da düzenlediği “Türkiye Ekonomisi İçin Büyüme Stratejileri” başlıklı konferansın açılışında konuşan Devlet Bakanı Şimşek, Türkiye'nin, çoğunluğu gençlerden oluşan 70 milyonun üzerinde nüfusuyla, milli gelir itibariyle 200 ülke arasında 17. sırada, dış ticaret itibariyle de 20. sırada olduğunu vurguladı.
Hükümet olarak ekonomik belirsizliklerin ortadan kaldırılması, mali ve finansal yapının güçlendirilmesi ve sağlıklı işleyen bir piyasa mekanizmasının oluşturulmasını teminen birçok adım attıklarını kaydeden Şimşek, bunların sayesinde makroekonomik istikrarın bir nebze olsa sağlandığını söyledi.
Büyümede 4,4 puanlık özel sektör yatırımlarının payının önemine işaret
eden Şimşek, büyüme, enflasyon, yatırım gibi konularda son dönemde
önemli başarılar kaydedildiğinin altını çizdi.
ENFLASYON HEDEFTEN UZAKLAŞTI“Bu sene aslında çekirdek enflasyon itibariyle ciddi bir başarı elde edilmişti” diyen Şimşek, gerek enerji fiyatlarındaki son derece hızlı yükseliş gerek dünya gıda ve
emtia fiyatlarındaki artışın enflasyonu ciddi bir şekilde hedeften uzaklaştırdığına işaret etti.
Çekirdek enflasyona yoğunlaşmada fayda bulunduğuna işaret eden Şimşek, “Petrol fiyatları 50 dolarlardan 100 dolarlara çıkmıştır. Ama bunun tekrarlanmayacağını, emtia ve gıda fiyatlarındaki artışın süreklilik kazanmayacağını varsayarsak, enflasyondaki başarı aslında ortadadır. Yani orta dönemde Türkiye, düşük tek haneli enflasyonu gerçekleştirme hedefinde kararlı bir şekilde yoluna devam etmiştir” diye konuştu.
Bakan Şimşek, ekonomide yaşanan son gelişmeleri de şöyle sıraladı:
“Faiz giderlerinin milli gelire oranı 2002'de yüzde 19 idi, yılsonunda muhtemelen yüzde 7,6'ya düşecektir. Faizler, her ne kadar yüksekse de faiz yükünde çok ciddi bir azalma görüyoruz.
Net kamu borç stoğu yüzde 78'in üzerindeydi, bu sene sonunda muhtemelen yüzde 40'ın biraz altına düşecek. Brüt kamu borç stoğuna da bakarsanız yüzde 90'ların üzerindeydi, bu sene sonunda yüzde muhtemelen yüzde 57 civarına inmiş olacak.
Türkiye, bu sene itibariyle maastrich kriterlerinden iki tanesini tutturmuş olacak. 2005 yılından bu yana bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3'ün altında seyretmektedir. İlk defa bu dönemde AB tanımlı kamu borç stoğunun milli gelire oranı da yüzde 60'ın altına inmiş olacaktır.”
Sabit sermaye yatırımları 210 milyar
dolar civarında. Bu ciddi bir rakamdır. Üretken kapasiteye ciddi bir yatırımın göstergesidir. Doğrudan yabancı yatırımlar 38 milyar dolara varmıştır. Dış ticaret 267 milyar dolar, ihracat 103 milyar dolar. İthalat muhtemelen bu sene 166 milyar dolara çıkacak.”
Şimşek, yaşanan bu ekonomik gelişmelerin yapısal reformlarla da desteklendiğini belirterek, başta bankacılık olmak üzere sosyal güvenlik, vergi, yatırım ortamının iyileştirilmesi, sağlık gibi alanlarda çok sayıda iyileştirmelere gidildiğini anlattı.
Sosyal güvenlik reformunun önümüzdeki dönemdeki en önemli reformlardan biri olacağına işaret eden Şimşek, “Maalesef yasal sınırlamalar nedeniyle sistem çok uzun bir süre dengeye gelemeyecektir. Ama yine de uygulamaya koyacağımız bu reform, Türkiye'de önümüzdeki dönemlerde yapacağımız potansiyel üretimi artırıcı adımlar için gerekli mali imkanı oluşturabilecek nitelikte bir reformdur” dedi.