Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Zeytinburnu’ndaki 16/9 kuleleriyle gündeme gelen ‘silüet’ tartışması hükümetin programına taşınıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “silüet” tartışmalarına gönderme olarak yorumlanan, “doğal güzellikleri ve tarihi eserleri gölgede bırakacak tek bir belediye uygulaması görmek istemiyorum” mesajı programın şehircilik projeleriyle ilgili bölümüne temel oluşturacak. Yeni dönemin önceliklerinden kentsel dönüşüm projelerinde faizsiz tahvil uygulaması (sukuk) gibi yeni finansman araçlarının önünün açılacağı da programda vurgulanacak.
ESTETİK VURGUSU
Edinilen bilgiye göre, AK Parti’nin seçim vaatleri arasında da yer alan şehircilik uygulamalarına ilişkin yenilikler, yazımında son aşamaya gelinen programa taşınıyor. Buna göre, tarih dokusu güçlü kentler başta olmak üzere imar politikası dikey değil yatay bir yapılaşma üzerine olacak. “İnsan, çevre dostu, estetik, katılımcı ve müreffef marka şehirler” hedefine yönelik olarak imar mevzuatında revizyona gidilecek. Kentlerin tarihi ve kültürel kimliğini ortaya çıkarmayı ve güçlendirmeyi hedefleyen çalışmalara öncelik verilecek. Tarihi şehir merkezlerinin canlandırılmasına yönelik projelere destek verilecek.
RESTORASYON DESTEĞİ
Özel mülkiyette olan kültür varlıklarının onarımı ve restorasyonu desteklenecek. Kentsel dönüşüm de kent estetiği dikkate alınarak hızlı bir şekilde sürdürülecek. Kentsel dönüşüm alanlarındaki uygulamaların ülke genelince önceliklendirilmesi için kentsel dönüşüm alanları strateji belgesi hazırlanacak. Rekabetçiliği ve sosyal uyumu gözeten öncelikli dönüşüm programı hayata geçirilecek. İmar değişiklikleriyle oluşacak değer artışından kamu da pay alacak. Kentsel dönüşüm alanlarında hakların devredilmesine olanak sağlayacak gayrimenkul sertifikası modeli geliştirilecek. Kentsel dönüşüm projelerinde ‘sukuk’ gibi yeni finansman araçlarının önünü açan düzenlemelere gidilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak yapı araştırma merkeziyle yeni yapım teknikleri ile malzeme ve ekipman geliştirilmesine odaklanılacak.
BAŞKANLARA ‘BİBLO’ UYARISI
BAŞBAKAN Davutoğlu önceki günkü genişletilmiş il başkanları toplantısında da partili belediye başkanlarını bu konularda uyardı. Belediye başkanlarından, şehir kültürü, doğal ve tarihi güzelliklerin korunmasına özel dikkat gösterilmesini isteyen Davutoğlu, “Her bir şehrimiz kendi güzelliklerini barındırıyor. Şehirleri güzelleştiren iki husus vardır. Birincisi, vatanımızın doğal güzel zenginliği, ikincisi ise tarihimizin derin kültürel zenginliği. İkisine de zarar verilmesine izin vermeyeceksiniz. Yanlış bir şey gördüğüm için değil ama zikretmek için vurguluyorum. Biblo bir kent olarak gördüğüm için... Mesela Amasya’da o Yeşilırmak’ın kenarındaki evleri gölgede bırakacak yüksek bir bina, o şehre yapılan bir katliamdır. Yapıldığı için söylemiyorum, güzel bir misal olsun diye söylüyorum” dedi.
ÇEVRE GÜZELLİĞİNİ RENCİDE ETMEYİN
TÜRKİYE’nin tüm kentlerini mercek altına alacaklarını da vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “Bizim dönemimizde Rabbimizin bu topraklara lütfettiği çevre güzelliğini rencide edecek, ecdadımızın bize emanet ettiği tarihi eserleri gölgede bırakacak tek bir belediye uygulamasını görmek istemiyoruz. Biz odağında insan olan, insana hizmeti esas olan bir siyasetin temsilcisiyiz. Temel önceliğimiz bundan sonra da insanımıza hizmet etmek olacaktır. Türkiye’yi yeniden inşa ederken aynı özgüvenle davranacağız, Türkiye’yi kendi ayakları üzerinde duran bir ülke haline getireceğiz” mesajı verdi.
16/9’DA BELİRSİZLİK DEVAM EDİYOR
İSTANBUL’un tarihi siluetine etkisi nedeniyle üst katlarının ‘traş’lanmasına karar verilen Zeytinburnu’ndaki 16/9 kulelerinde durum hâlâ belirsiz. İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin yıkım kararını Danıştay 14. Daire onaylayınca Zeytinburnu Belediyesi yıkım için 2014 Eylül ayında sessiz sedasız ihaleye çıktı. Ancak ihale şartnamesine “Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez” şartı getirildi. İhaleye kimse katılamayınca ihale iptal edilmişti. Bunun ardından 16/9 kulelerinin sahibi Astay Gayrimenkul A.Ş de ihaleye itiraz edip dava açmıştı. Zeytinburnu Belediyesi’nin ya pazarlık usulü ya da en kısa sürede ikinci kez ihaleye çıkması gerekiyordu. Ama dava sonuçlanana kadar yıkım için tekrar ihaleye çıkılamıyor ve ‘traş’ın ne zaman olacağı belirsiz.