Güncelleme Tarihi:
Uzunoğlan, yaptıkları piyasa gözetimi ve denetim faaliyetlerini değerlendirdi. Piyasa gözetim ve denetim çalışmalarına ilk defa 2011 yılında başladıklarını anımsatan Uzunoğlan, hazırladıkları mevzuatla ve tebliğ uyarınca ürünlerdeki ftalat, azo boyar gibi benzeri kimyasalların tüketicilere zarar vermemesi için ortaya ciddi bir çalışma planı koyduklarını ifade etti.
Denetimlerine kırtasiye ve tekstil ürünleriyle başladıklarını ve bu konuda önceliği kırtasiye, çocuk önlükleri, ayakkabı ve öğrencilerin
kullandıkları diğer ürünlere verdiklerini kaydeden Uzunoğlan, "O zaman yaptığımız denetimlerde yaklaşık yüzde 53'lük bir oran ortaya çıkmıştı. Yani almış olduğumuz 100 ürünün 53'ü aykırı çıkıyordu.
Laboratuvara gönderdiğimizde 100 ürünün 53 tanesi standart dışı çıkıyordu. 2011 yılında böyle bir oran vardı. Bu süre zarfında bizim yaptığımız denetimler ve sektör çalışanlarıyla bir araya gelerek yapmış olduğumuz eğitim çalışmaları sonucunda da bu oranlarda ciddi düşüşler oldu. 2015 yılı sonu itibarıyla bakıldığında bu aykırılık oranlarının yüzde 3,3 seviyesine kadar düştüğünü söyleme imkanımız var. Buda ciddi mesafe aldığımızı göstermiş oldu." diye konuştu.
SIKI DENETİM GELİYOR
Aynı düşüşün 2016 yılında da devam edeceğini ifade eden Uzunoğlan, şöyle devam etti:
"Geçmişte kırtasiye ürünleri çok sorunluydu. Tekstil ürünlerinde çok ciddi sorunlar vardı. Artık aykırı ürün konusunda ciddi düşüşler var. Bu önümüzdeki süreçte gençlerin daha çok kullandığı takılarda problemler olacağını düşünüyoruz. Fiziksel olarak ürünü aldığınızda olumsuzluğu görme imkanınız var ama takıda öyle değil. Takıyorsunuz boynunuza o takı sizin vücudunuza temas ediyor ve terle birlikte sağlığınıza zarar verebiliyor. Kolye, künye küpe gibi aksesuarlar ciddi manada insan sağlığına zarar verebiliyor. Tüketici bu ürünlerin verdiği zararın farkında olmayabiliyor. Bu dönemde bunlara ağırlık vermeyi planlıyoruz."
Hedeflerinin ürünlere olan güvensizlik oranının sıfır olması olduğunu vurgulayan Uzunoğlan, "Temel amacımız yüzde 100 güvenli ürünlerin piyasaya arzı. Bu anlamda güvensiz ürüne karşı 'sıfır tolerans' diyoruz. Güvensizlik oranları da düştükçe bu hedefimize daha da yaklaşmış olacağız. 2023'e kalmadan yüzde 100 güvenli ürün iddiamızı gerçekleştirmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
GÜVENLİ GÜVENSİZ ÜRÜN VERİ TABANI
Uzunoğlan, ürünlerin takibinde teknolojiyi daha etkin kullanacaklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle bitirdi:
"Bu konuda bir veri tabanı var. Bakanlığımız bünyesine veri tabanını geliştirmeye devam ediyoruz. İRİS tabanlı bir çalışma da yaptık. Risk unsurlarını belirterek ortaya koyabileceğimiz. Risk unsurlarını gözeterek hangi alanda denetleme yapacağımıza karar vereceğiz. O alanı şu anda yeni uygulamaya koyduk. Bunu çok ciddi bir şekilde kullanmak istiyoruz. Yurt dışından gelen ürünler ve bildirimler açısından uluslararası RAPEKS bildirimleri de bize geliyor. Onları da değerlendirerek hem yurt dışından gelen hem de yurt içindeki kendi veri tabanımızı kullanmak suretiyle risk unsurlarını ortaya koymaya çalışacağız."