Sık, sağlıklı ve Türk

Güncelleme Tarihi:

Sık, sağlıklı ve Türk
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 1998 00:00

Haberin Devamı

Ege Bölgesi'nde son birkaç yıldır sessiz sedasız bir zeytinyağı devrimi yaşanıyor. Yanlış tarım politikaları uygulanması ve zeytin köylüsünün turizm teşviklerinin çekiciliğine kapılmasıyla 1980'li yıllarda darboğaza giren asırlık zeytinyağı sektörü, kabuk değiştirip, 'haute couture' dönemine giriyor.

1990'lı yılların ikinci yarısında zeytinyağı sektörüne trilyonluk yatırım yapan Egeli sanayici, yatırımlarının meyvelerini dünya pazarında toplamaya başladı. Türk zeytinyağı geçen yıl ilk kez dünyanın en büyük zeytinyağı pazarı ABD'ye kendi markasıyla adım atma başarısını gösterdi. 'Haute couture' ambalajlara bürünen Türk zeytinyağı, 1996-97 ihracat döneminde ABD'de İtalya'dan sonra ikinci büyük ihracatçı olan İspanya ile başa baş konuma geldi. Hatta bazı aylarda İspanya'yı sollayarak ikincilik koltuğuna oturdu.

Bu tablo, sanayicinin dört gözle beklediği istikrarlı ve akılcı destekleme politikasının bir türlü ufukta görünmemesine rağmen oluştu. Türk zeytinyağının darboğazdan çıkıp, şık giysileriyle uluslararası pazarda göz kamaştırması ne devlet desteğiyle ne de dış pazardaki müşterilerin kendiliğinden Türk zeytinyağını keşfetmesiyle oldu.

Bu mucize Türkiye'nin inisiyatifinin tamamen dışında oluşan ve kelimenin tam anlamıyla gökten zembille inen birkaç lehte faktörün yarattığı rüzgarı zamanında arkasına almayı beceren sanayicinin atılımıyla gerçekleşti.

Dünya sağlık eğilimlerini belirleyen ABD'de esen 'Akdeniz Tipi Beslenme' rüzgarları zeytinyağı tüketimini hızla artırırken, 1993 yılından itibaren bu pazarın en büyük ihracatçıları İspanya ve İtalya'da iklim şartları nedeniyle zeytin rekoltesi düştü. Türkiye'de ise yükseldi. Bir anda Türk zeytinyağına olan talep artarken, zeytinyağının dünya piyasasındaki fiyatı ton başına 1100 dolardan, dört bin dolara fırladı.

AB STANDARDINA ERİŞTİ

O zamana kadar ‘‘Para getirmiyor’’ diye ağacına bakmayan zeytin üreticisi, zeytinin de para kazandırdığını görünce turizmin karlılığı karşısında hızla tahrip olmaya başlayan zeytinliklerine özen göstermeye başladı. Zeytinini zamanında ve hırpalamadan toplar oldu. Eskiden geleneksel sıkma tesislerinde kapasite yetersizliğinden 15-20 gün kapı önünde bekleyen, bu yüzden verim ve kalite kaybına uğrayan zeytinler, artan talep sayesinde bu kötü kaderinden de kurtuldu. Mevcut sıkım tesislerinin yüzde 70'i 1-2 yıl içinde modernize edildi. Dünya piyasasındaki gelişmelere çabuk uyum sağlayan sanayici, zeytinyağı rafinasyonu ve filtrasyonunda en ileri teknolojiye yatırım yaptı. Sanayi tesislerine hileli zeytinyağına geçit vermeyen yüksek teknolojili laboratuvarlar kuruldu. Türk zeytinyağı sanayi kısa zamanda Avrupa Birliği standartlarına erişti.

İç tüketim piyasasının lideri Komili'nin 1991 yılında Unilever'le gerçekleştirdiği ortaklık sonucunda kurulan ve 1995'te tamamen Unilever'e devredilen Unicom, Ayvalık'taki modern tesislerinde 1996 yılında ürettiği 'Komili Özel Üretim' zeytinyağı ile sektörde önemli bir adım attı. Komili'nin Türk zeytinyağı sektöründeki 118 yıllık birikim ve deneyiminin doruğa ulaştığı 'Komili Özel Üretim' zeytinyağı, Ayvalık Kozak Yaylası'ndan tane tane toplanan zeytinlerin doğal yöntemlerle sıkılması ile elde edildi ve 'haute couture' ambalajı ile piyasaya sürüldü.

Zeytinyağı kültürüne sahip yerli tüketiciler arasında büyük ilgi uyandıran bu üründen sonra Lio Yağ Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve Kartal Besin Maddeleri Pazarlama ve Ticaret A.Ş. aynı çıkışı ilk önce yurtdışında denedi ve başarılı oldu. İzmir Çiğli'de 1996 yılında 20 milyon dolarlık yatırımla rafineri tesisi kurup sıvı yağ piyasasına iddialı bir giriş yapan Lio, 1997'de imalata başladı. Reklamcı Ali Taran'ın imaj desteğiyle kampanya başlatan Lio, 'dizayn' şişelerde pazarladığı 'Olio Mira' markasıyla yakaladığı ihracat başarısından sonra iç pazara da gözünü dikti. Lio, Türkiye'nin geçen yılki toplam ihracatının yüzde 41'ini 38 bin ton zeytinyağıyla tek başına gerçekleştirdi.

Lio'nun Genel Müdürü Arif Gülöksüz, ‘‘Biz bu işi en az İtalyanlar kadar iyi biliyoruz’’ derken Türkiye'nin dünya pazarında ham zeytinyağı ihracından kendi markasını kabul ettirme dönemine geçtiğini müjdeliyor.

KÖYLÜYE EĞİTİM

Kartal Besin Maddeleri Pazarlama ve Ticaret AŞ de İzmir Torbalı'da geçen yıl zeytin bahçelerinin ortasında kurduğu modern tesisiyle zeytinyağı sektörüne iddialı bir giriş yaptı. İtalyan lisanslı 'Verde' markasıyla dünya kalitesinde Türk zeytinyağı atağı başlatan Kartal, Türkiye'nin ilk ve tek taze sıkılmış zeytinyağını üreten şirketi oldu. Ayvalık yöresi zeytinlerini daha henüz yeşil ve aromatik özellikleri tanelerinde saklıyken elle toplatıp taze taze sıkarak şişeleyen şirket, iç piyasaya sürdüğü taze sıkılmış sızma zeytinyağından sonra önümüzde ay naturel ve riviera tipi zeytinyağı ile de market raflarında boy göstermeye başlayacak.

Şirketin İzmirli Genel Müdürü Ugo Reggi, İtalya'da aldığı zeytinyağı üretim ve ticareti eğitimini bu yıl içinde kuracağı eğitim merkezinde zeytin köylüsüne de vermeye hazırlanıyor. ‘‘Bu trendi yakalamışken elimizden kaçırmamak zorundayız. Aslında hiçbir kimyasal sürece tabi tutulmadan bir meyve suyu gibi sofraya getirilen zeytinyağını her şeyden önce kendi insanımıza sevdirmek zorundayız. Aksi takdirde sektörde yeniden çalacak alarm zillerini şimdiden duyar gibi oluyorum’’ diyor.

Kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi Yunanistan'da 21, İspanya'da 14, İtalya'da 12 ve Tunus'ta dokuz kilogram iken, Türkiye'de bu rakamın sadece 900 gram olması zeytinyağı sanayicisini dünya pazarındaki acımasız rekabet koşullarına rağmen ihracata yöneltiyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Aksu, ‘‘Zeytinyağının ülke içi tüketimine de gerekli önem verilmeli. Son üç sezondur AB ülkelerinde üretim az değil de bol olsaydı, bu yüzden ülkemiz ihracat yapamasaydı sektör krize girecekti. Yüzbinlerce ton bitkisel yağ ithal eden ülkemiz önce kendi ürettiği ve insan sağlığı yönünden üstün özellikleri bulunan zeytinyağını tüketme alışkanlığına kavuşmalıdır’’ diyor.

Türk sanayicisinin bu yıl üretimlerini artıran AB ülkeleri karşısında şansını yitirmemesi için devletin istikrarlı ve akılcı bir politika izlemesi gerektiğini vurgulayan Zeytinyağı İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erden Bilginoğlu, ‘‘Zeytinyağı kaderine terkedilmiş. Dünya fiyatlarına tabi olmak zorunda olan ihracatçı bundan zarar görüyor. Oysa üretici tarlada desteklenmeli. Zeytin üreticisine üretimi başına kaynak aktaran prim sistemine geçilmeli. Bu yolla aynı pamukta olduğu gibi 500 bin zeytin üretici aileden pek çoğu zirai vergi mükellefi haline de gelebilir pekala. Devlet prim sisteminden zarar değil kar eder. Son iki yılda ihracat yaptığımız ülke sayısını 22'den 68'e çıkardık. Daha ne istiyorlar? 50 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak istemiyorlar mı?’’

İyisini nasıl anlarsınız

Zeytinyağını satın almadan önce şişeyi ters çevirerek tortu kontrolü yapmalısınız. Dibinde tortu biriken zeytinyağının kalitesinden şüphe etmelisiniz.

Bir yudum iyi kalite zeytinyağını yutmadan ağzınızda iyice gezdirdiğinizde meyve tadı, elma kokusu almalısınız. Bu işlemin sonunda zeytinyağı gırtlağınızda yakıcı bir tat bırakmamalı.

Sağlıklı koşullarda saklandığında iki yıl dayanan zeytinyağı kapalı şişede güneşten uzak bir ortamda ve oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Yemeklerinizi bitkisel yağlara oranla besin değeri daha yüksek ve daha sağlıklı olan zeytinyağıyla pişirebildiğiniz gibi, zeytinyağını kızartmalarda da kullanabilirsiniz. Rafine zeytinyağını kızartmalarda besin değerini kaybetmeden beş kez üstüste kulanabilirsiniz. Ayçiçekle üstüste 10 kez kızartma yapabilirsiniz ancak ayçiçek yağı üçüncü kızartmadan sonra besin değerini yitirmeye başlar.

ZEYTİNYAĞI SIRLARI

Sofia Loren'in ilerleyen yaşına rağmen cildinin kırışmamasının sırrı, genç kızlığından beri cildine düzenli olarak zeytinyağı sürmesi.

Zeytinci yörelerde vücudun romatizmalı yerlerine ve kireçlenmiş eklemlerine zeytinyağı sürülür ve güneşe tutulur.

Ege'de zeytinyağı en ideal güneş yağı olarak kullanılıyor.

Yazın güneşlenirken saç derisini yağlamayı unutan hanımların yaz sonunda saçları dökülür. Bunun önlemek için saçınıza zeytinyağı maskesi uygulamalısınız.

Öksürüğü kesmek için bir çorba kaşığı saf zeytinyağı hafifçe ısıtılıp içine bir tutam karabiber atılıp içilir. Öksüren küçük çocukların göğsüne zeytinyağı sürülüp, üzeri pamuklu bir bezle örtülür.

İki çorba kaşığı naturel veya sızma zeytinyağı hafifçe ısıtılıp içine bir çorba kaşığı limon suyu karıştırılınca elde edilen karışımda parmak uçlarınızı 2-3 dakika bekletirseniz ideal bir tırnak bakımı yapmış olursunuz.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!