Sigortacılık yeşilleniyor

ÇOK değil birkaç yıl öncesine kadar sürdürülebilir yatırımlar denildiğinde akla daha çok ekolojik şirketler geliyordu. Liste çok da kalabalık değildi. Ancak zamanla sürdürülebilir çizgide ilerlemek için gezegeni koruma ile kâr etmek ikileminde kalınmak zorunda olmadığı rakamlarla ortaya çıktı. Şirketler hem çevreyi koruyup, hem kar edebildiklerini gördükçe, tavırlar da değişmeye başladı. Son olarak Paris’te 195 ülkenin iklim değişikliği konusunda anlaşmaya varmasıyla birlikte sürdürülebilir yatırımların önü iyice açıldı. Alman sigorta devi Allianz da sürdürülebilir iş dünyasında yeşil ürünlerle yerini aldı. Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan-Coqui, “Global olarak baktığınızda 150 tane bizim yeşil ürün dediğimiz ürünü var Allianz’ın. Bu yeşil ürünler her alanda var. Mesela, yenilenebilir enerjiyi sigortalamaktan tutun da sadece e-poliçe dediğimiz eğer ıslak imza atmıyorsanız biraz daha düşük primle poliçe alma veya kağıtla yapıyorsanız ek prim ödemeye, ya da hibrit arabalar için daha düşük prim almak gibi pek çok alanda ürün var. En az üç tane yeşil ürünü Türkiye’de hayata geçirmek için çalışıyoruz şu anda” diyor.

TOPLU TAŞIMA TEŞVİKİ

Peki sigorta sektöründe bir yeşil ürün nasıl oluyor? Somersan-Coqui, ilginç örnekler veriyor, mesela aracınız hibrit olursa sigorta poliçesinde yüzde 10 indirim, dizel olursa yüzde 10 zam yapılıyor. Somersan-Coqui, “İnsanları yeşile teşvik etmek için belli bir primden düşüş olabilir veya çevreye uymayan durumlarda sigortalarken yüksek prim alınabilir. Allianz İrlanda ne yapıyor mesela? Dublin’de commuter pass diye bir toplu taşıma kartı var. Ona sahip olanlara ‘senin kasko poliçenden yüzde 25 düşerim’ diyor. Çünkü o şehir toplu taşıma kullandığı için daha az karbon endeksi oluyor. İstanbul’da da düşünülebilir. Tabii üzerinde çalışmadık” şeklinde konuşuyor.  

DÜNYADAN 5 YEŞİL ÜRÜN

Meksika: Allianz Meksika, ev sahiplerine evlerini çevre dostu hale getirmeleri durumunda masrafları karşılama sözü veriyor. Çevre dostu evler ise örneğin ısıtma sistemine gerek duymayan ve solar panellerle ısınan evler gibi örnekleri kapsıyor.

 Brezilya: Brezilya’da ekonomik büyüme beyaz eşya ve elektronik gibi tüketim mallarının satışını da arttırıyor. Bu da daha fazla atık anlamına gelirken, ülkedeki akıt bertaraf imkanları sınırlı kalıyor. Depolama yerine atıkların sokaklarda taştığı görülüyor. Allianz Brezilya’da atıkları topluyor ve bertaraf edilmesini sağlıyor. 

 Avusturya: Avrupa Birliği her yıl 3 milyar ton atık üretiyor. Bu çöp dağlarına karşı harekete geçen Avusturya, AB’nin önde gelen geri dönüşümcüsü haline gelmiş ve atıkların yaklaşık yüzde 60’ı geri dönüşümlü. Avusturya’da Allianz araç sahiplerini yenisini almak yerine eski arabalarını tamir etmeye teşvik ediyor.

 Romanya: Romanya’da 2007’den beri suyu, toprağı ve biyoçeşitliliği kirleten herkes maddi ceza ödüyor. Allianz, Romanya’da kirlilikten kaynaklanan ani ve kaza sonucu ortaya çıkan mal zararı ve bedensel yaralanmalara karşı sigorta yapıyor.

 İspanya: İspanya’da 2008 krizinden bu yana güneş enerjisine verilen teşviklerde kısıntıya gidildi. Allianz İspanya’da kurumsal müşterileri yenilenebilire teşvik etmek için güneş enerjisi sigorta poliçesi çıkardı. Solar panelleri belli hasarlara karşı sigortalıyor.

HOLLANDA’DA BEDAVA E-BIKE SİGORTASI

TÜRKİYE’DE çıkaracakları üç yeşil ürün için harıl harıl çalıştıklarını söyleyen Somersan-Coqui, “Çıkardığımız ürünler hem ülkelerdeki ihtiyaca, hem de o ülkedeki regülasyonlara dayanıyor. Hepsi farklı olduğu için ona göre ürün geliştirmeniz gerekiyor. Hollanda sürdürülebilirlik konusunda çok ileri, Allianz orada elektrikli bisikletleri (e-bike) bedavaya sigortalıyor. Ülkelerin kültürüne ve teşviklerine uyan pek çok uygulama var” diyor. Brezilya’da orman yangını riski yüksek olduğu için yağmur ormanlarında başka şirketler sigorta yapmaktan kaçınsa bile Allianz’ın ormanları sigortaladığını kaydeden Coqui, “Zaten bizim işimiz de insanların, kurumların risklerini düşürerek, sürdürülebilirliklerini arttırmak” diyor. 

 H&M’DEN GERİ DÖNÜŞÜME DAVET 

ULUSLARARASI perakende devi H&M, ilk ürün toplama girişimini 2013 yılında gerçekleştirdi. 2013’ten beri 40 bin tondan fazla kıyafet topladı. Bugün isteyen kullanmadığı kıyafet ya da tekstil ürününü götürüp herhangi bir H&M mağazasına bırakabiliyor. Hedef, 2020 yılına kadar her yıl toplanan ürün sayısını arttırmak. Firmadan yapılan açıklamaya göre, H&M “Bring it’’ (Haydi Getir) sloganlı yeni film ile bir sonraki ürün toplama kampanyasının başlangıcını yaptı. Kampanya geri dönüşümün önemine dikkat çekmeyi hedefliyor. ‘’Bring It’’ filmi, istenmeyen kıyafetler H&M mağazalarında toplandıktan sonra yaptıkları yolculuğu anlatıyor. Film, ilham verici hikayelerle bir giysinin ömrünün nasıl uzatılıp döngüde tutulabileceğini anlatıyor. Ürün toplama inisiyatifi Türkiye’deki tüm H&M mağazalarında bulunuyor. 

SULAK ALANLARIN KAYBI DOĞAL AFETE DAVETİYE

DÜN Dünya Sulak Alanlar Günü’nde sel ve kuraklık riskine karşı sulak alanların her geçen gün artan önemine dikkat çekildi. WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, “Sulak alanlar, yağışın aşırı olduğu dönemlerde fazla suyu sünger gibi depolayarak taşkınların etkisini azaltıyor, yağışın az olduğu mevsimlerde ise depoladıkları suyu salarak kuraklık ve su kıtlığına çözüm olabiliyor” diyor. WWF-Türkiye’den yapılan açıklamaya göre, sulak alanlar yerel iklime olumlu katkı veriyor, iç bölgelere deniz suyunun girmesini ve dolayısıyla toprağın tuzlanmasını önlüyor. Kalem, özellikle sel ve kuraklık gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak ve etkilerini azaltmak için sulak alanların etkin biçimde korunması ve yönetilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye’de 135 adet uluslararası öneme sahip sulak alan bulunuyor.