Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2007 00:00
Ergoisviçre'nin Genel Müdürü Murat Balcı, sigortacılık sektörünün yabancıların katkısı ile şekilleneceğini savundu. Yabancılarla birlikte sektöre disiplin geleceğini belirten Balcı, "Türkiye’de sigortacılık sektörü bankacılığın gölgesinde kalsa da çok geri değil. Ancak Almanlar, Amerikalılar sistem olarak bu işi bizden daha iyi yapıyor" dedi.
YAKLAŞIK iki yıl önce yüzde 75’i Alman reasürans şirketi "Münich Re’nin çoğunluk hissesine sahip olduğu Ergo’ya geçen İsviçre Sigorta’nın Genel Müdürü Murat Balcı, finans sektöründe yeniden yapılanma sırasının bankacılığın ardından sigortacılığa geldiğini söyledi. Bankacılıkta satışlar sona yaklaşırken, sigortacılık sektörünün gelişim açısından önünün açık olduğuna dikkat çeken Balcı, sektörün büyük ölçüde yabancıların katkısı ile şekilleneceğini belirtti.
PROJEKSİYONLARIN SÜRESİ UZADI: Ergo ile 2005 yılında varılan anlaşmada İsviçre Sigorta’nın yüzde 25’i şirketin kurucusu Balcı Ailesi’nde kalırken, ailede ikinci kuşağı temsil eden
Galatasaray Lisesi mezunu Fenerbahçeli Murat Balcı da Ergoİsviçre olarak adlandırılan yeni şirketin genel müdürü olarak görevine devam etti. Sektörün gelişi ve Ergo ile kurulan ortaklığı görüştüğümüz Balcı, önümüzdeki dönemde sigortacılığın şekillenmesinde yabancıların büyük katkıları olacağını belirtti. Balcı, "Sektöre yabancılarla bir disiplin gelecek. Mesela geçmişte, sektörde sadece 1-2 yıllık projeksiyonlar yapıyorduk, şimdi 5-10 yıllık hedefler koyabiliyoruz, çünkü sistem öyle yapılmasını öngörüyor. Daha uzun vadeli projeksiyonlar sayesinde, atılımlarınızı, politikalarınızı, yatırımlarınızı ona göre yapabilirsiniz. Bu önemli bir gelişme" diye konuştu.
YABANCILAR BİZDEN İYİ YAPIYOR: Yabancıların sektöre ne gibi katkılar sağlayacağı yönündeki sorumuza ise Balcı, şu karşılığı verdi: "Sigortacılık sektörünü önümüzdeki dönemde, bir anlamda yabancıların şekillendireceğini söyleyebiliriz. Bu sektör için artı bir şey. Yabancı yatırımcılar, Almanlar, Amerikalılar, zaten bu işi sistem olarak bizden iyi yapıyorlar. Ancak, ’Türkiye’de sigorta sistemi geridir, yapılacak çok şey vardır’ gibi yaygın bir görüş var. Bu görüş doğru değil. Sigortacılık sektörümüz bankacılığın gölgesinde kalmış olabilir. Ancak çok gerilerde kaldığını söylemek yanlış olur."
GELİŞİMİ GÖRÜNCE ŞAŞKINA DÖNÜYORLAR: Ortak oldukları Ergo Grubu’nun genel merkezinden İstanbul’a bir çok yetkilinin gelip, gittiğini belirten Balcı, gelenlerin beklentilerinin üzerinde Bir İstanbul ile karşılaştıklarına dikkat çekti. Balcı, bu konuda şunları söyledi: "Üst düzey değil ama daha çok orta kademe yönetici arkadaşımız, ’3’üncü dünya ülkesi, buraya geldik. Ne var ki burada, ne olabilir ki. Bizler teknoloji getireceğiz buraya. Allah kahretsin, yapacak çok iş var’ gibi bir yaklaşım ve kurgu içinde Türkiye’ye geliyorlar. Ancak şirketin içine girdiklerinde, gördükleri karşısında şaşkına dönüyorlar. 3 yıldan beri bütün acentelerimizde, online internet üzerinden poliçe kesiyoruz. Bunu hálá yapamayan Avrupa şirketleri var."
YENİ ÜRÜNLER GETİRDİK: Ergo Grubu’nun şirketin yüzde 75’ini aldıktan sonra herhangi bir yatırımının söz konusu olmadığını belirten Balcı, "Onların bir yatırımı yok. Biz ortak olarak sermayemizi arttırdık, 20 milyon sermaye koyduk onlar on beş koydu, biz beş koyduk, bu daha önce düşünülen bir şeydi ama stratejik olarak şunu getirdik bunu götürdük diye bir şey yok. Plan yapıyoruz. İhtiyacımız olan ürünleri getirdik. Almanlar bireysel alanda çok iyi oldukları için bizim sistemimiz de bireysel yapıda işlediği için bireysel ürünler, bireysel sigortalar satabileceğimiz, adede gidebileceğimiz, mevcut sigortalılarımıza pazarlamayı düşündüğümüz, pazarlayabileceğimiz ürünlere öncelik veriyoruz" dedi. Sektörde sağlık hariç ilk beş şirket arasında yeraldıklarını belirten Balcı, 2006 sonu itibariyle cirolarının da 530 milyon YTL olduğunu kaydetti. Balcı, en çok primin oto kazadan geldiğini ancak sektörün en çok zararı da bu alandan yazdığını sözlerine ekledi.
Sigortacılık sektörüne gelecek çok yabancı var MURAT Balcı, sigortacılık sektörüne gelecek yeni yabancı yatırımcılar olduğunu belirterek, "Biz 2005 senesinde Alman Ergo ile görüşmeye başladığımız günlerde bile, bugün ismini duymadığımız bazı şirketler temas kurup görüşmek istedi. Şimdi onlar başka şirketlerle görüşüyor" dedi. Sigortacılık sektörünün de yavaş yavaş yabancıların eline geçmeye başladığını kaydeden Balcı’nın bu konudaki görüşleri şöyle: "Sektörün tamamının yabancılara geçeceği gibi bir kaygı taşımıyorum. Bu gelişmelerin yadırganmaması lazım. Sermayenin yerli veya yabancı olması çok önemli değil. Yabancıya satışı biz de İsviçre Sigorta’yı satarken kendi kendimize sorguladık durduk. Duygusal tarafına baktığınız zaman kolay kararlar değil, tam tersine oldukça zor verilen kararlar bunlar."
Primin yarısı İstanbul’dan ama Anadolu’ya gitmek şartERGOİSVİÇRE Genel Müdürü Balcı, "En aktif olduğumuz il İstanbul. Prim üretimimizin yüzde 50’sini İstanbul’da yapıyoruz. Geri kalanını Anadolu’dan alırız" dedi. Anadolu’da riskin az olduğuna dikkat çeken Balcı, şöyle konuştu: "Biz İsviçre Sigorta olarak hep hedefi Anadolu olarak koyduk. Hem oraya hizmet götürmemiz gerek, hem de orada yaptığımız iş sigortacılık açısından daha kárlı. Şöyle bir örnek vereyim,
trafik sigortalarında genel hasar prim oranı yüzde 80’dir. Yani 100 alır, 80 ödersiniz. Masraflar falan zarardır. İstanbul’da yüzde 100’dür. Ama İstanbul’u çıkarıp Ankara, İzmir gibi yerler için hesap yapsanız, geri kalan yüzde 60 civarındadır. Para kazanmak istiyorsanız, Anadolu’ya yönelmek lazım."
Sigorta poliçesi satmak, karpuz satmaya benzemezERGOİSVİÇRE Sigorta Genel Müdürü Murat Balcı, sigorta poliçesi satmanın manavda, karpuz kavun satmaya benzemediğini belirterek şunları söyledi: "Bir sigortayı sattığınız zaman, aldığınız para sizin kárınız değildir. Bir karpuz satın alındığında 10 liraya alır, nakliyesi vardır 1 lira, başka masrafları vardır. 15 liraya sattığında, 3 lira kárı vardır. Ama sigortacılıkta ben poliçeyi 100 liraya sattığımda ve de buradan toplamda 80 lira dediğimde kárım 20 değildir. Çünkü ben poliçeyi yazarım. Diyelim ocak ayında o poliçe başlar. 12 ay boyunca ben o poliçeye yükümlülük taşırım ve hasar olursa öderim. O itibarla, bilanço sonunda kapattığınız zaman aslında sizin süregelen riskleriniz vardır. Aslında ben geçen yıl yazdığım poliçelerimden de zarar ödüyorum. Bu sadece ödenen hasardır. Bizim aşağı yukarı yüzde 24 yazdığımız prim üzerinden masrafımız vardır. Acenteye verdiğimiz komisyon, bizim genel giderlerimiz yüzde 10 mertebesindedir. Örneğin burada 385 kişi çalışıyor, buradan gelen önemli giderlerimiz de söz konusu. Sektörde yüzde 1-2 gibi oldukça düşük kár marjları ile çalışıyoruz. Ciro karlılığımız oldukça düşük. Sadece bizde değil, tüm sektörde bu böyle."
Hayri ÇETİNKAYA