Güncelleme Tarihi:
Türkiye'deki sigortacılık sektörü, bu yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve ülkede gerçekleşen doğal afetlerin (Elazığ Depremi, Giresun sel felaketi) gölgesinde büyüme devam etti. Geçen yılın ocak-ağustos döneminde 43 milyar liralık sigorta yapan sektör, bu yılın aynı döneminde 53,3 milyar liralık bilançoya ulaştı.
AA muhabirinin, Başkent Sigorta Acenteleri Derneğinin (BASİAD) hazırladığı rapordan derlediği bilgiye göre, sigortacılık sektörü ocak-ağustos döneminde 53 milyar 290 milyon liralık poliçeye imza attı. Bunlardan 10,2 milyar liralık kısmı "hayat sigortası" kapsamında yapılırken, hayat dışı sigortaların toplamı 43 milyar lirayı geçti. Geçen yılın aynı döneminde toplamda 43 milyar liralık sigorta gerçekleştirilmişti.
Böylece, sigorta üretiminde, Kovid-19 salgını, Elazığ Depremi, Giresun'daki sel felaketinin de gerçekleştiği bu yılın 8 aylık döneminde, geçen yılın ocak-ağustos aylarına kıyasla yüzde 23,8'lik artış gerçekleşti. Hayat sigortalarındaki artış yüzde 64,3'ü buldu.
BASİAD Başkanı Hacı Ali Yücel yaptığı değerlendirmede, sigortacılık sektörünün 8 aylık verilerinin olumlu olduğunu ve sektörün ilerleme kaydettiğini söyledi.
Yılın son çeyreğinde sektörün büyümesini beklediklerini belirten Yücel, "Geride bıraktığımız dönemde, hayat dışı sigortalarda ve hayat sigortalarında artış oldu. Sigortacılık, artan döviz oranları ve yüksek enflasyon değişimlerine rağmen birçok sektöre göre iyi durumda." dedi.
Yücel, 2019-2020 döneminde ödenen prim hasar oranlarının Kovid-19 salgınına bağlı kısıtlamaların yoğun olduğu mart-haziran döneminde azaldığını, bu oranların yeni normal dönemine geçilmesiyle birlikte yükselmeye başladığını bildirdi.
Prim hasar oranlarının yılın son çeyreğinde yükselmeye bağlı olarak 2019'daki oranları yakalamasını beklediklerini ifade eden Yücel, "Hasar tazminat oranları geçen yıla yıla göre aynı düzeyde. Son çeyrekte bu verilerin aynı oranda devam etmesini bekliyoruz." diye konuştu.
"SİGORTA SEKTÖRÜNÜN PAYI ARTIRILMALI"
Yücel, sektörün gelişmesinin yeterli olmadığına işaret ederek, finansal sistemde sigortacılığın payının gelişmiş ülkelere göre geride kaldığını dile getirdi.
Finansal sistemde bankacılığın yüzde 85, sigortacılığın yüzde 5 ve diğer finansal kurumlarının yüzde 10 paya sahip olduğu bilgisini veren Yücel, şunları kaydetti:
"Bu, normal şartlarda sürdürülebilir bir dağılım değil. Gelişmiş ülkelerde sigortacılık sektörü yüzde 50-60 paya sahip. Dolayısıyla finansal sistemin yeniden regüle edilmesi sigorta sektörünün payının yüzde 5'lerden yüzde 30'lara çıkarılması, finansal sistemi sağlam yapıya kavuşturacak. Bunun için sigorta sektörünün yeni yapısal reformlara ihtiyacı var."
Yücel, özel sektörün ve devletin sigortacılığa katkı verdiğine dikkati çekerek, Milli Reasürans Şirketi, Sigorta ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile Türkiye Sigorta AŞ'nin kurulmasının sektör için önemli olduğunu söyledi.
Sigorta sektöründe reform niteliğinde yeniliklerin yapılmasına rağmen yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yücel, "2007'de çıkarılan Sigortacılık Kanunu ve yapılan düzenlemeler, bizi bugüne kadar getirdi ancak bu ekonomik büyüklük ve düzlemde sektörün yeni hikaye yazmaya ihtiyacı var. Bunun için 2007'de birinci reform aşaması bitti. Artık ikinci aşamaya geçilerek 'yeniden yapılanma ve yeni regülasyon' dönemine başlanmalı." ifadelerini kullandı.
Yücel, yeni döneme ilişkin beklentilerini şöyle sıraladı:
"Trafik sigortası poliçelerinin araca göre değil, sürücü belgelerine göre düzenlenmesi gerekir. Zorunlu sigortaların çeşitlendirilerek (konut, site paket poliçeleri gibi) artırılması gerekir. Kamu varlıkları sigorta ettirilmeli. Destek Hizmetleri Yönetmeliği çıkarılmalı. Sigorta genel şartları, günümüz şartlarına göre yeniden yazılmalı. Sigorta edinilmekten kaçınılan riskler için Tehlikeli Riskler Havuzu Sistemi kurulmalı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK), Sigorta Aracıları İcra Komitesi olarak düzenlenmeli. Sektörün eğitim şartları ihtiyaçlara göre yeniden şekillendirilmeli."