Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2010 00:00
Su baskını ile balıkçı restoranını, yangında marketini kaybeden KOBİ’lere “Başladığınız noktaya dönmeyin” mesajı veren Anadolu Sigorta, KOBİ Sigortası’nda Kırmızı Ödülü’nü aldı. Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Filiz Taşyumruk, KOBİ Sigortası oranının düşüklüğüne dikkat çekerek, “Söylemek istediğimiz şu: Sigorta yaptırmayacak kadar zengin değilsin, yaptırmazsan kaybedersin” dedi.
“ÇOK çalıştım Kenan kaptan, çok alın teri, hep alın teri. Kazandığını işe yatırmak lazım” diyen balıkçının sözleriyle yola çıkan Anadolu Sigorta ve reklam ajansı TBWA/İstanbul, bu yıl
KOBİ Sigortası kategorisinde Kırmızı Ödülü’nü aldı. Reklamın sloganı ise, “Başladığınız noktaya bir su baskını ile geri dönmeyin” oldu. Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Filiz Taşyumruk, sigortası olmayan KOBİ’lerin herşeylerini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Sigortası olmayan mahvoluyorKOBİ’lerin senelerce biriktirip yaptıkları yatırımın iki üç saatte kaybolduğunun altını çizen Taşyumruk, “Düşünsenize eğer sigortası yoksa elleri bomboş kalıverecek. Çünkü bunlar küçük ölçekli işletmeler. Makinelere su değdikten sonra o makineler bir işe yaramıyor ki. Sigortası olan hayatına devam ediyor. Yenilerini alıp koyabiliyor ama sigortası olmayan mahvoluyor” diye konuştu.
Oran çok yüksek değil
Taşyumruk, Türkiye’de sigorta bilincinin henüz oturmadığını belirtirken, KOBİ Sigortası oranının da “maalesef” yüksek seviyede olmadığına dikkat çekti. Anadolu Sigorta’nın reklam kampanyalarında yapmak istediği en büyük şeyin halka sigorta bilincini yerleştirebilmek olduğunu anlatan Ergüntan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bizim son dönemde aslında söylediğimiz birşey. Sigorta yaptırmazsan herşeyini kaybedeceksin sıfıra ineceksin. O kadar zengin misin, sıfıra indiğinde ayağa kalkabilecek misini anlatmaya çalışıyoruz. Sigorta yaptır ki senin yerine bir havuzda toplanan ve adına sigorta dediğimiz varlıkla kaybettiklerini yerine koyalım.”
Kriz döneminde yayınladık
Kriz döneminde Anadolu Sigorta olarak reklamlarını geri çekmeyerek aksine daha fazla reklam yayınladıklarını vurgulayan Filiz Taşyumruk, kriz döneminin sigorta şirketleri için çok önemli olduğunu belirtti. Türkiye’de insanların çoğu zaman ‘Bana birşey olmaz’ felsefesinin izinden gittiğini söyleyen Taşyumruk, “İnsanlara, ‘Bak arkadaş, bu dönemde kaybedersen çok zordur’u anlatmaya çalışıyoruz. Çünkü küçücük bir şeyden farkına bile varmadan sıfıra inebilirler. Sigorta KOBİ’lerin hayatının bir parçası olmalı. Söylemek istediğimiz şey şu: Sigorta yaptırmayacak kadar zengin değilsin, yaptırmazsan kaybedersin” diye konuştu.
Biraz korkutan ‘tatlı dil’i seçtikTBWA/İstanbul Marka Grubu Ajans Başkan Yardımcısı Burcu Özdemir, Anadolu Sigorta ile yaptıkları çalışmalarda hedeflerinin Türkiye’deki sigorta bilincini artırmak olduğunu dile getirdi. Özellikle sigorta ihtiyacının anlaşılması gerektiğini belirten Burcu Özdemir, “Sigorta yaptırmak gerektiğini tatlı bir dille anlatarak ama hafif de konunun ciddiyetiyle korkutarak söylememiz gerekiyordu. Çok doğru bir ton yakaladığımıza inanıyoruz” dedi.
Her kampanya ses getiriyor ama etkisi kısa sürüyorTaşyumruk, KOBİ Sigortası reklamlarının Türikye’de ses getirdiğini ancak belli bir dönem algıyı artırabildiğini söyledi. Taşyumruk, ancak bu etkinin kısa sürdüğüne dikkat çekerken, “Reklamın yayın dönemi bittiği andan itibaren sigorta talebinin geri geri başladığını görüyorsunuz. Bu bilincin yerleşmesi kısa soluklu bir şey değil. Oldukça uzun soluklu” diye konuştu.
Yeni tüketici bilmek bilinçlenmek istiyor
KIRMIZI Ödülleri’ne destek veren firmalardan Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, dünya değişirken, tüketici alışkanlıklarında, nesillerin düşünce yapısında ve dolayısıyla reklam endüstrisinde de büyük değişimler yaşandığını söyledi. Yaratıcılığın boyutunun değiştiğine dikkat çeken Mehmet Nane, “Özgünlük, yenilikçilik öne çıkıyor. Yeni tüketici artık bilmek, bilinçlenmek istiyor” diye konuştu. Mehmet Nane, Türk reklamcılık sektörünün son derece başarılı işlerin birbirinde yarıştığı bir pazara dönüştüğünü de vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık reklamların, birer bilgi kaynağı olarak hizmet verirken dikkat çekicilik, akılda kalıcılık, gerçeklik, hayal gücü, rekabet, zeka gibi kendi arasında bile çelişebilen pek çok olguyu da bünyesinde barındırması bekleniyor. Bu açıdan bakıldığında dünyada reklamcılığın sorumluluğu ama bir yandan da önemi artıyor. Türkiye’de de dünya paralelinde bir gelişim olduğunu düşünüyorum.”