Güncelleme Tarihi:
HÜRRİYET’in öncülüğünde gerçekleşen Sign of the City Awards’ta gayrimenkul ve inşaat sektörünün en iyi projeleri seçildi. Bu yıl ilki gerçekleşen yarışmada 6 Kasım’da gerçekleşen ödül gecesine 500’den fazla inşaat sektörü temsilcisi katıldı. Yarışmaya ilk yılında 149 firmadan 199 başvuru gelmesini değerlendiren, jüri başkanı Y. Müh. Mimar Doğan Hasol ve Hürriyet Reklam Direktörü Zeynep Tandoğan Sign of the City Awards’ın, 41 yıldır gerçekleştirilen Altın Kelebek ve 11 yıldır gerçekleştirilen Kırmızı Ödülleri gibi geleneksel hale geleceğini söyledi. Gayrimenkul sektörünün Türk ekonomisindeki yerine dikkat çeken Hasol ve Tandoğan, yarışmanın sektöre canlılık getireceğini, katılımcı firmalara katkı sağlayacağını ifade etti.
Zeynep Tandoğan
Gerçek başarı ödüllendirildi
Hürriyet’in nabzını tuttuğu önemli sektörlerden birinin gayrimenkul ve inşaat sektörü olduğunu söyleyen Zeynep Tandoğan, Sign of the City Awards yarışmasının alt yapısını oluşturmaya iki yıl önce başladıklarını kaydetti. Sektörün yetkilileri ile sorunları, boşlukta kalan tarafları, nelere ihtiyaç duyulduğunu konuştuklarını söyleyen Tandoğan, “Tüm edindiğimiz bu bilgilerin sonucunda da Türkiye inşaat ve gayrimenkul sektörüne değer katmak amacıyla Sign of the City Awards’ı gerçekleştirdik. Yarışmaya ilk yılında çok yoğun bir ilgi ve katılım vardı. Önümüzdeki sene bu katılımın çok daha fazla olacağı şimdiden belli oldu. Bizim sektörü takip ettiğimiz kadar sektör de bizi tanıyor. Bu proje için çok araştırdık, uzun süredir çalışıyoruz. Her aşamada çok şeffaf, denetime açık bir değerlendirme süreci kurduk. Sektör temsilcilerini sürekli bilgilendirdik. Her şeyden önce sektörün buna ihtiyacı vardı. Çok başarılı projeler yaratılıyor ve bunların ödüllendirilmesi gerekiyor. Sign of the City yarışmasıyla bu boşluğu doldurduk. Onlar da bizim tarafsızlığımıza, gerçek amacımızın değer katmak olduğuna güvendiler. Yarışmanın daha ilk yılı olmasına rağmen bazı kategorilerde ödül verilmedi. Çünkü amacımız ödül dağıtmak veya firmaları mutlu etmek değil, gerçek başarıyı ödüllendirmek” dedi.
ULUSLARARASI OLACAK
Sign of the City yarışmasının gelenekselleşmesinin öncelikli hedefleri olduğunu belirten Tandoğan, sürdürülebilir projeler geliştirme konusuna verdikleri öneme dikkat çekti. Türkiye ekonomisi için büyüme ve istihdamda güçlü sektörler arasında yer alan inşaat ve gayrimenkul sektörünün artık yabancı sermaye için de cazip bir yatırım alanı haline geldiğini belirten Tandoğan, ileriki yıllarda katılımı, hatta jüri oluşumunu uluslararası boyutlara taşıyabileceklerini söyledi. Tandoğan, yarışmanın isminin ingilizce olmasının temel gerekçelerinden biri de gelecekte uluslararası olma hedefi olduğunu ifade etti.
SEKTÖR SAHİP ÇIKTI
6 Kasım’da gerçekleşen ödül törenini değerlendiren Tandoğan, inşaat ve gayrimenkul sektörünün önde gelen isim ve firmalarının buluştuğu, çok prestijli ve şık bir ödül töreni gerçekleştiğini dile getirdi . Sektörün bütün önemli oyuncusu firmalardan son güne kadar yoğun bir katılım talebi geldiğini belirten Tandoğan, “Sektöre ve geleceğe değer katan markaların gösterdiği yoğun ilgi ve katılım, yarışmanın daha birinci yılında sektör tarafından benimsendiğinin güçlü bir göstergesi oldu” dedi. Yarışmanın ilk yılı olmasından kaynaklanan iyileştirilmesi gereken noktalar olduğunun da belirten Tandoğan, jüri başkanları, üyeler, yarışma katılımcıları ve diğer tüm paydaşların olumlu, olumsuz tüm eleştirilerini değerlendirdiklerini dile getirdi.
FİRMALARA ARTI DEĞER KATTI
Sign of the City’nin, katılan firmalara ve destekçilerine artı bir değer kattığını belirten Tandoğan, “İnşaat ve gayrimenkul çok büyük ve önemli bir sektör. Bu sektörde yer alan herkesin ortak amacı, hep daha iyi ve sürdürülebilir projeleri gerçekleştirmek olmalı. Sign of the City Awards yarışması da bu konuda öncü olacak bir yarışma. Ayrıca sektörel yarışmaların ödül dinamiğinin katkısı da göz ardı edilemez. Ödül kazanan firmalar bu başarılarını “Sign of the City Awards Ödüllü Proje” ibaresiyle pazarlama iletişimlerinde kullanmaya başladılar” dedi.
Kentliyle barışık yapılar seçildi
Doğan Hasol
GAYRİMENKUL sektörünün ödüllendirildiği kapsamlı bir yarışma organizasyonun Türkiye’de ilk kez düzenlendiğini söyleyen Sign of the City Awards Jüri Başkanı Y. Müh. Mimar Doğan Hasol, “Türkiye’nin, son zamanlarda imal edilmiş olsa da mimarlık yarışmaları konusunda birikmiş bir deneyimi var; gayrimenkul yarışması konusunda yok. Bu bakımdan Sign of the City Awards yarışması iyi bir örnek oluşturarak sektörde yeni olanakların yolunu açtı” dedi. Yarışma kapsamın 199 başvuruyu değerlendirdiklerini belirten Hasol, gayrimenkulün yalnızca ekonomik, ticari başarısını değil, yerleşimin ve yapılaşmanın kentsel planlama, kentsel tasarım ve çevresiyle ilişkileri; çevreye ve kente olan olumlu ya da olumsuz etkilerinin önemle göz önünde tutulduğunu kaydetti. Seçilen her projenin, çevresiyle ve kentiyle barışık olmasına öncelik verdiklerini belirten Hasol, “Bu bir mimarlık yarışması değildi kuşkusuz, ama planlama ve mimarlık faktörü de seçimin vazgeçilmeziydi” dedi.
NASIL KARAR VERİLDİ?
Sign of the City Awards’a ilk yılında yoğun talep geldiğini belirten Doğan Hasol, Jüri çalışmalarını şöyle anlattı; “ Projelerin şartnameye uygunluk denetimini Ernst & Young kuruluşu yaptı. O denetiminden geçen, şartnameye uygun projeler bilgisayar ortamında, tabii şifreli bir sistemle jüri üyelerinin bireysel incelemesine sunuldu. Burada bir noktayı belirtmekte yarar var. Jüri bu süreçten önce birkaç toplantı yapmış ve bir ilke kararı almıştı. Jüri üyeleri doğal olarak sektörden geldikleri için bazı projelerle ilişkili olabilirlerdi. O karara göre, jüri üyeleri ilişikleri olan proje ya da projeler konusunda düşünce belirtmeyecekler ve o projenin değerlendirme sürecinde de yer almayacaklardı. O nedenle, ilk iş olarak üyelerin beyanlarıyla böyle bir liste hazırlanmıştı. Bu ilkeye, bilgisayar ortamındaki ön seçimden başlayarak yarışmanın sonuna kadar titizlikle uyuldu. Jüri üyelerinin oylarıyla, ön seçimde her dalda finale kalan 5’er proje belirlendi. Başvuru sayısı 5’in altında kalmış dallardaki başvurular finale otomatik olarak geldiler.”
Doğan Hasol, değerlendirme aşamasında bilgisayar ortamında yapılan bireysel değerlendirmelerin sonucunun, jüri üyelerinin bir araya geldiği toplantıda görüşmeye ve tartışmaya açıldığını söyledi. Her kategoride “Tamamlanmış” ve “Devam Eden” projelerin ayrı ayrı tartışıldığını söyleyen Hasol, “Bireysel incelemelerin sağladığı avantajla bu ortak çalışma hızlı bir tempoyla iki tam gün sürdü. Jüri üyelerinin bilgileri, deneyimleri ve duyarlı mesleki yaklaşımları karar süresini kolaylaştırdı. Kararların hemen tümü oybirliği ile alındı” dedi.
KENTSEL TASARIM EKSİKLİĞİ VAR
Yarışmaya katılan gayrimenkul projelerini değerlendirme aşamalarında çarpıcı örneklerle karşılaştıklarını belirten Hasol, “Gördük ki, ülkemizdeki bölgesel - kentsel planlama ve kentsel tasarım eksikliği sonuçları çok fazla etkiliyor, belirleyici bir rol oynuyor. Plansızlık nedeniyle yerleşmeler ve parsel bazında noktasal uygulamalar kent açısından tutarsız sonuçlar yaratabiliyor. Sonuç, kent açısından istenmeyen şekilde yanlış yerleşmeler, aşırı inşaat yoğunlukları ve anarşik denebilecek yüksek yapılaşma şeklinde oluyor. İnşaat alanı - arsa alanı oranının 15’e ulaştığı projelerle karşılaştık. Verilmiş resmi 3 emsal izniyle böyle bir mucizenin nasıl yaratılabildiği ciddi bir merak ve inceleme konusu olmalı” dedi.
PLANSIZLIK KENTLERİN ALEYHİNE
Gayrimenkul sektörü için öncelikli olarak bilimsel yolla hazırlanmış fiziksel planlar yapılması gerektiğini söyleyen Hasol, plansızlığın kentlerin aleyhine olduğuna dikkat çekti. Bu durum sürdürülebilir olmadığını belirten Hasol, “Hepimiz yıllardan beri sürekli olarak çarpık kentleşmeden, siluet bozukluklarından, kentsel kimliğin, dokunun, ölçeğin kaybından, yeşilin yok edilmesinden yakınmıyor muyuz? Ne var ki hep sonuçları gördükten sonra ayılıyoruz; oysa olabilecekleri önceden kestirip ona göre davranmamız gerekir. Geleceği düzen altına almak için önce planlama” diye konuştu.
YARIŞ CANLILIK GETİRECEK
Yarışmanın, gayrimenkul sektörüne, girişimcilere, inşaatçılara ciddi katkılar sağlayacağını belirten Hasol, “Yarış her zaman yararlıdır. Yarışta farklılık yaratmak üzere hazırlanmak canlılık getirir. Ayrıca rakiplerin neler yaptığını görmek, gelecekte yararlı olabilecek bilgi ve deneyimler kazandıracaktır. Yarışmanın bu özelliklerle sektöre yeni bir canlılık getireceği açık” dedi. Türk inşaat ve gayrimenkul sektörünün son yıllarda hızlı bir gelişme gösterdiğini belirten Hasol, sektörün yurtdışında, uluslararası alanda çok başarılı bir konuma geldiğini, içeride de teknoloji, hızlı yapım teknikleri ve inşaat malzemesi üretimini geliştirdiğini söyledi. Hasol, şehirlerin gelişimi için ise şunları söyledi; “ Önce plan fikrine saygı… Ülke, bölge, kent boyutunda planlama… Çıkan sonuçlardan bugünkü gibi pişmanlık duyulmaması için kentsel planlama ve kentsel tasarıma baştan önem verilmesi gerekiyor. Kısacası bugün çok ağırlık kazanmış olan plan tadilatı ve parsel bazında noktasal kararlar yerine bilimsel yöntemlerle hazırlanmış plan... Bunun için de bugün çeşitli kamu kurumlarına dağıtılmış olan yetkilerin doğru bir sistem içinde toparlanması gerekiyor. Ayrıca inşaat yoğunluğu hesaplarının yozlaştırılmasına yol açan mevzuat kaçamakları da bir an önce giderilmeli. Böylesi aşırı yapılaşma oranları şehirlerimizi içinden çıkılması imkansız sorunlarla baş başa bırakacak. Toprağın değerini spekülatif amaçla olabildiğince çok artırabilme uğruna yapılaşma yoğunluklarını aşırı derecede artırmak kentlerimizin hayrına değil.”
Yapılarda neler incelendi?
Sign of the City Awards Jüri Başkanı Y. Müh. Mimar Doğan Hasol, yarışmaya başvuran gayrimenkul projelerini hangi kriterlere göre değerlendirdiklerini açıkladı. İşte o kriterler;
-Yerleşme: Yer seçimi, kentsel plana, topografyaya ve çevreye uygunluk, doğal ve yapılı çevreye saygı, çevreyle barışık olma
-Ulaşım olanakları
-Coğrafi ve iklimsel koşullara uygunluk
-Mimari olgunluk, mimarlık dili ve estetik değerler
-İşlevlere uygunluk
-Strüktürel (yapısal) uygunluk
-Ekolojik değerlere yaklaşım
-Teknik gerekliliklere uygunluk
-Projenin ekonomisi ve ekonomik çözüm