Siemens: Akkuyu’da planımız değişmedi

Türkiye'deki deprem felaketinden sonra eleştrilere maruz kalan Akkuyu Nükleer Santralı'nın ihalesine Alman-Fransız ortaklığındaki Nuclear Power International (NPI) ortaklığıyla giren Siemens, projeden vazgeçmediğini bildirdi.

Almanya'nın Erlangen kentinde Siemens Sözcüsü Mark Derbacher yaptığı açıklamada, Türkiye'deki ağır depreme rağmen Akdeniz kıyılarındaki Akkuyu'da nükleer santral kurma isteklerinden vazgeçmediklerini açıkladı. Almanya'nın Sesi Radyosu'na göre Derbacher, Türkiye'ye ihale konusunda yaptıkları başvuru konusunda herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını vurgularken, hazırladıkları projenin şiddetli depreme dayanıklı olduğunu savundu. Çukurova bölgesinde geçen yıl felakete yol açan Richter ölçeğine göre 6.3 şiddetindeki büyük depremin ardından Akkuyu Nükleer Santralı'ne karşı çıkan bilim adamları ve çevreciler, birinci derecede deprem kuşağında nükleer santral kurulma girişimine tepki göstermiş, geçen yılki Adana depremi ve Marmara'yı vuran son felaketin ardından projenin ‘nükleer intihar’ olacağını savunmuştu.

170 hektarlık alanda kurulacak Akkuyu Nükleer Santralı 600 megawat gücünde olacak. Akkuyu'nun seçimi sırasında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri, bölgenin tamamen güvenli olduğunu bildirmişti. Santralın yapımı için en cazip teklifi veren Alman- Fransız ortaklığındaki Nuclear Power International'ın (NPI) yetkilileri, Akkuyu'nun seçilme nedeninin deprem kuşağında olmamasını göstermişti.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü geçen yılki Adana depremin merkez üssünün Osmaniye- Adana arasında başlayıp Akdeniz'de devam eden Karataş Fay Hattı'nın hareketi sonucu oluştuğunu açıklamıştı. 1945 yılında aynı bölgede 6.5 şiddetinde büyük deprem kaydelirken, o bölgede bulunan Karataş Fay hattının Güneydoğu Akdeniz Havzası'ndaki tehlikeli üç fay hattından biri olduğu belirtildi. Bu arada Ecemiş Fay Hattı'nın Akkuyu'nun 25 kilometre yakınından geçtiğini savunan çevreciler, şiddetli depremde reaktörden radyasyon sızma riskinin yüsek olduğunu, bunun felaketin boyutlarını arttıracağını savundu.