Güncelleme Tarihi:
ELEKTRİK üretiminde yenilenebilir enerjinin tüm dünyada hızlı bir artış gösterdiğini söyleyen SHURA Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman, “Aynı şekilde enerji verimliliğinin de önemini daha fazla anlıyoruz. Çatı tipi güneş enerjisi, sayaç arkası batarya depolama uygulamaları, elektrikli araçlar ve ısı pompaları ile merkezi bir yapıdan yenilenebilire dayanan dağıtık bir yapıya geçiyoruz” dedi. Bu dönüşümün Türkiye’de elektrik sisteminin daha verimli ve daha az karbon salınımı ile çalışmasını sağlayacağını belirten Hakman, “Elektrik sistemindeki bu dönüşüm ithalat faturasının düşmesi, yeni istihdam alanlarının açılması ve cari açığın azalması ve iklim değişikliği ile mücadele demek” diye konuştu.
Türkiye’de elektrik sistemi dönüşümünde hem özel sektör hem de kamunun rolünün kritik olduğunu belirten Hakman, “Düşmeye devam eden yenilenebilir enerji yatırım maliyetleriyle birlikte önümüzdeki dönemlerde bu kaynaklara teşvik verilmesine bile ihtiyaç olmayabilir, geçtiğimiz dönemdeki güneş YEKA ihaleleri bunu göstermekte. Fakat kamunun kolaylaştırıcı düzenlemeler ve mekanizmalarla bu yolun açılmasında öncü olması gerekecek. Burada kamuya düşen en önemli görev Türkiye’nin karbonsuzlaşması için tutarlı bir yol haritası oluşturmak” şeklinde konuştu.
YEŞİL MUTABAKAT ETKİSİ
15 yıl öncesine göre Türkiye’nin yenilenebilir kapasitesinin çok hızlı arttığını vurgulayan Hakman, “Son 10 yılda yenilenebilir enerjide yakalanan gelişimin devam etmesi çok kritik. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi olarak yaptığımız analizlerde 2030 yılında rüzgar ve güneş enerjisinin payının yüzde 30’lara ve toplam yenilenebilir enerji üretim payının da yüzde 50’lerin üzerine çıkması mümkün. Yeşil Mutabakat’ın ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek, hatta bir fırsata çevirmek için yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğimizi daha da yükseltmemiz gerekiyor. İhracatımızın olumsuz etkilenmemesi için demir-çelik, çimento, alüminyum ve ulaştırma gibi sektörlerde de karbonsuzlaşmayı güçlendirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
590 BİN YENİ İSTİHDAM
SELAHATTİN Hakman, “Yaptığımız hesaplamalara göre elektrik sistemi dönüşüm senaryosunda yenilenebilir enerji yatırımlarının 2018-2030 döneminde yüzde 56’sı imalat, yüzde 40’ı inşaat ve yüzde 4’ü işletme/bakım alanlarında olmak üzere 590 bin yeni istihdam yaratması bekleniyor. Emek-yoğun sektörlerde daha düşük istihdam artışı veya istihdam azalması beklenirken, makine, imalat, beyaz eşya, otomotiv, kimya ve demir-çelik sektörlerinde ve eğitim ve sosyal hizmetlerde baz patikaya kıyasla daha yüksek istihdam bekleniyor. Tekstil, gıda işleme, madencilik, tarım, konaklama ve yemek alanlarında ise istihdam baz patikaya kıyasla daha yavaş büyüyor” diye konuştu.
FIRSATA ÇEVİREBİLİR
İklİm krizinin kendisini daha fazla hissettirmeye başladığını ifade eden Hakman, şunları söyledi: “Türkiye’nin enerji sektörü kaynaklı toplam karbondioksit salımlarının yaklaşık yüzde 35’inden sorumlu olan elektrik sektöründe. Enerji talebi artan ve bunu fırsata çevirebilecek potansiyele sahip her ülke gibi Türkiye de enerji dönüşümü sayesinde sera gazı emisyonlarını mevcut seviyelerin altında tutabilecek potansiyele sahip. Enerji dönüşümünü Türkiye’nin ekonomik büyümesini ve dış ticaret dengesini olumlu etkileyecek. Sadece elektrik sisteminde yenilenebilir enerji payının 2030 yılına kadar yüzde 55 seviyesine gelmesi, enerji verimliliğinde mevcut senaryolara kıyasla yüzde 10 artış ve 2.5 milyon elektrikli araç ve ısıtmada 2 milyon ısı pompası kullanımının getireceği elektrifikasyon GSYİH’inin yıllık bazda yüzde 1 daha yüksek seviyede gerçekleşmesini sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, enerji ithalatında da yıllık 1 milyar dolar tasarruf edilebilecektir.”