Güncelleme Tarihi:
Sompo Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş, ekim ayında Anayasa Mahkemesi’nin, aldığı kararla trafik sigortasının bazı maddelerini iptal etmesinin sigortacılıkta sermaye erozyonuna neden olacağını söyledi. Dalaş, kararın şirketlerin bedeni tazminat yükümlülüklerini artıracağını belirterek, “Hayati nitelikte etkisi ise, mevcut rezervlerin bu karardan ne yönde etkileneceğidir. İptal kararlarının geriye yürümezliği özelliğinden bahsediliyor. Söz konusu maddenin pratikte uygulama bulmaması halinde, sigorta şirketlerinin rezervlerinde meydana gelebilecek artış önemli seviyede sermaye erozyonu yaratacak” dedi.
Bu durumda sektörün, mevcut rezervlerini 5-6 milyar TL artırması gerekeceğini, bu muazzam rakamın da şirketlerin biriktirmiş olduğu öz sermayelerinin üçte biri seviyesine karşılık geldiğini ifade eden Dalaş, “Bu durum tüm sektör için katastrofik bir etkiye sahip olmakla birlikte sermaye yeterliliği halihazırda limitte olan bazı şirketlerin sermayesinin iyice yetersiz seviyeye inmesine ve poliçe yazamaz hale gelmesine sebebiyet verecektir” dedi.
SİGORTALILAR ETKİLENECEK
Dalaş, yeni durumda şirketlerin rezervlerini artırmaları gerektiğini de vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Konu ile ilgili olarak Sigorta Emeklilik ve Düzenleme Kurulu’nun bir düzenleme yapması gerekiyor. Aksi takdirde şirketler arasında uygulama farklılığı oluşacak, sektör rakamları mukayese edilebilirlik ve muhasebe prensipleri açısından içinden çıkılamaz hale gelecek. Değinmek istediğim bir başka konu ise yaptırdığım hesaplara göre bazı şirketlerin rezerv yeterliliğinin soru işareti taşıdığı. Bu şirketlerde aslında gerçekte oluşamayacak kar rakamları ortaya çıkmakta, dolayısı ile sermaye yeterliliğinde sorun yokmuş gibi görünmekte. Rezerv seviyelerinin doğruluğu son derece önemlidir.”
Recai Dalaş, mahkeme kararını sigortalı açısından da değerlendirerek, olumsuz senaryonun gerçekleşmesi ile trafik sigortası fiyatlarının ivedi olarak yüzde 18-20 civarında artması gerektiğini, bunun da arzu edilmeyen bir durum yaratacağını söyledi. Dalaş, “Önümüzdeki kısa dönemde iptal edilen maddelerin bu kez kanunla düzenlenmesi sağlanabilirse, bu olumsuzlukların önemli kısmı önlenebilecek, halkın bu sigorta türü için daha fazla para ödemek zorunda kalmasının da önüne geçilebilecektir” şeklinde konuştu.
SİGORTANIN ÖNEMİ ANLAŞILDI
Salgının, sigorta pazarı üzerindeki etkisine de değinen Recai Dalaş, “Diğer ülkelerle kıyasladığımızda bizi zorlayan en önemli şey ülkemizde insanların ekonomik daralmalarda öncelikle sigorta ürünlerinden vazgeçmesidir. Oysaki bu dönemler, sigortanın öneminin en çok anlaşılması gereken dönemlerdir” dedi. Dalaş, dünyanın en büyük 10 sigorta pazarının, pandemi nedeniyle 2020’de milli ekonomilerinde yüzde 4.5 oranında küçülme beklendiğini, dünya ekonomilerindeki bu duruma karşın Türk sigorta sektörünün bu yılın ilk 9 ayında geçen yıla göre yüzde 17 gibi büyüme kaydettiğini söyledi. Dalaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pandemiyle birlikte ihtiyaç ve beklentiler de değişiyor. Bu durum yeni koşullara adapte olma zorunluluğu doğuruyor. İş durması, yakın zamanda yaşadığımız İzmir depreminde gerçekleşen tsunami hasarları gibi durumlar, örnek olarak gösterilebilir. Ancak salgın ve geldiği boyut hepimiz için yeni bir durum. Örneğin SARS’ta salgın bu boyutta ve bu kadar küresel olmadı. Kovid-19 salgını bize riskin hep mevcut olduğunu gösterdi. Sektör bu tür yeni durumlar için çözümler üretmesi gerektiğini daha da iyi fark etti. Belirsizlik nedeniyle pandemi sürecinde insanlar maalesef kasko ve hatta zorunlu olmasına rağmen oto sigortalarını bekletme, yaptırmama eğilimi içerisine girdiler. Ancak sağlıkta farkındalığın arttığı bir dönem oldu; tamamlayıcı sağlık sigortalarına olan ilgi ve talep de arttı.”
İŞİMİZ HASAR ÖDEMEK
Recai Dalaş, İzmir depreminden örnek vererek, sigorta bilincinin tam olarak oturmadığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Aklımıza çoğunlukla kasko ve trafik sigortası geliyor. Halbuki oto sigortaları hizmetlerimizin küçük bir kısmı. Deprem bölgesinde olduğumuzu unutmamamız lazım, bunu değiştiremeyiz, önlem alabiliriz. Sağlam yapılar yapmalı ve sigorta ile korunmalı. 2019-2020 yıllarını ilk 9 aylık döneminde DASK’ta yaklaşık yüzde 4’lük adet artışı mevcut ki, olması gerekenin çok altında. DASK, tek başına yeterli değil; konut sigortası ile de desteklenmeli. Hiçbir vatandaşımızın hayatını kaybetmesini istemeyiz ancak afetler yaşanırsa da kaybettikleri mal varlıklarını, sağlıklarını geri kazanmaları için elimizden gelen desteği sağlarız. Biz hasar ödemek için varız. İşimizin doğası budur.”
PAZARDA ALICI OLARAK VARIZ
Recai Dalaş, son dönemde dünya sigorta pazarında yaşanan şirket satın almaları ve konsolidasyon sürecinin Türkiye’ye etkilerini de değerlendirerek, şu açıklamaları yaptı: “Türkiye, sigorta sektörü açısından hala gelişmekte olan bir ülke. Bu da hem yurtiçindeki hem de yurtdışındaki yatırımcıların bugün olmasa da gelecekte ülkemize olan ilgisini artıracaktır. İlerleyen süreçlerde tabi ki satın alma süreçlerini görebiliriz. Sompo olarak biz de uygun koşulların oluşması halinde pazarda alıcı olarak varız. Tabii, satın alınacak şirketlerin de satın iyi incelenmesi lazım. Her zaman belirttiğim gibi, karlılık büyümenin yakıtıdır. Satın alınacak olan şirketin portföy yapısı, karlılığı önemli, size orta ve uzun vadede değer katması gerekir.”