Serdengeçti, kapalı yapılan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu`ndaki sunuş konuşmasında,
Merkez Bankası`nın çalışmaları konusunda komisyon üyelerine bilgi verdi.
Basına dağıtılan konuşma metnine göre, enflasyon hedeflemesi rejimine geçmek amacıyla teknik hazırlıkların yapıldığına işaret eden Serdengeçti, bu bağlamda Merkez Bankası tarafından yapılan iktisadi yönelim anketine ilave şekilde, ağırlıklı olarak finans kesiminin enflasyon kur ve faiz beklentilerini ayda iki kez elde etmeyi amaçlayan enflasyon beklenti anket verilerinin toplanmasına başlandığını söyledi.
Serdengeçti, şöyle dedi: ``Enflasyon hedeflemesi rejimi, gerek enflasyon hedefinin nominal çapa olması yoluyla para politikası üzerindeki belirsizliklerin azaltılması, gerek bağımsız para politikası uygulamasının getireceği dış şoklara karşı esneklik, gerekse kamuoyu ile iletişimi artan ve kamuoyuna neyi, ne amaçla yapacağını anlatacak şeffaf bir para politikası çerçevesi oluşturulması açısından ülkemize birçok yarar sağlayacaktır.
Ülkemizde enflasyon hedeflemesi rejiminin uygulanmasıyla, enflasyonist bekleyişlerin azalması, döviz kurunda olan değişimlerin fiyatlara yansımasının azalması ve faiz oranlarının düşüş sonucunda borcun sürdürülebilirliğinin kolaylaşması gibi olumlu gelişmeler gözlemlenecektir.``
EKONOMİK PROGRAMIN PARÇASIEnflasyon hedeflemesinin, genel ekonomik programın önemli bir parçası olarak düşünülmesi gerektiğini söyleyen Serdengeçti, bu çerçevede bu rejimin uygulanması başarısının, ekonomi politikalarıyla desteklenmesine bağlı olduğunu bildirdi.
Serdengeçti şöyle devam etti: ``Kısaca bu rejimin başarısı, önce ekonomideki bazı olumlu gelişmelere, örneğin dalgalı kur rejiminde kurun istikrar kazanmasına ve enflasyon üzerindeki etkisinin azalmasına, geçmiş enflasyona endeksleme sisteminin terk edilerek ileriye yönelik endekslemeye geçilmesine, ayrıca Hazine`nin borç piyasalarındaki hakimiyetinin azalmasına bağlıdır.
Bunlara ilave olarak mali disiplinin sağlanması, finansal derinleşme, mal ve hizmet piyasalarının göreli fiyat değişmelerine karşı daha esnek bir yapıya ulaşması da bu rejimin başarısı için son derece önemli faktörlerdir.``
Serdengeçti, dolaylı vergilerdeki kademeli artışları, enflasyon üzerinde etkili olan kamu fiyatlarındaki artışları dünyada ve petrol ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmaları, tarım üretiminde tarım fiyatlarını etkileyebilecek dalgalanmaları, beklenmeyen doğal afetlerienflasyon hedefinden sapmaları açıklayabilecek faktörler olarak gözönünde bulundurulduğunu kaydetti.
Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, ekonominin kalıcı bir büyüme sürecine girmesinde mali piyasalardaki olumlu gelişmelerin devam etmesinin büyük bir önem taşıdığını vurgularken, ``mali piyasalarda oluşmaya başlayan istikrarın sürdürülebilmesinin ön koşulu ise iç borçlanmanın sürdürülebilir olduğunun ekonomik birimlere gösterilmesidir`` dedi.
Serdengeçti, kapalı yapılan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu`ndaki sunuş
konuşmasında, Merkez Bankası`nın çalışmaları konusunda komisyon üyelerine bilgi verdi.
Basına dağıtılan konuşma metnine göre, sürdürülebilirlik için dört temel koşulun sağlanması gerektiğini belirten Serdengeçti, bunları ``mali disiplinin sürdürülmesi, 2002 yılında çok önemli miktarda faiz dışı bütçe fazlası verilmesi, gerekli ek dış kaynakla programın desteklenmesi, politik gelişmelerin programın inandırıcılığına zarar vermemesi, bugüne kadar gerçekleştirilen yapısal reformların iktisadi temelleri nasıl düzelttiğinin kamuoyuna daha iyi anlatılması ve reformsürecine devam edilmesi`` olarak sıraladı.
Bu dört koşulun sağlanmasıyla birlikte faiz oranlarında düşüş ve döviz kurlarında istikrarlı bir seyir gözlenebileceğini belirten Serdengeçti, böylelikle enflasyon oranının giderek azalacağı ve yıl sonu için hedeflenen yüzde 35 düzeyine ulaşabileceğinin tahmin edildiğini kaydetti.
Bu istikrarın yurtiçi talebi uyaracağını düşündüklerini ifade eden Serdengeçti, ancak uyarılan yurtiçi talebin üretime dönüşebilmesi içinmali sektörün tekrar krizi açabilir bir bünyeye kavuşturulması gerektiğini bildirdi.
Özel sermayeli bankaların güçlendirilmesiyle, ekonomik büyüme içingerekli olan fonların reel sektöre daha rahat aktarılabileceği bir ortamın oluşacağını belirten Serdengeçti, Merkez Bankasının diğer ilgili kurumlarla birlikte
döviz kuru döviz piyasalarının işleyişinin etkinleştirilmesi için bir dizi idari düzenlemeler yaptığını söyledi.
Serdengeçti, bunların vadeli döviz piyasalarının geliştirilmesi, vadeli döviz işlemleri ile ilgili vergi ve muhasebe mevzuatlarının açıklığa kavuşturulması, kamu iktisadi kuruluşlarının mali idarelerin geliştirilerek döviz piyasası işleyişini bozan sorunlu yöntemlere dayanan yüksek hacimli döviz işlemlerinin önlenmesini içerdiğini kaydetti.
Sağlanacak istikrar ortamının, yerleşiklerin portföylerinde daha az döviz cinsinden mali varlık tutacakları ortam anlamına geldiğini anlatan Serdengeçti, böylelikle özellikle 2001 yılı içinde TL`den uzaklaşan yatırımcının tekrar TL`ye dönebileceği ortamın doğacağını ifade etti.
Döviz arzı ve Türk Lirası talebinin giderek arttığı bir sürece doğru gidileceğinin düşünüldüğünü bildiren Serdengeçti, bu süreç içinde mali piyasalardaki istikrarın daha da kuvvetleneceğinin açık olduğunu söyledi.
Bu sürecin oluşmasında, para politikasına da şüphesiz önemli bir rol düştüğünü bildiren Serdengeçti, bu bağlamda para tabanının nominalçapa görevini etkinleştirmek ve para programını güçlendirmek amaçları doğrultusunda önceki programda gösterge hedef olan para tabanının performans kriterine çevrildiğini vurguladı.
Para programının, para tabanının reel büyüme ve enflasyon hedefineparalel bir artış göstermesinin hedeflendiğini ifade eden Serdengeçti,para tabanının bu çerçevedeki artışı mali disiplin ve yapısal reform önlemleri ile birlikte ekonomik birimlerin enflasyon beklentilerini hükümetin ekonomik programında öngörülen fiyat artışlarına yaklaştıracağını söyledi.
Serdengeçti, şöyle devam etti: ``Merkez Bankası, nominal çapa olan para tabanı için belirlenen hedefe ilave olarak, ücretler, uluslarası ekonomik gelişmeler, enflasyon beklentileri, toplam arz ve talep, döviz kuru, kamu kontrolü altındaki mal ve hizmet fiyatları, ihracat, ithalat ve sermeye hareketlerindeki gelişmeler, genel fiyatlar trendi üzerindeki etkilerideğerlendirerek, fiyat istikrarına ulaşma temel amacı doğrultusunda alacağı para politikası kararlarını belirleyecek ve faiz oranlarında gerekli görülen değişiklikleri yapacaktır.``
Serdengeçti, Türkiye ekonomisinde 2002 yılında özellikle sanayi vehizmetler sektörlerinin, kaynaklar olarak tekrar büyüme süreci içine gireceğini ve ekonominin yüzde 4 oranında büyüyeceğinin tahmin edildiğini vurgularken, ``bu çerçevede 2002 yılında cari işlemler dengesinin 1.9 milyar
dolar açık vermesi beklenirken, sıkı maliye politikasının sürdürülmesi ile faiz dışı bütçe fazlasının 2001 ve 2002 yıllarında GSMH`nin sırasıyla yüzde 5.7 ve yüzde 6.5`i olacağı tahmin edilmektedir`` dedi.
Serdengeçti, Merkez Bankası ve hükümetin 2002 yılı için beraberce belirlemiş olduğu hedefler doğrultusunda, TÜFE`nin yüzde 35, TEFE`nin de yüzde 31 oranında artmasının beklendiğini de hatırlattı.