Güncelleme Tarihi:
Üst gelir grubuna yönelik Bilecik Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikasında 8,5 milyon metrekare üretim kapasitesine sahip olan Seranit, 10 milyon metrekare kapasiteli ikinci ve B grubu segmentine hitap edecek 15 milyon metrekare kapasiteli üçüncü fabrikası ile porselen ve seramik üretim kapasitesinde 33 milyon metrekareyi aşacak.
Seranit Genel Müdürü Hamdi Altunalan, 2008'in Seranit için çok olumlu bir yıl olduğunu, 2006'da yaptıkları yatırımları, geliştirdikleri ürünleri ve gerçekleştirdikleri Ar-Ge çalışmalarının meyvelerini topladıklarını, 2007'ye göre geçen yıl yüzde 30 büyüme sağladıklarını ve 114 milyon lira ciro elde ettiklerini bildirdi.
Altunalan, küresel finansal krize değinirken, seramik sektöründe üretimini durdurmayan birkaç firmadan biri olduklarını belirterek, 46 ülkede 83 satış noktaları bulunduğunu, ülke sayısını yıl sonuna kadar 70-75'e çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti.
2007'de ihracata başladıklarını hatırlatan Altunalan, ihracatın geçen yıl cirolarının yüzde 30'unu oluşturduğunu, 2009 sonunda bu oranın yüzde 40'a çıkacağını tahmin ettiklerini dile getirerek, “Hedefimiz; yüzde 60 ihracat, yüzde 40 iç pazardır. Bunu 2010'un sonuna doğru yakalamayı ümit ediyoruz” dedi.
Kuzey Avrupa, Arap yarımadası ve Körfez'e yönelik ciddi satışları olduğunu, Irak'a da önemli oranda sevkiyat yaptıklarını anlatan Altunalan, Türk Cumhuriyetler ve Doğu Bloku ülkelerindeki ihracat çalışmalarını tamamladıklarını, tespit ettikleri yeni ihracat pazarlarıyla ilgili çalışmalarının da sürdüğünü kaydetti.
Avrupa'da bazı seramik fabrikalarının kapanmasının ve Çin'deki durgunluğun Seranit'e yaradığını ifade eden Altunalan, “Özellikle Avrupa'daki üreticilerin pazarından çok ciddi oranda pay aldık. Krizden dolayı ihracat yaptığımız ülkelere olan siparişler arttı” dedi.
Altunalan, Türkiye'de bin bayi hedeflediklerini, bu kapsamda 81 il ve 974 ilçede yapılandırma çalışmalarına gidildiğini, 600'e yakın bayilik oluşturduklarını ve bu çalışmalarının devam ettiğini anlattı.
İKİNCİ FABRİKA YATIRIMI 40 MİLYON AVRO
Hamdi Altunalan, 8,5 milyon metrekare kapasiteye sahip Bilecik'teki fabrikalarıyla söz konusu pazarların tamamına yetişmelerinin mümkün olmadığını, bir süre sonra Eskişehir bölgesinde Seranit'in ikinci fabrikasının temelini atacaklarını, üretim kapasitesi 10 milyon metrekare olacak ikinci fabrikanın da AA segmentine hitap edeceğini bildirdi.
Şartlarına uyması halinde Türkiye pazarındaki bazı fabrikaları da Seranit bünyesine katmayı planladıklarını kaydeden Altunalan, şöyle devam etti:
“A ve B segmentine yönelik yapılandırmalarımız da olacak. Üçüncü fabrika yatırımımız B segmentinde olacak ve yurt içinde fabrika satın almayla gerçekleşecek. Bu fabrika için bölge sınırlamamız yok. 15 milyon metrekare kapasiteli fabrika için görüşmelerimiz devam ediyor.
Yeni alacağımız fabrikayla birlikte 2009 yılı yatırım miktarımız 60 milyon avro olacak. Bunun yanında enerji tasarrufuna yönelik porselen karo 2 ürün çıkartacağız. Şu anda bunların Ar-Ge çalışmaları devam ediyor.
Birkaç ay içerisinde istediğimiz Seranit kalitesine ulaşacak bu ürünleri daha sonra piyasaya sunacağız. 2 yıldır üzerinde çalıştığımız bu ürünler dünyada ilk olacak. İnsanlar bu ürünleri içeride, dışarıda, her mekanda kullanabilecek. Bu ürünleri dünya pazarlarına da ihraç edeceğiz.”
Türkiye'deki pazarda 360 milyon metrekarelik kapasite bulunduğunu, kullanılan kapasitenin ise 120 milyon metrekare olduğunu, geri kalanının ise atıl kaldığını belirten Altunalan, bu kapasitenin değerlendirilip ihracata yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Altunalan, seramik sektöründe ciddi oranda “üretici enflasyonu” bulunduğunu, Devlet Planlama Teşkilatı'nın buna “dur” demesi gerektiğini savundu.
Seranit Genel Müdürü Altunalan, Türkiye'nin, İtalya ve İspanya'dan sonra dünyadaki üçüncü büyük üretici olduğunu vurgulayarak, “Türkiye'de seramik sektöründeki bu kalite politikasının değişmesi gerekiyor. Dünya pazarında global bir oyuncu olmak istiyorsak bu kalite standartlarının mutlaka değişmesi lazım. Kalite sorununu çözmedikten sonra fiyatta bir yere gelmemiz mümkün değil. Türk malları da Çin ile aynı kategoride değerlendiriliyor. Bundan biz üreticiler sorumluyuz” şeklinde konuştu.