Güncelleme Tarihi:
KALE Grubu bünyesinde, seramik üretim faaliyeti gerçekleştiren Kaleseramik, 14 farklı yerdeki Ar-Ge merkezini 30 milyon liralık yatırımla Çanakkale Çan’da topladı. 5 bin 200 metrekarelik alanda kurulan yeni Ar-Ge merkezinde 81 kişi çalışacak. Kale Grubu Onursal Başkanı İbrahim Bodur’un çok uzun yıllar Ar-Ge ile içli dışlı olduğunu söyleyen Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, “Ar-Ge merkezi, üniversite ile işbirliklerinin etkin bir arayüzü olacak. Ayrıca geçtiğimiz yıl İtalya’da satın aldığımız şirkete ve İtalyan markalarımıza da hizmet edecek” diye konuştu.
2015’e kadar 55 milyon TL
Okyay, Ar-Ge faaliyetleri için ciddi bir bütçe ayırdıklarını, bu rakamı zaman içerisinde daha da artıracaklarını belirterek, şunları söyledi: “Kale Ar-Ge merkezinin 2012 yılı toplam Ar-Ge genel bütçe içerisindeki oranı yüzde 1.45. Türkiye ortalamasının iki katına yakın olan ve Avrupa Birliği (AB) ortalamasına yaklaşan bu oranın en az G-20 ülkeleri düzeyine çıkarılmasını hedefliyoruz. Yeni Ar-Ge merkezimizde 2015 yılına kadar 55 milyon liralık araştırma geliştirme harcaması yapacağız. Aynı zamanda buna ek olarak donanımını devamlı olarak geliştirmeye de devam edeceğiz.”
Savunmaya 25 milyon TL
Kale Grubu’nun faaliyet gösterdiği diğer sektörlerde de Ar-Ge çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Okyay, şunları söyledi: “Kale Grubu’nun bir diğer stratejik iş kolu olan savunma ve havacılık sanayinde yaptığımız araştırma geliştirme faaliyetleri ile bu alanda da ortaya iyi işler çıkarmayı hedefliyoruz. Milli piyade tüfeği, milli makinalı tüfek, turbo jet motor, uçak parçaları, roket ve füze fırlatma rampaları konularında projelerimiz var. Yakıt pilleri geliştirme ve insansız hava araçları konusunda da çalışmalarımız sürüyor. Bu alanlarda yapılan arge projelerinin yıllık toplam bedeli 25 milyon liraya ulaştı.”
1973’te Ar-Ge merkezi kurdu
ZEYNEP Okyay, Çanakkale Çan’da 1973 yılında Ar-Ge merkezi kurduklarını hatırlatarak, şunları söyledi: “O dönemde burada 300 kişi yaşıyordu. Şu anda ise 35 bin kişilik büyük bir yer oldu. Babam İbrahim Bodur da buna çok önem veriyordu. Ekonominin en dalgalı olduğu günlerde bile sabrederek, bu alana odaklanmış. 1957 yılında Çanakkale Seramik fabrikalarını kurmaya karar vermeden önce bölgedeki hammadde araştırmalarını üniversitelerle irtibat geçerek yürütmeye başlamış. 1973 yılında Araştırma geliştirme ve teknoloji bölümü kurulur ve 17 mühendisle çalışmalar yürütülür. Bu süreçlerin sonunda 1997 yılında kurulan Seramik Araştırma Merkezi Türkiye’deki sanayi üniversite işbirliğinin en iyi örneklerinden oldu.”
TÜBİTAK’la üniversiteler birbirinden korkardı
AÇILIŞA katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, Türkiye’nin, dünyadaki iş adamları için çok cazip hale geldiğini belirterek, “Herkes, Türk işadamları ile işbirliği yapmak için adeta yarış halinde. İbrahim Bodur bu ülkeye sanayiyi öğreten işadamlarından bir tanesi. Türkiye, Ar-Ge’nin önemini geç olsa da anladı. Artık bu işlere ciddi fon ayırıyor. Üniversite ziyaretlerimde sorduğum soru, ‘ne kadar fon kullandınız, bunlarla ortaya neler çıkardınız’ oluyor. Eskiden TÜBİTAK ile üniversiteler birbirlerinden korkardı, iş yapmazdı. Türkiye gibi büyük bir ülke yoluna teknoloji ithal ederek devam edemez. Eskiden İngilizin, Almanın, Fransızın teknolojisini adeta sübvanse ederek alıyorduk. Biz de hastalık haline dönüşmüştü. Ama artık Türkiye, teknolojisini kendisi üretmek zorundadır. Biz artık nasıl futbolcu transfer ediyorsak, bilim adamları da transfer ediyoruz. Bizim bilim adamlarımız da başka ülkelere transfer oluyor. Asker milletiz diyoruz ama askerimizin eline yerli tüfeği henüz yeni yeni vermeye başlayacağız inşallah” diye konuştu.