Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de örtü altı olarak da bilinen seracılıktaki gelişmeleri değerlendiren SERA Konstrüksiyon Donanım ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (SERKONDER) Başkanı Halil Kozan, Türkiye’de yaklaşık 80 milyon metrekare sera kurulu alan bulunduğunu, bunun yaklaşık 14 milyon metrekaresinin modern, diğer kısmının da alçak tünel dedikleri çiftçi seralarından oluştuğunu söyledi. Kozan, seraları modern, alçak tünel, cam ve plastik olarak sınıflandırdıklarını kaydetti. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 1995’te 36.3 milyon metrekare olan örtü altı üretim alanının 2002’de 53.6 milyon metrekareye, 2019 sonu itibarıyla ise 79 milyon metrekareye yükseldiğini açıklayan Kozan, 2020 ve 2021 yıllarındaki özellikle muz sera yatırımlarıyla tahminlere göre 80 milyon metrekarenin üzerine çıktığını dile getirdi.
BÜTÜN İLLERDE KURULUYOR
Modern seraların genellikle son zamanlarda yardımcı enerjinin ısıtmada kullanıldığı bölgelerde yoğunlaştığına işaret eden Kozan, “Bu enerjiler jeotermal ve çöp veya fabrika atıklarından üretilen biyoenerji. Afyonkarahisar, Kütahya, Kırşehir, Nevşehir, Yozgat, İstanbul, İzmir, Denizli, Aydın, hatta Van da bile var. Ülkemizin birçok şehrinde jeotermal kaynak var ve artık buralarda da sera yatırımı alıyoruz” diye konuştu.İklim değişikliğine bağlı hortum, sel, fırtına, yangın gibi dış etkenlerdeki artış ve bunların seraları yıkan olumsuz etkilerine karşı sektörün yeni teknolojilerle dayanıklı sera üretimine başladığını anlatan Kozan, artık modern seralara geçildiğini dile getirdi. Alçak tünel seraların rüzgar, yağış, fırtına gibi olaylara dayanıklılığı olmadığını anlatan Kozan, “Modernden maksat, bir projesi olan, insandan ziyade otomasyonla yönetilen seralar. Projeler hazırlanırken o bölgenin iklim şartlarına göre dizayn ediliyor. Rüzgar yükü, kar yükü nedir, dayanım testleri yapılıyor ve buna göre animasyon hazırlanıp, projelerde yaşanabilecek aksaklıklarla ilgili tedbirlerle özel dizaynlar yapılıyor. İklim değişikliği ve yaşanan son sıkıntılara karşı çözümler üretiliyor” dedi.
AVANTAJ SAĞLADI
İklim değişikliği ve pandeminin gıdada verimli üretime geçme zorunluluğunu gösterdiğini belirten Halil Kozan, “Toprakta 10 kilo ürün alıyorsanız, serada 60 kilo alıyorsunuz. Dolayısıyla insan nüfusu artıyor, toprakta büyüme yok, o yüzden modern seralara geçiliyor. Bu yüzden dünyanın birçok yerinde sera kurulumları arttı. İklim değişikliği seracılığı nasıl etkiledi diye sorarsanız, olumlu etkiledi. Çünkü tarlada sahipsiz, korumasız üretim yapıyorsunuz, o anda bir afet gelebilir. Serada ise bir miktar bunun önüne geçebiliyorsunuz ve bu noktada bir miktar avantaj sağladı” diye konuştu.
İÇ PAZARDAN DAHA ÇOK YURTDIŞINA
Döviz kurlarındaki artışın yatırımcının işini zorlaştırdığına da değinen Halil Kozan, bunu geçici bir süre olarak değerlendirdiklerini ve oturmasını beklediklerini söyledi. Sera imalatında ham madde açısından yüzde 50’den fazla dışa bağımlı olunduğunu sözlerine ekleyen Kozan, Türk seracılık sektörünün iç pazardan daha çok yurtdışına satış yaptığını kaydetti. Kozan, “Pandemi nedeniyle yatırımlar durmuştu. Özellikle Türki Cumhuriyetler, Rusya, Mısır, Katar gibi ülkelere yatırımlarımız var. Avrupa’da ise İspanya ve Hollanda yavaş yavaş sektörden çekiliyor. Hatta bu son doğalgaz krizinden dolayı hem üretim hem de imalatı yavaşlattılar. Bu da bizim sektörümüz için bir fırsat” şeklinde konuştu.