Güncelleme Tarihi:
Şirketin merkezi yaptıkları işle çok uyumlu. Her yerde güvenlik kapıları, şifreler, özel kartlar... Ama içerisi çok ferah. Özellikle yüksek tavanlar büyük bir rahatlık sağlıyor.
PLAYSTATÄ°ON OYNAMAK SERBESTÂ
Benim en çok dikkatimi çeken şeylerden biri şirketin ortasındaki oyun konsolları oldu. İki ayrı dev ekranda isteyen personel gelip Playstation veya Nintendo Wii oynayabiliyor. Hiçbir kısıtlama yok. Üstelik hemen asma katta da genel müdürün odası var. Herşeyi görebiliyor.
Kastro, "İlk başta çalışanlar tedirgin olabilir mi diye düşündük ama pek fazla sürmedi" diyor. Gerçekten de ben oradayken çok sayıda personel gelip oyununu oynadı. Güzel bir motivasyon...
KRİZDE SEKTÖR BÜYÜYOR
Metin Kastro ile konuşurken güvenlik sektörünün önemli bir özelliği de net bir şekilde ortaya çıkıyor. Kriz olduğunda sektör büyüyor. Çünkü kriz olduğunda hırsızlık vakalarında artış yaşanıyor.
Ancak Türkiye'de bunu destekleyen resmi bir veri yok. Sadece diğer ülkelerdeki rakamlar ve içeride yapılan gözlemler sonucu ulaşılan bir sonuç.
ÜÇ SENEDE Ä°KÄ° KAT BÃœYÃœDÜ Â
Kastro, 2008'de yüzde 48, geçen sene de yüzde 50 büyüdüklerini söylüyor. Bu sene ise büyüme beklentisi yüzde 50. Yani ÅŸirket son üç senede iki kattan fazla büyümüş olacak.Â
Ancak bu büyümede sadece kriz değil, yeni geçtikleri bayilik sistemi de etkili olmuş. Gerçi onlar bu sisteme 'çözüm ortaklığı' diyorlar. Kendi satışçılarının yanında sayları 32'ye ulaşan bayilerle sahadaki personel sayısı artmış. Bu da büyüme performansına olumlu yansımış:
"Bu ürün, benzetmeyi çok fazla sevmem ama, sigorta gibi. Sabah kalkıp da kimse güvenlik sistemi alayım demez. Bu hizmetin alınabilmesi için tetikleyici unsur lazım. Ya bir vaka olacak ya da birisi size anlatacak."
6 DAKÄ°KADA 1 HIRSIZLIK OLUYOR
Kastro'nun verdiği bilgiye göre Türkiye'de 6 dakikada bir hırsızlık olayı yaşanıyor. Türkiye'de yapı stoğuna bakıldığında bir evin 5 yılda bir soyulması lazım. Bazıları yılda 5 kez soyuluyor, bazıları hiç soyulmuyor ama 'kimse güvence altında değil.' Tırnak içindeki sözler Kastro'ya ait.
Şöyle anlatıyor:
"Hırsızlar da profesyonel. Ne tür güvenlik önlemi olursa olsun bir şekilde girebiliyorlar. Sonuçta duvar dışında herhangi bir şey açılır, bu kadar... Ayrıca devamlı gözlem yapıyorlar. Kimlerde güvenlik var kimlerde yok, saat kaçta giriyorlar kaçta çıkıyorlar, hepsi gözlemleniyor."
"SEN YAT CÜZDANINI ALIP GİDECEĞİM"
Kastro'ya göre hırsızlıkların en kötüsü evde uyurken girmeleri. Bunu 'çok travmatik' olarak tanımlıyor:
"Adam yatağında uyuyor, bu sırada birisi odaya giriyor, pantolonun cebinden cüzdanı çalıyor. Adam uyanıp kafayı kaldırınca, hırsız 'sen yat uyu, seninle işim yok bitirip gideceğim' diyor. Sen de paşa paşa yatıp uyuyorsun."
Ama herkes böyle davranmıyor elbette...
"Evet, cengaver çıkanlar da var ama sonuçta herkes kendini bilir. Peki karşınızdaki adamın ne olduğunu biliyor musunuz? O cüreti ve cesareti buluyorsa birşeye güveniyordur. O zaman en doğrusu bulaşmamak, alıp gidecek. Ama onun travması çok kötü. Bunları yaşayanların yüzde 80'i evi değiştiriyor."
POLÄ°S 2-3 DAKÄ°KADA GELÄ°YOR
Güvenlik şirketlerin herkesin kullandığı 155 Polis İmdat veya 112 Acil hattından farklı hatları var. Yani bu şirketlerden gelen sinyaller farklı bir kanaldan polise ulaşıyor. Kastro, sinyal ulaştıktan çok kısa bir süre sonra da polisin hemen olay yerine geldiğini söylüyor.
'Ne kadar kısa mesela?' diyorum, ortalama 2-3 dakikada geldiğini söylüyor.
Çok iyi bir zaman. Acaba emniyet güvenlik şirketlerinden gelen sinyallere karşı daha mı duyarlı?
Â
"Her çağrı önemli ama bizden sinyal düşünce öncelikli oluyor çünkü burada filtre edilmiş ve doğru olma ihtimali yüksek bir çağrı var. ama şunun altını çiziyorum, emniyet birimleri çok çok iyi çalışıyor."
Peki hiç yanlış alarm gitmiyor mu?
Kastro, alanların ilk başta sistemi denemek için bilerek yanlış alarm verdirdiklerini söylüyor. Ama bu bir sıkıntı yaratmıyor, çünkü zaten kendileri de teşvik ediyormuş.
BAZEN EVÄ° BAZEN POLÄ°SÄ° ARIYORLAR
Evlerdeki alarm cihazlarından gelen sinyaller ilk önce şirketteki haber alma merkezine ulaşıyor. Bundan sonra şirketin yapacağı da senaryoya göre değişiyor. Mesela alarm daha üç dakika önce kurulmuş ve üç dakika sonra çalıyor. Muhtemelen kullanıcı sistemi deniyor. O zaman önce evi arıyorlar.
Kastro anlatıyor...
"Ama alarm gece 3'te çalıyorsa bir problem olabilir. Eğer hırsızsa kaçar zaten. Fakat hırsız bıçak dayamışsa ve alarmı kapat diyorsa, siz mesela ikinci şifreyi giriyorsunuz ve biz anlıyoruz ki tehdit altındasınız, hemen polise haber veriyoruz."
Garanti diye birşey yok elbette. Ama Kastro'ya göre güvenlik sistemi kullananlar diğerlerine göre onlarca kat koruma altında:
"Müşteriler bazen 'zaten bizim başımıza hiçbir şey gelmiyor' diyorlar ama bizim amacımız da bu zaten. Hırsızlığa uğrama riski çok düşüyor."
HAZİRAN'A KADAR 500 KİŞİ ALACAKLAR
Türkiye'de takip edilen alarmlı güvenlik pazarında abone sayısı 100 binin biraz üzerinde. Pronet, 65 bin abone ile pazarın açık ara lideri.
Kastro, hedeflerinin çok daha büyük olduğuna işaret ederek şunları anlatıyor:
"Biz 2011 Haziran'da 100 bin aboneyi bulacağız. 2011 sonu hedefi ise 120 bini aşmak. Sahadaki satış elemanlarımızın ve bayilerimizin sayısının artması ile bu rakama ulaşacağız."
Â
Şirkette şu anda 700'ü alarmlı takip alanında olmak üzere toplam 2 bin kişi çalışıyor. Büyüme hamlesiyle birlikte yeni istihdam da olacak.
Haziran'a kadar alarmlı takip departmanına 300-350 kişi daha alınacak. Bayilerde de eleman sayısı artacak. Yani Haziran'a kadar toplam 500 kişi civarında istihdam artışı olacak.
Â