Güncelleme Tarihi:
HASARLAR NEDEN ÖDENMİYOR?
Şöyle anlatayım. İster sel olsun, ister başka afet; konutu, aracı, işyeri sigortalı olup da zarar görenler, sigorta şirketlerine başvurur. Şirketler hasar tespit çalışmasını başlatır ve sigortalılara zararları ödenir.
Felaketin yaşandığı ilin valiliği ise Sigorta Şirketleri Birliği›ne resmi bir yazı göndererek, kimlerin sigortalı olduğunu ve sigortadan bu kişilere ne kadar hasar ödemesi yapıldığının listesini ister. Sonrasında valilik, sigortası olmayanlara ya da sigortadan bir nedenden dolayı eksik para alanlara devlet yardımı yapar. Böylece de selde zarar gören vatandaşın mağduriyeti gerek devlet eliyle gerekse de sigorta sistemi ile bir şekilde giderilir. Genel uygulama böyledir, yani bugüne kadar böyle uygulandı.
Ancak Ankara Mamak’taki sel felaketin bir ilk yaşandı ve selin hemen sonrasında zarar görenlere yardım ödemeleri yapıldı. Valilikten yapılan açıklamaya göre de sel felaketinden birkaç gün sonra 10 konut ile 61 iş yeri sahibine toplam 605 bin 250 lira, 81 araç sahibine ise 584 bin 600 lira yardım yapılmasına karar verildi. Hal böyle olunca da ortalık karıştı. Neden? Çünkü sigortacılar, hasar tespiti yapamadığı gibi daha da önemlisi kime, ne kadar devlet yardımı yapıldığından da habersizler. Devlet yardımı alanlar sigortalı mı, değil mi onu da bilmiyorlar.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Peki, şimdi ne olacak? Yine bir ilk yaşanacak ve bu sefer sigortacılar, Ankara valiliğine resmi bir yazı yazıp, sel felaketinde kime, kaç para yardım yapıldığının bilgisini isteyecek. Valilikten gelen listeyle sigortadan hasar talebinde bulunanlar karşılaştırılacak. Sigortalı olup da devlet yardımı alanlar varsa bu kişilere, aldıkları devlet yardımına göre hasar ödemesi yapılacak.
Örneğin, vatandaşın selde aracı zarar görmüşse, aracın kasko değeri de misal, 40 bin liraysa ve bu kişiye devlet de 20 bin lira yardım yaptıysa, sigorta şirketi 20 bin lira hasar ödemesi yapacak. Kalan 20 bin lirayı da sigorta şirketi devlete ödeyecek. Daha açık bir anlatımla; sigorta şirketi ya devlet yardımı almadıysa vatandaşa zararın tamamını ödeyecek ya da devlet yardımı aldıysa kalan kısmını devlete verecek.
Eminim birileri, ‘devlet de ödesin, sigorta şirketi de ödesin’ diyecektir. O iş öyle yürümüyor. Selde aracı zarar gören vatandaş örneğinden gidersek, devlet 20 bin lira, sigorta şirketi de 40 bin lira öderse; 40 bin liralık araç için vatandaşa 60 bin lira ödenmiş olur. Bu da zararı karşılama ya da mağduriyet giderme değil, sebepsiz zenginleşme anlamına geliyor.