Savcı, Oscar Wilde’ın sözünü okudu ilaçta fahiş fiyata 9.5 yıl istedi
Güncelleme Tarihi:
Ayşegül USTA/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2007 21:08
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş, fahiş fiyatla ilaç sattıkları öne sürülen 39 ilaç şirketi ve 7 bürokrat hakkında hazırladığı iddianameye ünlü yazar Oscar Wilde’ın "Bazı insanlar her şeyin fiyatını bilirler ama hiçbir şeyin değerini bilmezler" sözünü koydu. Savcı Okumuş, sanıklar hakkında 9.5 yıla kadar hapis istedi.
FAHİŞ fiyatla ilaç sattıkları öne sürülen 39 ilaç firması hakkında iddianame hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş 7 Sağlık Bakanlığı bürokratının da arasında yer aldığı 37 sanık hakkında 2 yıldan 9.5 yıla kadar hapis cezası istedi. İddianamede Eczacılık Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcı Dr. Mahmut Tokaç, Daire Başkanı İbrahim Peker, Şube Müdürü Ethem Turgay Akuğur ile Bekir Keskinkılıç, Nilgün Kocamanoğlu, Cevdet Yalnız, Hüseyin Okyay Oflaz’ın örgüte yardım ve yataklık yapmak ve görevi kötüye kullanmak iddiasıyla 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi talep edildi.
OSCAR WILDE’IN SÖZÜ: Firma yetkilisi 30 kişi hakkında ise resmi evrakta sahtecilik iddiasıyla 3 yıl 3 aydan 9.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Savcı Nazmi Okumuş 10 sayfalık iddianamede ünlü yazar Oscar Wilde’in "Bazı insanlar her şeyin fiyatını bilirler ama hiçbirşeyin değerini bilmezler" sözüne de yer vererek "Bu sözün en anlamlı olduğu alanlardan biri de ilaç sektörüdür. Reçeteli ilaçların fiyatları çoğu zaman tartşıma konusu edilir. Ancak bu ilaçların yaşamımıza ve ekonomimize kattığı değer üzerinde pek fazla konuşulmaz. Günümüzde dünyanın birçok bölgesinde nüfus artış hızı yavaşlar ve yaşlı nüfus artarken, devletler yeni ilaçların yararlarından çok maliyetlerini dikkate alma eğilimi taşımaktadırlar. Ancak bir noktaya kadar doğal karşılanması gereken bu eğilim yeni ilaçların kullanımını kısıtlama derecesine vardırdığında hastalar açısından olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Bu nedenle alkışlanması gerekenler bir yerden bir yere değil, yanlışlardan doğrulara, hatalardan fazilete sıçrayabilenlerdir" dedi.
BÜROKRATLARA ELEŞTİRİ: Savcı Nazmi Okumuş, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’ne hiçbir sorumluluk ve inisiyatif yüklemeyip bunların ilaç firmalarına yüklendiğini ifade edildi. Sağlık Bakanlığı görevlilerinin devleti zarara uğrattığı belirlendiğinden görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğu yazan Savcı Okumuş, "İlaç şirketlerinin de genelgelere ve Türkiye menfaatlerine aykırı olarak kendileri ve ilacı ithal eden ülke lehine beyanlara dayanılarak fiyatlandırma yapmışlardır" diye yazdı. Okumuş, Genel Müdür Yardımcı Dr. Mahmut Tokaç, Daire Başkanı İbrahim Peker, Şube Müdürü Ethem Turgay Akuğur’un fiyat belirleme ve belirenen fiyatlarla firma taleplerini karşılaştırma, değerlendirme ve buna göre fiyatlandırma görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediklarine belirten Okumuş, sadece firma beyanlarına göre fiyat belirleyenler hakkında da soruşturma yapıldığını ifade etti.
Bilirkişi bulunamıyor
SAĞLIK Bakanlığı Teftiş Kurulu raporunda, sorumlu olan firmaların yüksek referans fiyatı vermek suretiyle elde ettikleri haksız kazanç miktarının tespiti ile tahsiline gidilmesini başsavcılıktan istendiğini belirten Savcı Nazmi Okumuş, zarar miktarının konunun tamamen uzmanlık alanı gerektirmesi, hukuki prosedür içerisinde Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından takip edilebilir bulunması, savılığın yeterli uzman bilirkişi bulamaması, ilaç konusunda kimsenin bilirkişilik yapmaya razı olmaması ve konunun hukuki prosedür gerektirmesi nedenleriyle tespit edilemediğini söyledi.
OSCAR WILDE’IN SÖZÜ: Firma yetkilisi 30 kişi hakkında ise resmi evrakta sahtecilik iddiasıyla 3 yıl 3 aydan 9.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Savcı Nazmi Okumuş 10 sayfalık iddianamede ünlü yazar Oscar Wilde’in "Bazı insanlar her şeyin fiyatını bilirler ama hiçbirşeyin değerini bilmezler" sözüne de yer vererek "Bu sözün en anlamlı olduğu alanlardan biri de ilaç sektörüdür. Reçeteli ilaçların fiyatları çoğu zaman tartşıma konusu edilir. Ancak bu ilaçların yaşamımıza ve ekonomimize kattığı değer üzerinde pek fazla konuşulmaz. Günümüzde dünyanın birçok bölgesinde nüfus artış hızı yavaşlar ve yaşlı nüfus artarken, devletler yeni ilaçların yararlarından çok maliyetlerini dikkate alma eğilimi taşımaktadırlar. Ancak bir noktaya kadar doğal karşılanması gereken bu eğilim yeni ilaçların kullanımını kısıtlama derecesine vardırdığında hastalar açısından olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Bu nedenle alkışlanması gerekenler bir yerden bir yere değil, yanlışlardan doğrulara, hatalardan fazilete sıçrayabilenlerdir" dedi.
BÜROKRATLARA ELEŞTİRİ: Savcı Nazmi Okumuş, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’ne hiçbir sorumluluk ve inisiyatif yüklemeyip bunların ilaç firmalarına yüklendiğini ifade edildi. Sağlık Bakanlığı görevlilerinin devleti zarara uğrattığı belirlendiğinden görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğu yazan Savcı Okumuş, "İlaç şirketlerinin de genelgelere ve Türkiye menfaatlerine aykırı olarak kendileri ve ilacı ithal eden ülke lehine beyanlara dayanılarak fiyatlandırma yapmışlardır" diye yazdı. Okumuş, Genel Müdür Yardımcı Dr. Mahmut Tokaç, Daire Başkanı İbrahim Peker, Şube Müdürü Ethem Turgay Akuğur’un fiyat belirleme ve belirenen fiyatlarla firma taleplerini karşılaştırma, değerlendirme ve buna göre fiyatlandırma görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediklarine belirten Okumuş, sadece firma beyanlarına göre fiyat belirleyenler hakkında da soruşturma yapıldığını ifade etti.
Bilirkişi bulunamıyor
SAĞLIK Bakanlığı Teftiş Kurulu raporunda, sorumlu olan firmaların yüksek referans fiyatı vermek suretiyle elde ettikleri haksız kazanç miktarının tespiti ile tahsiline gidilmesini başsavcılıktan istendiğini belirten Savcı Nazmi Okumuş, zarar miktarının konunun tamamen uzmanlık alanı gerektirmesi, hukuki prosedür içerisinde Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından takip edilebilir bulunması, savılığın yeterli uzman bilirkişi bulamaması, ilaç konusunda kimsenin bilirkişilik yapmaya razı olmaması ve konunun hukuki prosedür gerektirmesi nedenleriyle tespit edilemediğini söyledi.