Güncelleme Tarihi:
3.6 kilogram tüketim
Kişi başı tüketimin de hızla arttığı pazarda Türkiye’de daha sağlıklı ürünlerin ön plana çıkmaya başladığını söyleyen Ali Sözen, şu bilgileri verdi: “Kişi başı 3.6 kilogram şarküteri tüketimi bulunuyor. Sucuk, salam, sosis, pastırma, kavurma ve füme etlerden oluşan şarküteri kategorisi 2.2 milyar dolarlık bir pazar. Yüzde 57 payla sucuk şarküteri pazarının en büyük kategorisini oluşturuyor. Salam yüzde 21, sosis yüzde 14, diğer ürünler de pazarda yüzde 8’lik paya sahip.”
Net büyüme yüzde 15
Pınar Et’in yıllar içinde büyüyen bir satış ivmesi bulunduğunu belirten Ali Sözen, şöyle konuştu: “2010 yılında satışlar yüzde 15’lik net büyümeyi yakaladı. Et Pınar Gıda Grubu içinde yüzde 30 paya ulaştı. Pınar Et’in 2011 ciro hedefi de 390 milyon lira oldu. Pınar Et olarak şarküteride geliştirdiğimiz yeni ürünler sektörün büyümesine yardımcı oluyor. Bu yıl Gurme serimiz özel baharatıyla öne çıkacak. Gurme Sucuk ve Gurme Sosis’in üretimi etin kıyma şeklinde hamur haline getirilmesiyle değil, etin özel kesim metoduyla zırhlı parça parça doğranarak üretilmesiyle yapıldı.”
18 ülkeye ihracat var
Ortadoğu, KKTC ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere 18 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Pınar Et Genel Müdürü Zeki Ilgaz, “Türkiye, AB’ye et ve süt ürünlerini ihraç edemiyoruz. 4 milyon dolar civarında ihracat var. Bu rakamları çok fazla yukarılara taşımak mümkün değil” şeklinde konuştu.
Rekabet etme şansımız yok
HAMMADDE Türkiye’de göreceli olarak diğer pazarlara göre pahalı olduğu için ihracat olanağını yakalamanın zor olduğunu belirten Pınar Et Genel Müdürü Zeki Ilgaz, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’deki et fiyatlarının yüksekliğinden dolayı rekabet edemiyoruz. Aşağı yukarı bütün sektörlerde hammadesini ithal edip, ihracat yapma imkanı var. Bu bitkisel üretim ve et sektöründe mümkün olamıyor. Biz bu hakkın et sektörüne de tanınması gerektiğini düşünüyoruz. Ulusal Kırmızı Et Konseyi de girişimde bulundu. Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile görüşmelerimiz oldu. İhracat yapan firma, eti dünya fiyatlarıyla temin etmiş ve dünya fiyatlarında bir fiyat oluşturma imkanını sahip olacak. Şu anda Türkiye iç pazarındaki fiyatlar, dünya fiyatlarının aşağı yukarı yüzde 50 ile 100 üzerinde. Bu şartlar altında açık pazar denilen Ortadoğu’da rekabetçi olmamız mümkün olmuyor. Biz ihracat yapmaya çalıştığımızda ya zararına belli bir süre yapmak zorunda kaldık ya da çok farklı ürünlerle bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu da uzun soluklu bir iş değil. Uzun soluklu olabilmek için rekabetçi yapıya sahip olmak lazım. Dahilde işleme rejimi ile ilgili değerlendirme kurulu 3 ayda bir toplantı yapıyor, önümüzdeki toplantıda bu konuyu değerlendirecekler. Olumlu sonuç bekliyoruz.”