Güncelleme Tarihi:
Kur artışı sağlık sektörünü etkilemeye başladı. Kamu hastanelerinin satın aldığı tıbbi malzeme ve cihazların fiyatları Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile belirleniyor. Ancak bu tebliğde yer alan fiyatlar uzun süredir güncellenmedi. İthalatçı ve üreticiler SUT’te düzenleme bekliyor. Aksi taktirde birçok hastanede sargı bezi, kalp pili, tümör, diz, kalça protezleri, pediatrik beyin cerrahisinde kullanılan malzemeler, enjektörler, yoğun bakımlarda kullanılan diyaliz makineleri ve daha pek çok üründe sıkıntılar yaşanmaya başladı ve bunlar büyüyecek.
Araştırmacı Tıp Teknolojileri Üreticileri Derneği(ARTED) Başkanı Umut Gökalp, “SUT fiyatlarının hastanelerin alış fiyatlarını belirleyen en önemli unsur. Hastaneler, tıbbı cihaz üreticilerinden ihale ile SUT fiyatlarını baz alarak satın almış oldukları ürünleri, SGK’ya SUT fiyatları üzerinden faturalandırıyor. Yani SUT fiyatları, tıbbi cihaz sektörü için bir nevi tavan fiyat anlamını taşıyor. Ancak SUT fiyatları uzun süredir güncellenmedi ya da fiyatlarla ilgili yetersiz güncellemeler yapıldı. Tıbbi cihaz sektörünün yüzde 85’inin ithal ürünlerden oluşması, döviz kurlarındaki artışın sektör maliyetlerini yukarıya çekmesi aşırı zorluyor. 2007-2008 yıllarında SUT fiyatları oluşturulurken dolar kuru 1.32 idi” dedi.
KRONİK BİR SORUN
Hastanelerin ödeme vadelerinin giderek uzamasının kronikleşen bir soruna dönüştüğünü söyleyen Gökalp, şöyle devam etti: “Kamu hastanelerinde tıbbi cihaz ödemeleri diğer tüm alacaklılara ödemeler yapıldıktan sonra gerçekleştiriliyor. Son aylardaki nakit sıkışıklığı ve yan hizmetler için satın alınan ürünlerdeki fiyat artışları sebebiyle neredeyse tüm hastaneler (kamu ve özel) ödemelerini daha da geciktirdi. Kredi faizleri de yüzde 40’lara dayandı. Satış fiyatımız artmazken maliyetlerimiz artıyor. Paramızı tahsil edemediğimiz için bankadan borçlanıyoruz ve borçlanma için ödediğimiz faiz her geçen gün tırmanıyor. Sektörde şu an tam bir kusursuz fırtına senaryosu yaşanıyor. Durum bu haliyle maalesef hasta sağlığını olumsuz etkileyecek boyutlara ulaşmak üzere. SUT fiyatlarında güncelleme yapılmalı ve kamu hastanelerinin ödeme sürelerini makul vadelere çekilmeli.”
Sorun yaşanan ürünler şöyle: Enjektör, gazlı bez, sargı bezi, eldiven, pediatrik beyin cerrahisi malzemeleri, ortopedi ameliyatlarında kullanılan malzemeler, kalp pili ve kapağı, obezite cerrahisi malzemeleri.
‘TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARIN YÜZDE 20’Sİ OBEZ’
51. Avrupa Pediatrik Nefroloji Kongre Başkanı Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, Dünyanın ve Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin obezite olduğunu belirterek “Türkiye’de yapılan çalışmalarda çocukların yüzde 20’ye yakınının kilolu ve obez olduğunun tespit edildi” dedi. Avrupa Pediatrik Nefroloji Derneği tarafından düzenlenen 51. Avrupa Pediatrik Nefroloji Kongresi, Antalya Belek’te başladı. Kongrenin açılışında konuşan Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, kongreye 59 ülkeden 900’ün üzerinde bilim adamının katıldığını söyledi. Söylemezoğlu, yabancı konukların çocuk nefroloji alanındaki hastalıkların tedavisine yönelik yeni gelişmeleri Türk bilim adamları ile paylaşacaklarını belirtti. Kronik böbrek yetmezliği hastalığının çocuklarda da sıklıkla görüldüğüne dikkati çeken Söylemezoğlu, Türkiye’de diyalize giren çocuk sayısının 4 binin üzerinde olduğunu aktardı.
Diyalize giren kronik böbrek hastasının maliyetinin yıllık 25 bin dolar olduğuna işaret eden Söylemezoğlu, bu hastaların iyi tedavi edilmesi durumunda kronik böbrek hastalığının engellenebileceğini vurguladı. Söylemezoğlu, Türkiye’nin Avrupa’da en çok böbrek nakli yapan üçüncü ülke olduğunu da belirtti.
Kongrede ayrıca Avrupa Pediatrik Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Elena Levtchenko ve Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Kjell Tullus, çeşitli hastalıklarla ilgili yeni tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi verdi.
DURMA NOKTASINA GELDİ
YAŞANAN gelişmelerin sektörü olumsuz etkilediğini dile getiren Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları, İthalatçıları ve İhracatçıları Cerrahisi Derneği (ORDER) Başkanı Erkin Delikanlı, şu değerlendirmeyi yaptı: “Sektör olarak ülkemizde 5 milyar liralık bütçeye sahibiz. Değişen enflasyon oranı, personel ücretleri, kira ve benzin fiyatları, vergi oranları ve daha bir çok işletme kalemi şimdilerde bu endüstriyi durma noktasına getirdi. Yine kur baskısı, güncelliğini yitirmiş ve kurala bağlı olmayan SUT, yüzde 45’lere varan banka faizleri, geç ya da yapılamayan tahsilat süreci, ham maddede dışa bağımlılık sektörü iyice nefessiz bıraktı. Firmalar tüm gayretlerini gösterse de satılan ürün ya yerine koyulamıyor ya da üretilemiyor.”
ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ
TÜRKİYE Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEIS) İkinci Başkanı Mete Özgürbüz “Sektörün ülkeye, ülkenin sektöre ihtiyacı var. Yerli üretici için Türkiye’deki geri ödeme, satın alma sisteminin sürekliliği çok önemli. İhracat yapsak da bizim ana pazarımız hep Türkiye. İhracatımız yüzde 50-60’ı geçmiyor, iç pazara bağlıyız. Dolasıyla Türkiye’deki oynamalar, düzensizlikler yerli firmaları son derece etkiliyor. Dolar çıkıp, sonra inse bile hepimizi çok etkiliyor. Hammaddelerimizin fiyatı artıyor. İlgililerin bir an önce sektörle bir araya gelip bir çözüm üretmesini bekliyoruz” dedi.