Sanayinin en büyük rakibi AB firmaları

Güncelleme Tarihi:

Sanayinin en büyük rakibi AB firmaları
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2002 00:00

Ä°stanbul Sanayi Odası'nın araÅŸtırmasına göre Türk imalat sanayinin yurtiçi ve uluslararası pazarlardaki en büyük rakiplerinin Avrupa BirliÄŸi (AB) ülkeleri firmaları olduÄŸu belirlendi.Ä°stanbul Sanayi Odası tarafından gerçekleÅŸtirilen ''Ä°malat Sanayiinin Uluslararası Rekabet Gücü-AB ve DiÄŸer Rakip Ãœlkelerle KarşılaÅŸtırma'' konulu araÅŸtırmanın sonuçları yayınlandı.  Ä°SO üyesi özel sektör imalat sanayii iÅŸyerleri ile üyeler dışındaki 1000 büyük sanayi kuruluÅŸu arasında yer alan iÅŸletmelerin ana hedef olarak belirlendiÄŸi ankete, toplam 571 firma yanıt verdi. Ä°malat sanayii, iÅŸletmeler ve ürün düzeyinde rekabet gücü konusunda, ''Ä°hracat, uluslararası pazarlar, rakipler ve standartlar'', ''Ãœrün, iÅŸletme ve sektörel rekabet gücü'' ile ''Rekabet gücünün korunabilmesi için önlemler'' ana baÅŸlıkları altında gerçekleÅŸtirilen çalışmanın amacı, rekabetçi bir ekonomi yaratma çabalarına girdi saÄŸlamak ve katkıda bulunmak olarak gösterildi.  Yüzde 36.6'sı büyük, yüzde 26.4'ü orta ve yüzde 37'si ise küçük iÅŸletmelerden oluÅŸan iÅŸletmelerin verdiÄŸi yanıtlara göre, bu iÅŸletmelerin 27.8'i uluslararası pazardaki rakipleri arasında Ä°talya'yı gösterirken, yüzde 19.6'sı Alman firmaları ile rekabet ettiklerini belirttiler. Çin firmaları yüzde 18.4 ile üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeyi yüzde 10.3 ile Fransız, yüzde 9.6 ile Ä°spanyol ve yüzde 8.9 ile ABD firmaları izledi.  AB ülkeleri bir arada deÄŸerlendirildiÄŸinde Türk iÅŸletmelerinin en büyük rakibinin AB ülke firmaları olduÄŸu görüldü. Bir baÅŸka dikkat çeken nokta da Çin firmalarının giderek özellikle bazı sektörlerde Türk iÅŸletmelerinin en büyük rakibi durumuna gelmesi oldu.        BÃœYÃœKLER DAHA ÇOK DIÅžARI AÇILIYOR Çalışmaya katılan ÅŸirketlerin yüzde 71.6'sının ihracat yaptığı ve ihracat yapanların oranının ölçek ile doÄŸru orantılı olarak arttığı belirlendi. Küçük iÅŸletmelerde ihracat yapanlar yüzde 56.9, orta iÅŸletmelerde yüzde 77.5 ve büyüklerde ise yüzde 82.3 olurken, bu sonuçlar, Türk iÅŸletmelerinin dışa açılma olanağı bulduklarını ve baÅŸta büyükler olmak üzere dış pazarlara yöneldiklerini ortaya koydu. Ekonomik krizin ekonomide çok önemli olumsuzluklar yarattığı, buna karşın küçük de olsa Türk ekonomisine bazı kazanımlar saÄŸladığına iÅŸaret edilen çalışmada, bunların baÅŸta geleninin, daha çok iÅŸletmenindış pazarlara yönelmesi olduÄŸu vurgulandı.     Ä°hracat yapan iÅŸletmelerin ihracatlarının toplam ciroları içindeki payları toplam iÅŸyerlerinde 1999 yılında ortalama yüzde 34.4 iken, 2000'de yüzde 37.1, 2001'de yüzde 42.5 ve 2002'nin ilk dönemlerinde yüzde 41.4 olarak belirlendi.     Almanya geçmiÅŸ dönemlerde olduÄŸu gibi Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olma özelliÄŸini korurken, çalışmaya katılan ve ihracat yaptığını belirten firmaların yüzde 25'i, 1999'dan 2002 de dahil olan dönemde Almanya'yı ihracat yaptıkları ilk üç ülke arasında gösterdiler.     Ä°ÅŸletmelerin yaklaşık yüzde 11'i ihracat yaptıkları ilk üç ülke içinde Ä°ngiltere'nin, yaklaşık yüzde 9'u ise Fransa'nın bulunduÄŸunu belirtirken, ABD de iÅŸletmelerin ilk üç ihracat pazarı içinde en çok yer verdikleri diÄŸer bir ülkeyi oluÅŸturdu. Veriler deÄŸerlendirildiÄŸinde, AB ülke firmalarının baÅŸlıca rakipler olduÄŸu, Çin Halk Cumhuriyeti firmalarının birçok sektörde ciddi rakipler durumuna geldikleri, AB dışı özellikle DoÄŸu Avrupa ülke firmalarının giderek Türk firmalarını rekabette tehdit ettiklerinin söylenebileceÄŸi vurgulanan çalışmada, ''İç pazardaki yabancı rakipler, dış pazardaki olası rakipler olup, iç pazara odaklı yerli iÅŸletmeleri bir ölçüde uluslararası pazarlara da hazırlamaktadır'' görüşüne yer verildi.   İÇ PAZARDA DA EN ÖNEMLÄ° RARÄ°PLER AB'DEN  Elde edilen sonuçların yerli iÅŸletmeler için iç pazarda en önemli rakiplerin AB ülke iÅŸletmeleri olduÄŸunu gösterdiÄŸi belirtilen çalışmada, toplam iÅŸletmelerin yüzde 38.3'ü iç pazarda AB, yüzde 17.8'i Çin ve yüzde 11'i ise Asya/Pasifik ülkelerinin iÅŸletmeleriyle yarıştığını belirtti.Avrupalı rakiplerle iç pazarda rekabet eden iÅŸletmelerin oranı, AB ve AB dışı diÄŸer ülkeler birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde yüzde 46'ya ulaşıyor.  İç pazarda rakip olarak Avrupa BirliÄŸi ülkelerini belirten iÅŸletmelerin oranı küçüklerde yüzde 41.1, orta ölçekli iÅŸletmelerde yüzde 42.9, buna karşın büyüklerde ise yüzde 33.9 oldu.  Bir baÅŸka bulgu ise, iÅŸletme ölçeÄŸi büyüdükçe Asya/Pasifik ülke iÅŸletmeleriyle rekabet ettiÄŸini belirten iÅŸletmelerin oranının da artması olarak belirlendi. Büyük iÅŸletmelerde bu oran yüzde 13.7'ye çıkıyor.  Elde edilen bulgular, Türk iÅŸletmelerinin iç pazarda daha çok geliÅŸmiÅŸ ülke iÅŸletmeleri ile rekabet ettiÄŸini gösterdi. Bu durumun, Türk iÅŸletmelerini, sadece dış pazarlar için deÄŸil, iç pazardaki konumlarını koruyabilmeleri için de uluslararası alanda rekabet gücüne sahip olmaya zorladığı vurgulandı. AB'ye tam üyeliÄŸin beraberinde standartlara uyum zorunluluÄŸunu da getirdiÄŸi kaydedilen çalışmada, iÅŸletmelerin yüzde 26.4'ü AB standartları konusunda bilgi sahibi olmadıklarını belirttiler. Bu oran, büyüklerde yüzde 19.6 iken orta ölçeklilerde yüzde 25.2, küçüklerde ise yüzde 34.1'e yükseliyor. Bu bulgular birarada deÄŸerlendirildiÄŸinde iÅŸletmelerin AB standartlarına uyum açısından iyibir noktada olmadıkları gözlendi. Sektörlerin rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında enflasyon, kur politikaları, siyasi istikrar, bürokrasi gibi iÅŸletmeler tarafından kontrol edilemeyen faktörlerin gelmesinin endiÅŸe verici olduÄŸu da belirtilen çalışmada, bulguların, imalat sanayi iÅŸletmelerinin kontrol edebildikleri ya da geliÅŸtirebilecekleri tüm diÄŸer faktörlerde baÅŸarılı olsalar dahi, rekabet güçlerini yine de yeterince artıramayacaklarını gösterdiÄŸi kaydedildi.   Bu nedenle siyasi ve ekonomik istikrarın en kısa sürede saÄŸlanması, giriÅŸimci ortamını olumsuz yönde etkileyen kamunun imalat sanayii üzerindeki yükünün azaltılarak, yatırımların hızlandırılmasına ihtiyaç bulunduÄŸu de dile getirilen çalışmada, ''Aksi takdirde Türkiye, geliÅŸmiÅŸ ülkelerle arasında giderek açılan farkı kapatamayacağı gibi hızla kaybedenler arasına katılabilecektir'' denildi. REKABET GÃœCÃœ EN YÃœKSEK SEKTÖR GÄ°YÄ°M SANAYÄ°AraÅŸtırmaya göre, giyim sanayini yüzde 20.5 ile taÅŸ ve topraÄŸa dayalı sanayi ile yüzde 19 ile gıda, içki, tütün sanayi izledi. Ãœrün düzeyinde rekabet gücü konusunda toplam iÅŸletmelerin yüzde 68.2'si fiyat, yüzde 54.7'si teslim ve ödeme koÅŸulları, yüzde 44.3'ü ise eriÅŸebilirlik açısından kendi ürünlerinin uluslararası markalara göre daha iyi olduÄŸunu belirtti. Kendi ürünlerinin daha iyi olduÄŸunu belirten iÅŸletmelerin oranınınen düşük olduÄŸu özellikler ambalaj kalitesi (yüzde 16.1), üretim teknolojisi (yüzde 17.2) ve standartlara uygunluk yüzde 19.1) ÅŸeklinde sıralandı. Çalışmaya katılan iÅŸletmelerden, girdi kullandıkları ürünlerde Türk markalarının yabancı markalara göre fiyat açısından daha iyi olduÄŸunu belirtenlerin oranı yüzde 50.7 olurken, oran teslim ve ödeme koÅŸullarında yüzde 46.6, bulunabilirlik/eriÅŸebilirlikte yüzde 40.7 ve müşteri hizmetlerinde yüzde 31.1 çıktı. Rekabet gücüne etkisi açısından biliÅŸim teknolojisi, ''çok etkili'' olarak deÄŸerlendiren iÅŸletmelerin oranının en düşük olduÄŸu faktör oldu.  Toplam iÅŸletmelerin yüzde 60,7'si enerji ve su gibi dışardan saÄŸlanan hizmet maliyetler, yüzde 55.4'ü AR-GE, yüzde 55.2'si tanıtım,yüzde 49.2'si biliÅŸim teknolojisi alt yapısının ve yüzde 39'u alternatif tedarikçi bulma olanaklarının zayıf olduÄŸunu belirtti. Ä°ÅŸletmelerin önemli bir bölümünün uluslararası pazarlarda rekabet edebilmek için bu faktörlerdeki eksikliklerini gidermesi gerektiÄŸine iÅŸaret edilen çalışmada, ayrıcalık ve deÄŸer yaratmada çok önemli faktörler olan AR-GE ve biliÅŸim teknolojilerinde iÅŸletmelerin önemli bir bölümünün rekabet gücü açısından zayıf olarak tanımlanmasının, gelecek açısından düşündürücü olduÄŸu vurgulandı.  Ancak firmaların ürün kalitelerinde önemli yol aldıklarını düşünmeleri ve tüm ölçeklerde bu açıdan iÅŸletmelerin büyük bölümünün uluslararası rakipleriyle yarışabilir noktalara eriÅŸtiklerini belirtmeleri ise sevindirici olarak görüldü. Elde edilen sonuçlar, imalat sanayinin gerek AB'li rakipleri (yüzde 49.2) gerekse diÄŸer rakipleriyle (yüzde 54.8) rekabet edebilecek güce sahip olduÄŸunu gösterdi. TEKNOLOJÄ° YENÄ°LEME Ä°NANCI Ä°LK SIRADA İşletmeler, sektörlerinde rekabet gücünün korunabilmesi için öncelikle teknoloji yenilemeye ağırlık verilmesi gereÄŸine inanıyorlar. Pazarlama iÅŸlevlerinde etkinliÄŸi artırma, uluslararası rekabet gücünü koruma açısından iÅŸletmeler tarafından ilk sıraya en fazla yerleÅŸtirilen ikinci önlem oldu.  Ä°malat sanayi iÅŸletmelerinin önündeki enflasyon, bürokrasi, eksik ve yetersiz yasal altyapı gibi makro çevre faktörlerinin ivedilikle iyileÅŸtirilmesine ihtiyaç bulunduÄŸu dile getirilen çalışmada, ancak bukoÅŸullarda güçlü, geliÅŸmiÅŸ ülke rakipleriyle rekabet edebilen bir imalat sanayinden söz etmenin mümkün olacağı bildirildi. Ä°malat sanayi iÅŸletmelerinin tüm faktörler açısından AB'li rakiplerine göre rekabet güçleri deÄŸerlendirildiÄŸinde, küçük ölçeklilerin önlem alınmadığı takdirde AB'ye tam üyelik sürecinde olumsuz yönde en çok etkilenebilecek iÅŸletmeler olacağının ortaya çıkacağı kaydedilen çalışmada, şöyle denildi: ''AB'ye tam üyelik sürecinde özellikle küçük ölçekli iÅŸletmelen rekabet güçlerinin artırılmasına yönelik çabalara tüm kesimlerin ağırlık vermesi kaçınılmazdır.  Tüm ölçekler için rekabet gücünü zayıflatan en önemli faktörlerin makro çevre ile ilgili olduÄŸu açıkça görülmektedir. Bu bulgu Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarı kalıcı ve sürdürülebilir kılması gerektiÄŸini açıkça ortaya koymaktadır.'' Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!