Güncelleme Tarihi:
Son 4 ayda 8 bin 800 üyesi kayıt sildiren, üyeleri 3 bin 300 işçi atan İSO'nun Başkanı Hüsamettin Kavi, çareyi Ankara'ya karşı bayrak açmakta buldu. Kavi, ‘‘Büyük bir yangın içindeyiz. Bunun farkında olmayan Ankara acaba hangi ülkenin başkenti?’’ dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsametin Kavi, son dört ayda İSO'ya üye 8 bin 800 firmanın kaydını sildirdiğini ve 3 bin 300 kişinin işsiz kaldığını açıkladı. Kavi, imalat sanayiinin yüksek faizle daha gidecek yolu kalmadığı uyarısında bulunarak, ‘‘Ağustos ayından beri imalat sanayi yüksek faizin faturasını ödüyor. Seçim var diye sabrettik. Seçimler yapıldı ama artık tutunamıyoruz, kayıyoruz. Büyük bir yangının içindeyiz. Ankara bunun farkında mı? Ankara acaba hangi ülkenin başkenti?’’ diye konuştu.
İSO Başkanı Kavi, dün seçim sonrası imalat sanayii ve Türk ekonomisinin durumunu anlatmak için bir basın toplantısı düzenledi. Kavi, IMF ile hemen masaya oturularak dış kaynak sağlanmasını ve faizlerin kesinlikle düşürülmesini istedi. Kavi, şöyle devam etti:
Ağustos 1998'den beri aşırı yüksek faize mahkum edilen özel sektör sanayi ve halkın yaşam koşulları gözardı edilmiştir. Maalesef sonuçları da tam bir fiyasko olan vergi yasasından başka TBMM bir yıldır hiç bir yapısal tedbir almamıştır. Seçime gidiliyor diye tahammül ettik. Ülke olarak ağır bir bedel ödedik. Bir tarafta daralmış talep, öbür tarafta yüksek faiz baskısına 9 aydır dayanmaya çalışıyoruz.
TÜKETİM AZALDI
İmalat sanayii kasıma kadar eridi, aralıktan bu yana artık kayıyor, tutunamıyor. İmalat sanayi aylık üretim endeksi aralık ayından beri düşmektedir, mart ayında düşüş eksi 8.4'dür. Otomotivdeki ilk 4 ayda üretim düşüşü ise yüzde 39'u buldu. Ekonomi küçülüyor, istihdam geriliyor, vergi gelirleri düşüyor. Bütçe açığı daha da artıyor. Kimse, ‘ithalat azalıyor o nedenle dış ticaret açığı da azalıyor’ diye düşünmesin. Yılın ilk üç ayında sabit olarak vergi gelirlerinde azalma eksi 16.8'dir.
Özel tüketim harcamalarına baktık, 1998 yılının son çeyreğinde eksi 6.5 geriledi. Bu gerileme dayanıklı tüketim mallarında eksi 11.4'ü buldu. Buna karşılık 1998'in son çeyreğinde özel sektör yatırım harcamaları da eksi 26.5 azaldı. 1999'un ilk dört ayında 94 firmanın kaydı silindi. Toplam 8 bin 800 üyemizin sadece kaydı silinen ve yenilenen üyesinde, son dört ayda 3 bin 300 kişi daha işini kaybetti.
Enflasyonun nedeni bütçe açıkları, yani devlet reel faizin nedeni, güvensizlik, istikrarsızlık, gerilim yani siyaset. Öyleyse Türkiye'de gerilim yaratanlar faizlerin düşmesini istemiyor. Devlet kemdi açığını kapatmak için borçlanıyor.
Aylardır düşen iç ve dış talep, öldüresiye bir dış rekabette, bu faizleri hangi sanayici ödeyebilir. Düşen kapasiteler maliyetleri katladı. Çekler sapır sapır dökülüyor. Yıllardır el üstünde tuttuğumuz itibarımızı kaybediyoruz. Üyelerimizden yakınmalar geliyor, diyorlar ki anahtarlarımızı teslim etsek bile borcumuzu ödeyemeyeceğiz. Bankacı dostlarımızla konuşuyoruz, yüksek faizin pazar ekonomisi koşullarından kaynaklandığını söylüyorlar. Bu mu pazar ekonomisi? Türkiye'nin geleceğini ipotek altına alan sanayisini tahrip eden tüm sonuçlar hepimizin sorumluluğudur.
Türkiye artık yanlış gündemlerle meşgul edilmemeli. Partilerimiz ve liderlerimiz kendi arzularını kesinlikle ihtirasa dönüştürmemeli. Hükümet hızla oluşmalı, hantal değil az üyeli etkin bir kabine esas olmalı. Önce ekonomiyi yoluna koymak sanayi üzerindeki baskıyı kaldırmalıyız. Önümüzdeki aylar çok önemli. Ekonomik Sosyal Konseyi kuralım kafa kafaya verelim. Hükümetler parlamento çoğunluğunu sahip olabilir ama başarılı olmak için toplum desteği şart. Hükümet kurulduktan sonra tebriklere ayıracakları iki günü bize ayırsınlar. Oturalım beraber tartışalım, çare arayalım.
Kavi rakamlarla uyardı
Üretim aralıktan beri geriliyor. Martta gerileme yüzde 8.4 oldu.
Otomotiv üretimindeki düşüş yüzde 39'u buldu.
Yılın üç ayında vergi geliri yüzde 16.8 azaldı.
Son dört ayda İSO üyeleri 3 bin 300 işçi attı.
8 bin 800 İSO üyesi kayıt sildirdi, yani işini bıraktı.
Karaosmanoğlu bankalara yüklendi
İSO Başkanlık Başdanışmanı Atilla Karaosmanoğlu da bankaları, üzerlerine düşen görevi yerine getirmeleri yönünde uyardı. Faizlerin, sanayici repo yaptığı için değil, devletin borçlandığı için yüksek olduğunu söyleyen Karaosmanoğlu, bankacıların yüksek faizi pazar ekonomisi ile açıklayamayacaklarını söyledi. Karaosmanoğlu şu uyarıyı yaptı:
‘‘Bankalar unutmamalı ki bu durum sürerse pazar ekonomisi diye açıkladıkları durum gün gelir kendilerine de zarar verir. Pazar ekonomisi diye açıkladıkları yüksek faiz kendilerinin de başına dert açar. O zaman da durumu pazar ekonomisiyle açıklamakta zorlanırlar. Bunun bütün ekonomiye zararı olur.’’
Zafer Çağlayan: Ekonomimiz Kosova'dan beter
İSO Başkanı Hüsamettin Kavi, dün düzenlediği toplantı ile sanayiinin sıkıntılarını anlatırken, aynı saatlerde Ankara'da da Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan bir basın toplantısı yaptı. Çağlağan, ‘‘Ekonominin Kosova'dan ne farkı var? En az Kosova kadar tahribat görmüş bir durumda’’ diye konuştu. Rakı ve viski üretiminin sanayideki gerilemeyle ters orantılı olarak arttığını belirten Çağlayan, ‘‘İnsanlar üretim düştükçe efkarlarını bu şekilde dağıtmaya çalışmışlar’’ dedi.
Enflasyonun talep kısılarak ancak yüzde 48'ler seviyesine kadar indirilebildiğini söyleyen Çağlayan, enflasyonun tek haneli rakamlara indirilebilmesi için mutlaka yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.