Güncelleme Tarihi:
HÜLYA Gedik erkek egemen bir sektörde varlık gösteren sanayici bir iş kadını. Kaynak ve döküm sanayinde tek kadın tepe yönetici. 2016 ihracat performansları dikkate alınarak yapılan değerlendirmelerle Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından verilen İhracatın Metalik Yıldızı ödülünü de bu yıl Hülya Gedik aldı. 2018 yılında 55’inci yılını kutlayacak Gedik Holding’in gücü ‘kaynak’ üretiminden geliyor. Kaynak deyince neyi anlattığımız zor anlaşılabilir diye düşündük, Hülya Gedik kısaca özetledi: “Aslında her alt yapı projesinde, büyük projelerde kaynak vardır. Metalin girdiği her yerdeyiz. Köprülerden, enerji santralleri, gemilere, boru hatlarına kadar...” Hülya Gedik ile Gedik Holding’in 2018’de kutlayacağı 55 yılına doğru üretimde ve teknolojide yaşadığı dönüşümü ve Türkiye sanayisinin nasıl güçleneceğini konuştuk.
- Sanayide büyük bir dönüşüm başladı. Gedik Holding çatısı altında siz neler yapıyorsunuz?
Gedik Holding’in geçmişi Gedik Kaynak’a dayanıyor, 1963’te kaynakla işe başlandı, buralara gelindi. Biz hiç durmadan üretim yaptık, kendimizi geliştirdik. Son 2 yıldır da makine parkurumuzu yeniledik. Kaynak, vana ve döküm alanında dünyada ne yapılıyorsa biz de onu yapıyoruz.
- 4.0 Sanayi Devrimi nasıl etkiliyor sizi?
Bizim çatımız altında Gedik Kaynak, Gedik Döküm ve Vana var. Çok etkileyecek. Biz de buna hazırlanıyoruz. Güçlü olmamız için de yapılması gerekenler var. Katma değerli ürünler üretmek temel amacımız. Biz Ar-Ge’mizi de kurduk, Türk mühendislerimiz çalışıyor, kendi lisanslarımızla kurumlarla çalışıyoruz. 2010 yılında Gedik Üniversitesi’ni hayata geçirdik. Üniversite sanayi işbirliği yıllardır söyleniyor, bunu hayata geçirmeyi başaran iyi bir örneğiz.
- Siz yeni ihracat ödülü aldınız. Nasıl gidiyor ihracatınız? 2016 zor bir yıl oldu...
Zordu. Biz de sorunlar yaşadık. 80 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ancak iş yaptığımız ülkelerde de sorunlar oldu.
KOTA GETİRİLMELİ
- Türkiye’ye baktığımızda birçok ülkeye göre çok daha fazla yeni proje yapılıyor... Köprüler, havaalanları vs... Bu sizler için avantaj sağlıyor mu?
Türkiye’de güzel projeler var. Ancak tüm bu projelerde Türk malları kullanılmıyor. Finansman başka bir yerden geldiğinde projede hangi marka ürünlerin kullanılacağı, iş yapılacak şirketler yazıyor. Biz bu yüzden son dönemde yapılan büyük projelere ürün veremiyoruz. Köprüler yapılıyor, büyük projeler yapılıyor, bunlar da Türk mallarına kota konularak yapılmalı diye düşünüyoruz. Türkiye’nin güçlenmesi ve sanayinin güçlenmesi için bu şart.
- Bu projelerde kullanılacak her şeyi siz üretebiliyor musunuz?
Üretiyoruz. Hatta yurtdışında bazı işlere biz satıyoruz ama Türkiye’de her projede bu mümkün olamıyor, ürün veremiyoruz. Finans yurtdışından gelince her malzeme de yurtdışından alınmamalı. Bu ülke ekonomisini hareketlendirmek ve güçlendirmek için de önemli.
- Çin mi zorluyor sizi en çok?
Çin’in vasat ürünlerde yarattığı rekabet ortamı var, biz katma değeri yüksek ürünlere girmeliyiz. Türkiye’ye gelen sanayi ürünlerinin TSE’ye uygunluğu iyi denetlenmeli, Türkiye sanayi ürünleri konusunda çöplük haline geldi. Buna müsamaha ediliyor. Bilgi birikimi olmayan bayiler ucuza kaçıyorlar. Aynı ürün 5 kez değiştiriliyor, bizimki evladiyelik kalıyor. Fahiş fiyatlar demiyoruz ama çok kaliteli ve pahalı yapmak marifet değil, iyi kaliteyi uygun fiyatla üretmek marifettir. Bu konuda çok çalışıyoruz.
İNSANLA ÇALIŞAN ROBOT YAPTIK
- Ar-Ge çalışmaları nasıl gidiyor?
Biz teknoloji satan durumdayız. Avusturya, Alman bazlı şirketten bilgi birikimi almıştık şimdi bilgi transfer eder konumdayız. Mühendislilerimizin seviyesi çok yüksek. Ar-Ge merkezi kurmak için de dosya verdik. İthalatı azaltıcı ürünler üretimine geçmek istiyoruz.
- Neler yapıyorsunuz?
Ar-Ge de otomasyon ve robotik uygulamalarla zenginleştiriyoruz. TÜBİTAK’a da proje verdik. TÜBİTAK’ta KO-Robot, işbirlikçi robot projemiz var. Endüstriyel robotlar insanla birlikte çalışmıyorlar, bizim ürettiğimiz proje insanla alışıyor. 4.0 ile yapılan iş de bu. İnsan makine iletişimi çok yoğunlaşıyor. Bizim projemiz TOFAŞ’la birlikte.
ŞÖVALYELİK YAPIYORUZ
- Hangi projelerde kullanıldı?
Enerji yatırımları, rüzgar parkları, köprüler, petrol ve doğalgaz boru hatları, termik santrallerde projenin mühendislik kısmı yurtdışında yapıldığında malzemeler de markalarıyla yazılıyor. Yerli malı kullanma özendirilmiyor, olanaklar sağlanmıyor. Benzer projelere yurtdışında mal verirken Türkiye’de veremiyoruz. Şövalye gibiyiz. ‘Dışarıdan alınmasın, ithal edilmesin biz üretelim’ diyoruz. Kaynak sektöründe ‘Türkiye’ye giren tüm ürünleri biz üreteceğiz’ dedik. Zaten üretiyorduk ama olmayanlar vardı, bunların tümünü üretme iddiasındayız. İki hafta önce Milgem projelerinden birinin gemisi indirildi. Ürün verdik bu gemilere, savunma sanayi projeleri buna biraz daha duyarlı, yerli malı kullanıyorlar, çünkü bu aynı zamanda güvenlik için de önemli. Ancak mega bir çok projede bu duyarlılık yok.
HÜLYA GEDİK KİMDİR?
Hülya Gedik Uşaklı Halil Kaya Gedik’in kızı. Yıldız Teknik Okulu Makine Mühendisliği mezunu Halil Kaya Gedik, 1960 yılında Türkiye’nin ilk yerli otomobil projesinde görevlendirilen 23 mühendisten biri. Devrim Arabaları mühendislerinden olan babasının yanında işi öğrenen Hülya Gedik İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesi mezunu. IIW Uluslararası Kaynak Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi, EWA Avrupa Kaynak Derneği üyesi, TÜSİAD üyesi, İSO üyesi olan Hülya Gedik, 2 çocuk annesi.