Güncelleme Tarihi:
Newsweek Dergisi’nin belirlediği dünyanın en etkili ilk 125 kadını arasında gösterilen Oya Eczacıbaşı, Türkiye’de çağdaş sanat farkındalığı yaratma konusunda çok uzun yıllardır çaba sarfeden biri.
- Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern, 15 yılı geride bıraktı. Kısa bir zaman dilimi gibi gözükse de, Türkiye sanat tarihi açısından bir mihenk taşı oldu. Bu 15 yıl nasıl geçti?
Söylediğiniz gibi İstanbul Modern’in açılışı 2000’li yıllarda sanat yaşamımızdaki değişim sürecinin önemli bir kilometre taşı oldu ise ne mutlu bize... Türkiye’deki müzecilik anlayışına yeni bir soluk getirmeye çalıştık. Düzenlediğimiz sergiler, eğitimler, sinema programları, etkinlikler, iş birlikleri ile çağdaş sanat müzesi tanımının içini doldurmaya çalıştık. Ziyaretçilerimiz için bir yaşam alanı, sanat profesyonelleri için ise okul olmasını hedefledik. Bunda da başarılı olduğumuza inanıyorum. Şimdi, yeni müze binamızın hazırlığı içindeyiz. Çok heyecanlı bir süreç bizi bekliyor.
DÜNYACA ÜNLÜ MİMAR YAPACAK
- Bir süredir geçici mekanınızdasınız. Yeni müze nasıl olacak?
İstanbul Modern’in yeni binası Centre Pompidou, Whitney Müzesi, Beyeler Vakfı Müzesi, Centro Botín gibi pek çok müze ve sanat kurumunda imzası olan, dünyaca ünlü mimar Renzo Piano imzasını taşıyacak. Renzo Piano Building Workshop’un projesi olarak tasarlanan yeni müze binamız, izleyiciyi merkezine alan, uluslararası standartlarda bir müze binası olacak. Pritzker ödüllü Piano’nun tasarımı olan yeni binamızın ayrıca bir çekim merkezi olacağı kesin. Geri dönüşümüzün 2021’in ilk yarısında gerçekleşeceğini umuyoruz.
- Geçtiğimiz yıl taşıdınız müzeyi. Geçici mekân olarak adlandırdığınız Beyoğlu’ndaki binanızdasınız. İstanbul Modern’in taşınmasıyla birlikte bir hareketlenme oldu mu sizce?
Karaköy’deki yeni müze binamız tamamlanana kadar İstanbul Modern’in, geçici bir mekânda da olsa, tüm faaliyetlerini sürdürmesi öncelikli hedefimizdi. Kavramsal sergiler, sanatçı retrospektifleri, küresel veya bölgesel sergilerin yer aldığı süreli sergi salonları, koleksiyon sergi salonları, fotoğraf galerisi, kütüphane, eğitim bölümleri, sinema, kafe ve mağazamızın konumlanması bizim ve ziyaretçilerimiz açısından çok önemliydi. Evet, “Beyoğlu’nun eski tadı kalmadı” denilen bir zamanda geldik. Ancak yine müzemizin açılışının ardından bazı sanat kurumları da Beyoğlu’na taşındı veya yenilendi. Beyoğlu geçtiğimiz yıllarda bazı açılardan biraz geride kalmış gibi görünse de, sanatın, kültürün ve İstanbul’un kalbi olmaya devam edecektir diye düşünüyorum. Zira her dönem kendini kültürel olarak yeniden üretmeyi çok iyi bilen, tarih boyunca farklı kültürleri barındırmış olan bir semt Beyoğlu. Biz de İstanbul Modern’in geçici mekânının Beyoğlu’nda olmasından, bu tarihi semtin kalbinde yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
- İstanbul Modern’in 15 yılını sayılarla ifade etsek... Ziyaretçi, sergi sayıları gibi...
15 yılda 8 milyonu aşkın ziyaretçi ağırladık. 67 koleksiyon ve süreli sergi, 38 fotoğraf sergisi, 13 video sergisi, 17 yurt dışı sergisi gerçekleştirdik. Binin üzerinde sanatçı sergilerimizde yer aldı. 810 bin çocuk ve gencimiz sunduğumuz eğitim programlarına katılarak sanatla buluştu. İstanbul Modern Sinema’da 327 film programı ile 4 bine yakın film gösterimi gerçekleştirdik. Ziyaretçilerimiz müzenin yanı sıra dijital dünyada da bizi yalnız bırakmıyor.
YABANCI ORANI YÜZDE 40
- Peki ya yabancı ziyaretçi?
İstanbul Modern’in kuruluşundan bu yana yabancı ziyaretçi oranları yüzde 40 civarında oldu. Yaz aylarında biraz daha artış göstermekle beraber, ziyaretçi profilinin büyük çoğunluğunu Almanya, ABD, Rusya, Fransa, İngiltere’den turistler oluşturuyor.
- 810 bin çocuk ve genç müzede ücretsiz sanat eğitimlerine katılıyor dediniz. Çocuklar müzeye okullardan mı geliyor?
İstanbul’un dört bir yanından, yüzde 80’i devlet okullarından geliyorlar. Müzemizin Eğitim ve Sosyal Projeler Bölümü’nde 10 müze uzmanı çalışıyor. Uzmanlarımız yıl boyunca okul ziyaretleri gerçekleştiriyor, okul müdürleri ve öğretmenleriyle bir araya gelip, onları müzeye davet ediyor, öğrencilerin ziyaret programlarını düzenliyor. Anaokulundan liseye, Bakırköy’den Gebze’ye İstanbul’un dört bir yanındaki okullardan çocuk ve gençlerimizi müze çatısı altında ağırlamaya çalışıyoruz. Çocuklar, sergi turlarını uzmanlarımız eşliğinde yaptıktan sonra, atölyede sanat çalışmalarına katılarak müze ziyaretlerini tamamlıyor.
- Müzenin eğitim programlarını desteklemek için 10 yıldır Gala Modern’i düzenliyorsunuz. Bu artık bir gelenek haline geldi değil mi?
Sanat eğitimine erişimde fırsat eşitliğini ve çocukların sanatsal gelişimlerine katkıda bulunmak bir sanat müzesi olarak bizim öncelikli misyonlarımızdan. İstanbul Modern Eğitim Dostları’nın bir araya geldiği Gala Modern geceleri, ülkemizde sanatla büyüyen nesiller görmek isteyenlerin 10 yıldır adeta özel buluşması haline geldi. Müzede ücretsiz olarak sunduğumuz eğitim programları, faaliyetleri ve sosyal projelerimizden her yıl yaklaşık 50 bin çocuk ve genç faydalanıyor. Kültür Elçilerimizin öncülüğünde emek ve destek veren kişi, kurum ve kuruluşlar, hedeflediğimiz çocuk ve genç sayısına ulaşmamıza kaynak sağlıyor. Böyle bir geceyi istikrar ve kararlılıkla sürdürmek elbette kolay değil, bizimle aynı değerlere inananlarla mümkün oluyor.
YENİ SANAT EĞİTİMLERİ BAŞLIYOR
Yeni projeler var mı?
Evet, İstanbul Modern tarafından tasarlanıp uygulanan iki yeni projeyi İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle gerçekleştiriyoruz. Bu projelerden ilki olan, müzemizin içinde özel donanımlara sahip bir mekân olarak tasarladığımız Art Maker Lab Öğrenme Merkezi’nde 7-15 yaş çocuk ve gençleri sanatı yeni teknolojilerle deneyimlemeye çağırıyoruz. Bu projeyle müzelerde teknoloji temelli sanat eğitimi uygulamalarına farklı bir boyut kazandırmayı amaçladık. 2020’de tamamlanacak proje sonucunda 20 bin civarında çocuk ve gence ücretsiz olarak ulaşacağız.
- Bir de Uluslararası Misafir Sanatçı Programı var değil mi? Sadece sanat dünyamız için değil, İstanbul’un tanıtımı için de çok önemli bir proje. Projenin gidişatından bahseder misiniz? Sanatçılar gelmeye başladı mı?
Hayata geçirdiğimiz çok yeni bir proje bu. Dünyanın dört bir köşesinden sanatçıları “Uluslararası Misafir Sanatçı Programı”na katılmak üzere İstanbul’a davet ettik. Program, farklı kentlerden güncel sanatçı, mimar ve tasarımcılar ile İstanbul’daki zanaatkârları Türkiye’de bir müze çatısı altında ilk kez buluşturuyor. 10 misafir sanatçı, zanaatkârlarla üretim yapmak için İstanbul’a geliyor, buradaki ustaları tanıyor, onların disiplinlerinden esinlenerek yeni yapıtlar üretiyorlar. Ülkemizin uluslararası tanıtımında sanatla fark yaratacak bu proje sonucu ortaya çıkacak olan üretimleri Şubat 2020’de İstanbul Modern’de sergileyeceğiz.
THY İÇİN SANAT
- Türk Hava Yolları ile bir işbirliği içindesiniz diye biliyorum.
Türkiye modern sanatını dünyaya tanıtmak üzere Türk Hava Yolları ile birlikte çok önem verdiğimiz bir projeye imza attık. İstanbul Havalimanı Türk Hava Yolları Özel Yolcu Salonu’nda İstanbul Modern’e ayrılan alanda “İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” isimli sergiyi açtık. Yılda üç kez bu alanda sergileri yenileyerek farklı dönem ve sanatçıların yapıtlarını yolcularla buluşturacağız. THY ile hayata geçirdiğimiz bir diğer proje ise ekonomi dış hat yolcularına dağıtılacak olan seyahat çantaları için gerçekleştirildi. Türkiye’de modern resmin önde gelen kadın sanatçılarından Fahrelnissa Zeid’in yapıtlarından hareketle tasarlanan seyahat çantaları, yolculara bir hatıra olarak sunuluyor.
- Bu yıl yeni müzeler açıldı hem İstanbul’da hem de İstanbul dışında. Çağdaş sanata yönelik olumlu gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?
Arter, Eskişehir’de Omm açıldı. Yalnızca çağdaş sanat alanında değil müzecilik alanında olumlu gelişmeler var. Sadberk Hanım Müzesi yeni yerine taşınacak. Biz yeni yerimize önümüzdeki yıllarda taşınacağız. İstanbul’un daha çok sanata ihtiyacı olduğunu ve bu yönde de olumlu gelişmelerin olduğunu düşünüyoruz.
- Bu müzeler arası rekabet çok iyi bir atmsofer yaratıyor sanat için değil mi?
Kesinlikle. Biz buna rekabet demiyoruz. Çünkü bir müzeyi gezen, sanatla ilgili başka şeyler de yapıyor. Örneğin Bienal dönemine birçok sanat etkinliği denk geliyor. Bu tercih ediliyor, çünkü sanatla ilgilenen kişiler aynı gün ve günler içinde farklı sanat etkinlikleri yapmayı tercih ediyor. İstanbul’un ve ülkemizin tanıtımı, İstanbul’un cazibesinin artması için sanata çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.
15 YILDA İSTANBUL MODERN’E
- 8 milyonu aşkın ziyaretçi
- 67 koleksiyon ve süreli sergi
- 38 Fotoğraf Sergisi
- 17 Yurtdışı Sergisi
- 13 Video Sergisi
- 810 bin çocuk ve gence ücretsiz sanat eğitimi
GALA MODERN 14 ARALIK’TA
Her yıl müzenin eğitim faaliyetlerine destek amacıyla gerçekleştirilen Gala Modern, bu yıl 10. yılını kutluyor. İş, sanat, cemiyet ve medya dünyasından 500 kişinin katılımıyla gerçekleşen Gala Modern, 14 Aralık’ta Hasköy Yün İplik Fabrikası’nda gerçekleşecek. Gecenin ana sponsorluğunu Maçakızı Bodrum Loft üstleniyor. Gecenin mekân tasarımını Vakko Espace, organizasyonunu ise dDf yapacak.
OYA ECZACIBAŞI KİMDİR?
Oya Eczacıbaşı babasının görevi nedeniyle 3-18 yaş arasında yurtdışında yaşadı. Strasbourg’da Lycee Marie-Curie’de okuduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme okudu. University of Leicester’da müze işletmeciliği dalında master yaptı. 1985 yılında İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nda Bienal Danışma Kurulu üyesi oldu. 2002-2007’de Boğaziçi Üniversitesi’nde müze işletmeciliği konusunda öğretim üyeliği yapan Oya Eczacıbaşı İstanbul Modern’in kuruluşu için çalıştı. 2004’de İstanbul Modern’in kurulmasıyla müzenin yönetim kurulu başkanlığını üstlendi. Oya Eczacıbaşı İKSV Yönetim Kurulu üyeliğinin yansıra MoMA’da Uluslararası Konsey üyesi, San Francisco Museum of Modern Art (SFMoMA) Global üyesi ve Fransız Devlet Nişanı sahibi.