Samsun’dan İstanbul’a uzandı 15 bin araçlık filo kiralama 224 milyon Euro’yu yakaladı

GENELLİKLE kurumsallaşma sorunu yaşayan küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz (KOBİ) içinde profesyonel yönetime inanan ve sadece denetleme yaparak işi büyüten girişimci örnekleri de çoğalıyor. Yabancı yatırımcıların da yoğun giriş yaptığı ‘filo kiralama’ işinde bu anlamda ilginç bir örnek ortaya çıktı. Aslen Çorum Osmancıklı olan Ömer Derindere’nin, Samsun’da yağ ticaretiyle başlayan, Ford bayiliği ile büyüyen ve 1984’ten itibaren de Samsun’da Toyota bayiliği ile gelişen işleri, 1997’den sonra da Zeytinburnu Toyota bayiliği ile İstanbul’a taşındı. Ömer Derindere, o dönemde Esin Grubu’na ait Europcar’ın Genel Müdürü olan Aytekinhan Yıldırıcı’yı transfer etti ve ‘Filo kiralama’ operasyonunu kurdurdu. Yıldırıcı’ya 20 otomobillik sermaye, tam yetki ve sorumuluk veren Ömer Derindere’nin bu girişimiyle 224 milyon Euro ciro yapan ve kiraladığı araç sayısı 15 bini aşan Derindere Filo Kiralama ortaya çıktı. Aytekinhan Yıldırıcı, şöyle başlıyor sektördeki ve Derindere’deki öyküsünü anlatmaya:�

Araba yıkamayla başladım

1975’te İstanbul Hukuk’ta öğrenciydim. İşe ihtiyacım vardı. Esin Grubu’na müracaat ettim. ‘Araba yıkar mısın’ dediler. ‘Olur’ dedim başladım. Esin Ailesi çok düzgün çok başarılı bir ailedir ve onların yanında 23 yıl çalıştım. Europcar’ın genel müdürü olarak kafamda filo kiralama ve ikinci el araç projem oluşmuştu. Ancak onu Esin’de tam olarak uygulama imkanım olmadı. Derindere Ailesi’yle tanışmam tamamen tesadüf. 1998’de oğlumu Eurodisnay’e götürmüştüm. Derindere Ailesi’nin damadı Murat Tuksal da eşi ve çocuklarıyla aynı tura katılmışlardı. Tanıştık ve sohbet ettik. Bir süre sonra çağırdılar, transfer teklif ettiler. Çok başarılıydılar. İstanbul’da Toyota bayiliği daha 6 ay olmasına rağmen satışta İstanbul’da ilk 10’a girmişlerdi. İstedikleri yeni bir projeyle mevcut işte sinerji oluşturmaktı. 1998 Temmuz ayında işe başladım.

20 Corolla verdiler

Aile kiralama işine ‘amortismanlar ve aktifler açısından yararlı olur’ diye bakıyordu. Maksimum 500 otomobillik bir operasyon bekliyorlardı. İstanbul için 1200, Samsun için 500 otomobillik teşvik belgesi hazırladım. ‘300 yeter’ dediler. 18 ay vadeli alınmış, 20 Toyota Corolla verdiler ve ‘hadi başla’ dediler. 6 Temmuz 31 Aralık 1998 arasında 650 arabaya çıktım. Danone-Tikveşli, Borusan, Fedex, DHL, Abdi İbrahim’e araç verdim. Aileden ek finansman talebi olmadan yürüdüm ve 1999 sonunda 1221 araç olduk. 2000 yılı sonunda 2 bin 300’e çıktık. Toyota bir bayilik daha verdi Kartal’a. Oraya Genel Müdür olarak geçtim filo kiralamayı da taşıdım. 2001’de büyük kriz bize fırsatlar getirdi. Fiyat pazarlığında istediğimiz indirimleri alarak kiralamayı büyütmeye devam ettik.

170 kişiyle 15 bini aşıyoruz

Şimdi 15 bin arabayı aştık. Filo kiralamada 170 kişiyiz. Bütün Derindere’de 400 kişi çalışıyor. Lüks araç kiralaması için de ayrı yapılanmaya gittik. Orada 700 arabaya ulaştık. Lüksteki arabaların ortalama değeri 70 bin lira. Audi A8’ler, BMW 7’ler, Maserati’ler var. Dev bankaların CEO’larına, yönetim kurulu üyelerine kiralıyoruz. Şirket yönetimi alışılmadık ölçüde kurumsal hale geldi, 2008’ren  beri 3 ayda bir halka açık şirket gibi PricewaterhouseCoopers tarafından denetleniyoruz. Ömer Derindere bir babaya yakışır şekilde başımızda. Toyota tarfında bir, kiralama tarafında bir genel müdürüm var. 531 milyon lira aktif toplamımız var. 2010’da 224 milyon Euro ciro yaptık. 2010 araç yatırım tutarımız 5 bin 745 araba oldu ve bunun için 110 milyon Euro ödedik. Bu yıl 6 bin 800 araba alımı planladık. Yatırım tutarımız 144 milyon Euro olacak. 2015 hedefimiz atif toplamı 1 milyar dolara gelmiş bir şirket olmak.

Ömer Bey’in okuttuğu öğrenci sayısı 1000’i aştı

DERİNDERE Grubu’nun kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Derindere’nin kendini tamamen ‘gençlerin eğitimine’ vakfettiğini anlatan Aytekinhan Yıldırıcı, “1995’ten beri böyle. Desteklediğimiz ve mezun ettiğimiz öğrenci sayımız 1000’i aştı. Halen desteğimizin sürdüğü 846 öğrenci var. Çalışanlarımızın okuyan 130 çocuğunun da ayrıca eğitim masraflarını ödüyoruz. Çorum’da Hitit Üniversitesi İşletme Kampüsünü ve Osmancık Yatılı Öğretmen Okulu binasını, yurdunu yaptırdı” diyor. Yıldırıcı, Ömer Derindere’nin girişimciliği konusunda da şunları söylüyor: “Babasının Osmancık’ta durumu iyiymiş. Babasından izin alıp eskilerin ‘kantariye’ dediği yöntemle Samsun’da yağ ticaretine başlamış. Antbirlik, Çukurova Birlik gibi kurumlardan yağ alıp Samsun’da satıyormuş. Nakliyeye büyük paralar ödediğini görünce kamyon almak istemiş. O yıllarda kamyon çok değerliymiş. Ford bayiliği istemiş ve Antakya bayiliği boş olduğu için orayı vermişler. Antakya’dan kamyonu alıyor, yağı yüklüyor, yağı satıyor. Sonra kamyonu İstanbul’da vadeli, sıfır fiyatından birkaç misli iyi fiyata satabiliyormuş. Bu senetleri de yağ alımında kullanıyormuş. Böyle çok iyi paralar kazanmış. Sirkeci’de Sait Başbuğ vasıtasıyla Aydın Doğan ile de tanışmış ve uzun yıllar kendisiyle ticaret yapmış. Samsun’da 1984’te  Toyota baliyiği ile yola devam etmiş.”

Esas’la ‘Desas Renty’i kurduk, çok kârlı çıktık

DERİNDERE Filo Kiralama Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO Aytekinhan Yıldırıcı, Esas Holding ile yaşadıkları Renty ortaklığını da şöyle özetliyor: “2003 sonlarına doğru, Şevket Bey (Sabancı) Ömer Bey’e (Derindere) oto kiralama işini sormuş. Ömer Bey, ‘Aytekinhan anlatsın’ demiş, gittim. ‘3 bin 400 arabamız var’ deyince çok şaşırdı. ‘Ortak olalım’ dedi. Derindere Esas ortaklığı ile 2004’te Desas’ı kurduk ve Renty markasıyla işe başladık. Bu işin büyüme süreci farklıdır. Araba alırken kredi kullanırsınız ve kendini öder ama işletme sermayesi ihtiyacı artar. Kâr, üçüncü yılda araçlar satılınca başlar. 1.5 yılda Renty’yi 3 bin 500 arabaya getirdik. Sermaye 5.5 milyon liraya çıktı, kârlılık geriledi. ‘Duralım’ dediler. 3 bin 544 arabayla 1 mayıs 2006’da Kuveytli bir gruba 15 milyon dolara sattık. Bir kaç misli kârla çıkmış olduk.”

Diğer Ekobi haberleri:

1928’den beri balık tuzluyor Japonya’ya da ihracat yapıyor

ÇANAKKALE’nin Gelibolu ilçesinde kurulu, Türkiye’nin ilk balık tuzlama fabrikası Alaeddin Konserve’de, balık sezonu başladığında günde yaklaşık 8 ton balık tuzlanıyor ve bir bölümü ihraç ediliyor. Şirket sahibi Alaaddin Selçuk Kemerli (50), Türkiye’nin ilk balık konserve fabrikasını dedesi Alaeddin Kemerli’nin 1928 yılında Gelibolu’da kurduğunu söyledi. Dedesinin kurduğu fabrikada 3. kuşak olarak işi sürdürdüğünü belirten Kemerli, tuzlu balık işinde insan emeğinin hâlâ çok önemli olduğunu vurguladı. Kemerli, “Sezonun en hareketli döneminde balık işleme kapasitemiz günlük yaklaşık 8 ton civarındadır” dedi. Kemerli, Yunan ve Rum turistlerin, tuzlu balığa özel ilgi gösterdiğini belirtti ve “Japonya, Bulgaristan ve Yunanistan’a ihracat yapıyoruz” dedi.

Nil ile Tuna birleşti 130 mağazalı kırtasiye zinciri ortaya çıktı

KLASİK kırtasiyecilik yaparken güç birliğine giden ve 12 yıl önce birleşme kararı alan Nil ve Tuna Kırtasiye bugün 17’si yurt dışında 130 mağazalı ‘NT’ olarak yola devam ediyor. Firma 2011’i yüzde 25’lik büyüme ile 220 milyon lira ciroyla tamamlamayı hedefliyor. ‘Eğitim ve kültür mağazacılığı’ yaptıklarını söyleyen NT Genel Müdürü Şeref Zekai Kolak, “8 ülkede mağazalarımız var. Nil ve Tuna birleşmeden önce de sektörde 15’er yıllık tecrübeye sahip iki kuruluştu. 1999’da birleştiğimizde 36 mağaza olarak faaliyete başlamıştık. Şimdi 130 mağazalı bir zinciriz. Bu yıl açtığımız mağazalarla toplam satış alanımızı 31 bin 148 metrekareye, personel sayımızı bin 241 kişiye çıkardık. 2010’da ciromuz 170 milyon lira olmuştu” dedi. Kolak,  nüfusu 50 bin ve üstü her yerleşim yerine mağaza açacaklarını belirterek, mağazalarda Çocuk Gelişimi Uzmanları da istihdam ettiklerini çocuklara doğru kitapları sunmanın çok önemli olduğnu söyledi.