Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’de hemen hemen bütün büyük şirketler enerji sektöründe yatırım yapmasına karşın, petrol arama ve üretimiyle ilgilenen yerli firma sayısı yok denecek kadar az. Petrol Platformu Derneği (PETFORM) Başkanı Orhan Duran, bunun temel nedeninin paranın geri dönüşü konusundaki riskler olduğunu vurgularken, “Bizim holdinglerde genel yaklaşım şöyle: ‘Param var, yatırıyorum ama geri dönüşünü iki yıl içinde almalıyım’. Petroldeki süreç daha uzun ama ciddi keşif olduğu zaman da 20–30 yıl oradan bir kaynak geleceğini göz ardı etmemek lazım” diye konuştu.
GERİ DÖNÜŞ 10 YIL
Türkiye’deki petrol sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan Duran, arama ve üretim sektöründe neden yeterince oyuncu olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı: “Bugün dünyada en fazla yatırım enerji sektörüne yapılıyor. Bu bir strateji meselesi. Petrol işi çok riskli, ciddi sermaye isteyen bir sektör. Arama sürecinde başarılı olamazsınız, paranızı tamamen kaybediyorsunuz. Maliyeti geri alma en erken 5–6 yıl, 10 yıla kadar sürebilir. Genel Energy’e baktığımızda, yurtdışında bir şampiyon olarak ortaya çıktı. Bundan sonra çıkar mı? Kolay değil ama Türkiye’de varsa bu konuda yatırım yapacak, finansal gücü olan holdingler, şu dönem adresleri Irak, özellikle bugün en istikrarlı bölge olan Kuzey Irak olmalı.” Irak’ın petrol zengini bir ülke olduğunu ve dünyada böyle bir alanın kalmadığını dile getiren Duran, şöyle devam etti: “Irak’ın kendisi zaten petrol zengini bir ülke. Biz niye sağa sola bakıyoruz ki? Lojistik kolaylığınız var, boru hatları var, yeni boru hatları yapılacak, aranmamış bir sürü petrol yapıları var, Kuzey Irak zaten tamamen bakir bir alan. Eski dönemde arama çalışmaları hemen hemen hiç yapılmamış. Kuzey Irak’tan gelen iki petrol boru hattı var ama biri çalışmıyor. Mutlaka yeni boru hatlarına gereksinim var.”
BÜYÜK LOKMA DENİZDE
Türkiye’deki arama ve üretim çalışmaları konusunda ise Duran, denizlerdeki aramaların cazip olduğunu söyleyerek, “Karadeniz’de bugüne kadar 800 milyon dolara yakın masraf tamamen yabancı şirketler tarafından karşılandı. Akdeniz’de benzer girişimler var. Karadeniz ve Akdeniz’de bizim karasularımız veya münhasır ekonomik alan dediğimiz kesimlerde bu çalışmalar devam etmeli. Türkiye, kısacası, büyük bir lokma yakalamak istiyorsa, bunu denizlerde bulma şansı olabilir. Kara alanlarında kuyuların performansı çok düşük” dedi.
Suyun başında olmak lazım
İSRAİL ve Kıbrıs açıklarını kapsayan Doğu Akdeniz’de şu an tahmini rezervin 1 trilyon metreküp olduğunu söyleyen Duran, şöyle konuştu: “TPAO hem Türkiye sularında, hem Lübnan açıkları veya diğer Doğu Akdeniz kesimlerinde stratejik ortaklıklarla bu işlerin içinde olmalı. Doğu Akdeniz ve Kuzey Irak gazı Türkiye’ye gelip, sonrasında Avrupa’ya nakledilebilir. Kuzey Irak’ta ciddi gaz rezervleri var. Buradan rahatlıkla 15 milyar metreküp civarında bir gaz, boru hattıyla Türkiye’ye gelip, sonrasında Avrupa’ya nakledilebilir. Türkiye oyuncu olmak istiyorsa, bunları ciddi şekilde değerlendirmeli. Ancak Türk şirketler de suyun başında olmalı, yani kaynak neredeyse orada belli oranda yatırımcı rolüne sahip olmalı. Azerbaycan projelerinde bu böyle.”
Exxon petrolü nereye gönderecek
DOĞU Akdeniz’de ciddi keşiflerin olacağını söyleyen Duran, “Türkiye, bölgede etkin bir oyuncu olmak istiyorsa, özellikle Irak’taki ve Doğu Akdeniz’deki olayın içerisinde şirketleri olmalı, buradaki boru hattı projelerinin içerisinde mutlaka yerini almalı veya destekler nitelikte olmalı. Siz buna düşük profilde yaklaşırsanız, birileri buna bir gün çare bulur, siz de treni kaçırmış olursunuz. Petrol ürünlerinin fiyatlandığı bir merkez oluşturmak istiyorsanız, boru hatları Ceyhan’a gelmeli. Burada yeni rafineriler, LNG tesisleri kurulmalı. Irak’ta Exxon petrol, doğalgaz bulunca nereden gönderecek? Ceyhan’ın bir HUB olması için, tüm bu projelerin gerçekleşmesi önemli. ”
Türkiye’de petrol var
HERKESİN merak ettiği “Türkiye’de petrol var mı” sorusunu ise Duran, özetle şöyle yanıtladı: “Türkiye’de petrol var, 1940’lardan beri üretiliyor ama üretilen petrol ve doğalgaz bugün bizim ihtiyacımızı karşılamaktan çok uzakta. Petrolün yüzde 6-7’sini, gazın da yüzde 1,5-2’sini yerli üretimden sağlıyoruz. Türkiye’de petrol ve doğalgaz varsa, bunu çıkarmak lazım, yerli-yabancı, özel-kamu fark etmez. Hedef bu olmalı. Petrol potansiyeli olan basenlere yönelik çok ciddi yeniden değerlendirmeler yapılıp, doğru dürüst aramadığımız yerlere arama çalışmalarını kaydırmalıyız. Türkiye’de arama yapmaya majör şirketler gelir mi? ”