A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2009 17:25
Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, yaşanan krizin Türkiye'nin krizi olmadığı için IMF'nin garanti rolünde olduğunu belirterek, “Türkiye'ye yapılacak 25-30 milyar dolarlık yardım paketi önemli değil, önemli olan güven ortamının oluşmasıdır” dedi.
Katıldığı bir toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahenk, IMF ile anlaşma olmasında fayda bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'nin son 5-6 yıldır “ekonomik iskeletinde” önemli değişiklikler yaptığını dile getiren Şahenk, küresel krize ilişkin şunları kaydetti:
“Bu kriz veya problem Türkiye'nin krizi olmadığı için IMF bir garanti rolündedir. Türkiye'ye yapılacak 25-30 milyar dolarlık yardım paketi önemli değil, önemli olan güven ortamının oluşmasıdır. Krizi başlatan piyasanın krizin bittiğini ilan etmesi lazım. Bu da ABD'dir. ABD'yi izleyeceğiz. Piyasalar toparlanır, ancak Türkiye'ye bu, bir çeyrek veya iki çeyrek zaman farkıyla gelir.”
Problemin, artık
kredi veya likidite krizi olmadığına işaret eden Şahenk, “Yavaş yavaş, fiyatlar bazı seviyelere geldiği zaman yatırımcıların, sıfır getirili Amerikan bonolarına kalacak hali yok. Yavaş yavaş getirisi olan, büyüme potansiyeli olan memleketlere
hisse senedi olsun,
bono olsun direkt getirisi olan yatırımlara döneceklerdir” şeklinde konuştu.
Şahenk, perakende, inşaat gibi bazı sektörlerin ekonominin parametreleri olduğunu, bu parametrelerin de genellikle insanların eğilimlerini gösterdiğini belirtti.
Güven tazelendiğinde fiyatları uygun gören yatırımcıların, yatırım yapmaya, araba, ev almaya başladıklarında, kredi iştahı yeniden yerine geldiğinde bu sektörlerde çıkışın görüldüğünü dile getiren Şahenk, şunları söyledi:
“Yalnız şunu da söylüyorum; aldanmamak lazım. Dünyada bazı sektörler zaten düşmeye hazır. Belirli memleketlerde, mesela ABD'de otomotiv sektörü son 10-15 senedir bence suni teneffüsle yaşıyor. Yani orada verimsiz çalışan bir sektör vardı. Bir de dünyada böyle kaza, küçülme olunca durumları daha da kötüleşti. Kriz geçtikten sonra ABD'nin, bence bu sektörü, nasıl yenileyebileceğini dünya şartlarına nasıl kendini uydurabileceğini düşünmesi lazım. Nasıl biz 2000'li yıllarda Türkiye'de bankacılık sektöründe değişiklik yaptıysak inanıyorum ki ABD otomotiv sektörünün de bu değişikliği yapması lazım.”
Ferit Şahenk, 2009 yılının son çeyreğinden itibaren krizin etkisinden yavaş yavaş çıkılacağını ancak, bunun 2010 yılından itibaren Türkiye'de hissedebileceğini düşündüğünü ifade ederek, “2010 yılından umutluyum” dedi.