Güncelleme Tarihi:
Jüri Özel Ödülü‘nü kazanan, Uluslararası Af Örgütü için yaptığınız “Cezasızlık” isimli çalışmanın hikayesini anlatabilir misiniz? (Nasıl bir brief ile yola çıkıldı, hangi “insight” üzerinden ilerlendi, bulunan yaratıcı fikir nasıl doğdu, tasarım aşamasında neler yaşandı, Uluslararası Af Örgütü’nün yaklaşımı nasıldı, revizyon sürecinde neler yaşandı gibi... )
Türkiye’de her yıl onlarca cezasız kalan insan hakları ihlali vakası yaşanıyor. Bu insan hakları ihlallerinin cezasız kalmalarının temel nedenlerinden biri de zaman aşımı. Uluslararası Af Örgütü’nün “cezasızlık” konusuna dikkat çekmek istediği sırada Facebook’un Memories özelliği yeni çıkmıştı. Şu an hepimizin görmeye çok alışkın olduğu bu özellik, bize Facebook üzerinden paylaştığımız eski ve çoğu zaman mutlu anılarımızı hatırlatıyor ve onları yeniden paylaşmamıza imkan sunuyor. Biz de o zamanlar yeni olan bu özelliği farklı kullanmak istedik. Bunun için Facebook Memories postlarına benzer tasarımda postlar çalıştık ve bu postlarla kullanıcılara Türkiye’nin kötü anılarını, cezasız kalan insan hakları ihlallerini hatırlattık. Uluslararası Af Örgütü, fikrin dikkat çekeceğini düşünerek hemen onayladı ve böylece fikri aynen düşündüğümüz şekilde hayata geçirdik. İnsan hakları ihlaline uğrayan gerçek bireylerin hikayelerini ve fotoğraflarını Facebook Memories formatında tasarladık ve Uluslararası Af Örgütü sosyal medya hesabından paylaştık. Paylaşımlar, Uluslararası Af Örgütü tarafından yürütülen Cezasızlık kampanyasına yönlendirdi. Böylece “Cezasızlık” konusuna dikkat çekmeyi ve sosyal medyada konuşulmasını başardık.
Jürinin çalışmanızı özel ödüle değer bulmasını sağlayan özellikler sizce neler?
Sosyal medya platformunun yeni bir özelliğini farklı şekilde kullandığımız ve tabiri caizse sağ gösterirken sol vurduğumuz için Jüri Özel Ödülü’nü aldığımızı düşünüyorum.
İletişim çalışmalarınızda yaratıcılık nasıl bir yer tutuyor, rol oynuyor, ne kadar önemli?
Brifinizden stratejinize, günlük sosyal medya içeriğinizden 360 kampanyanıza her yaptığınızın ayrışması gerekiyor. Çünkü bir kişinin günde ortalama 8 saatten fazla herhangi bir medyada içerik tükettiği bir dünyada, yaratıcı olmadan ayrışmak mümkün değil. Ancak yaratıcılık sadece yaratıcılara has bir süper güç de değil ve olmamalı da. Yaratıcılık brifte başlar, stratejiden fikrin uygulanmasına, işin case videosundan learning’ine her adımında devam eder.
Bu yıl Kırmızı Dijital / En iyi gerçek zamanlı iletişim kategorisinde ödülü aldığınız Netflix için hazırladığınız “2 Tweet’li Lansman” çalışması ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Netflix Türkiye'ye geliyordu. Bildiğiniz gibi Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke, yani korsanı bol. Böyle olunca da insanlar "neden para vereyim ki?" diyor. Öte yandan Türkler, kendi dilinden konuşan, onları anlayan markaları daha çok seviyor, bunu başaramayanları kapı dışarı ediyor. Biz de bu gerçekten yola çıkarak Netflix için bir "bizdenleştirme" stratejisi uygulamaya karar verdik.
Netflix'in Türkçe Twitter hesabının açılmasına, yani resmi lansmana dakikalar kala, Netflix'in global hesabına Türkçe tweet attırdık. Ardından "bizim hesaptan" yanıt verdik. Bu alışılmadık muhabbet, oldukça büyük ses getirdi. Netflix'in Türkiye ile kaynaşma sürecinin önü açıldı. İşte böylece, Netflix'in Türkiye lansmanını 2 tweet ile yapmış olduk.
Türk reklamcılığının önündeki fırsatlar ve riskler nelerdir? Sektörün geleceğine ilişkin görüş ve beklentilerinizi paylaşabilir misiniz?
Türk reklamcılığında daha fazla “alan”a ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu alanı hem direktörler ve ajans başkanları ekiplerine, hem de reklamverenler ajanslarına sağlamalılar çünkü temelde yaratıcılık alan ister ve alan olmadığı zaman sıkışır, körelir. Alan açmak için dünyayı takip etmek, birbirine güvenmek, risk almak ve daha fazlasını istemek gerek; “yeni”den korkmamak gerek. Bunu başardığımız noktada güzel işler ortaya çıkar. Sektörde mültidisipliner, vizyon sahibi kafası açık insanların ve ajansların sayısı gittikçe artıyor, onlara alan da vermek gerekiyor.
Kırmızı Ödülleri sektöre ne katıyor, ne kadar önemli? Ajansınızın yaratıcılık ödülü kazanması ne kadar önemli?
14 yıldır düzenlenen Kırmızı Ödülleri, yıllardır sektörde daha yaratıcı basın ilanlarının çıkmasında, bu fikirlerin daha iyi uygulanmasında büyük rol oynadı, günlük briflerin “ödüllük brifler” haline gelmesini sağladı. Dijital kategorilerin eklenmesiyle de şimdi dijital için aynı motivasyonu sağlamaya yardımcı olacaktır.
Ödül almak, en basit anlamıyla çalışmanızın karşılığı, fikrinizin ve emeğinizin değerli olduğunun resmi bir göstergesi. Müşteriler, ajans çalışanları ve tabii ki yaratıcıların aileleri için çok önemli. Ödül aslında amacınız değil, yaptığınız başarılı işin doğal bir sonucu.