‘Sadece fiyatı yıprandı’ dedi ikinci el mobilya ‘Dank!’ etti

KIRMIZI Ödülleri’ndeki büyük ödül Kıpkırmızı’nın sahibi olan Dank!, 9 yıl önce Maslak’taki Oto Sanayi Sitesi’nde hikayesi başlayan bir mobilya ve tasarım atölyesi. Turizmci Yağmur Sencer Musal ve eşi iç mimar Cahit Musal’ın 60 metrekarelik bir dükkanda başladıkları atölye çalışmaları Etiler’deki Mohini AVM’nin 650 metrekarelik garajında ikinci el mobilyaların satıldığı yeni bir konsept yarattı. 1970’lerin izlerini taşıyan ikinci el mobilyalar, aksesuarlar, tasarım değeri taşıyan modern parçalar Dank!’ta yeniden hayat buldu. Bu yıl Kırmızı Ödülleri’nde Kıpkırmızı’yı almalarının yanı sıra aynı ilanla Cannes’ta Açık Hava Kampanyası’nda üçüncü, Epica Reklam Ödülleri’nde birinci oldular.
Türkiye’de zor
Yağmur Sencer Musal, Dank!’ın 9 yılda Türkiye’de ikinci el mobilya sektörünün oluşmasına yardım ettiğini belirtirken, “Ancak biz Türkiye’de zor olan birşeyi yapmaya çalışıyoruz. Çünkü kelime anlamı olarak ikinci ele bir önyargı var. Biz bunu kırmaya çalışıyoruz bir anlamda. Neden öyle olduğunu bilmiyorum. Oysa ikinci el ayıp birşey değil. İkinci el çok da iyi birşey” diye konuştu. Tüketicinin sıfırını çok zorlanarak alacağı bir kanepeyi Dank!’ta çok daha uygun bir fiyata bulabileceğini söyleyen Yağmur Sencer Musal, üç yıldır birlikte çalıştıkları reklam ajansları DDB&Co. ile hazırladıkları reklamlarda da bu bilinirliğin oluşmasına dikkat ettiklerini söyledi.  Yağmur Sencer Musal, Dank!’ın “İkinci el mobilyada yıpranan sadece fiyattır” fikri üzerine kurulmuş bir firma olduğuna dikkat çekerek, “Biz kolay olmayan bir dokuz yıl geçirdik ama inandığımız birşeyi yapıyoruz. Bir kere bizden alışveriş yapan herkes bizim sadık müşterimiz olur. Çünkü ikinci el mobilya alışverişi yapmak keyiflidir. Eğer iyi bir parçayı iyi bir fiyata bir kere yakalarsanız, başka neler geldi diye gelip bir daha bakarsınız” dedi.
Krizde korkunç mal geldi
İkinci el mobilya sektörünün krizde iyi bir dönem geçirdiğini belirten Yağmur Sencer Musal, şunları anlattı: “Evet, iyi bir sezon geçirdik ama daha da iyi bir dönem geçirmeliydik diye düşünüyorum. Özellikle krizle ilgili şunu söyleyebilirim. Korkunç sayıda mal geldi. Çünkü herkes küçüldü. Bu küçülme illa batmak anlamında değil. Büyük evden küçük eve geçildi. Depo masrafını ödememek için depolar boşaltıldı. Mallar depoda çürüyeceğine değerlendirildi.”

Hem marka, hem fiyatmerkezli reklam yaptık

DANK!’a Kıpkırmızı’yı getiren “İkinci el mobilyada yıpranan sadece fiyattır” sloganlı ilanı hazırlayan DDB&Co.’nun Yaratıcı Yönetmeni Karpat Polat, Dank! kampanyası hem marka mesajını verip hem de fiyat merkezli reklam yaptıklarını belirtti. Bunun önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Karpat Polat, “Bizim Dank!’la ilişkimiz fikir merkezli. Onlar yaratıcı şeylerin kıymetini biliyorlar” diye konuştu.

‘İkinci el’in fikir babası

DDB&Co.’nun Yaratıcı Yönetmeni Karpat Polat, Dank!’ın Türkiye’de ikinci elin fikir babası olduğunu söyledi. Bütün kampanyalarında da ikinci eli tercih ettirmeye yönelik çalışmalara odaklandıklarını belirten Karpat Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada karakteri çok belirgin bir marka var. Reklam anlayışı ve ticaret anlayışı çok belirgin, net bir reklamveren var.”

Kurumsal şirketler arttı reklam kalitesi gelişti

KIRMIZI Ödülleri’ne destek veren firmalardan Magic Life Center Genel Müdürü Başak Erel, pazarlama ve iletişim alanındaki bilinçlenmenin artışına bağlı olarak pazarlama iletişiminin en önemli yöntemlerinden olan reklamın da gelişme kaydettiğini belirtti. Bu canlanma ve gelişmenin turizm sektörünü de etkilediğini söyleyen Başak Erel, “Gerek nitelik gerekse nicelik açısından turizm ilan ve reklamlarında ciddi artışlar var” diye konuştu. Reklamlardaki gelişimi değerlendirirken önemli bir noktanın da nitelik olduğunu vurgulayan Başak Erel, “Kurumsal yapıya sahip turizm firmalarının artışıyla birlikte reklam kalitelerinde de gelişim gözlenmeye başladı” dedi. Başak Erel, Kırmızı ödüllerinin reklam başta olmak üzere tüm sektörlere ivme kazandırdığını anlatırken, Kırmızı’ya destek vermenin kendileri için sürekliliği olan bir proje haline geldiğini söyledi.