Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2005 00:00
Türkiye'nin cari işlemler açığı sorununa karşı, üretim yapısının ithal ara malına bağımlılığını azaltması gerektiğini savunan TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, buna karşılık mevcut mali yapının firmaları ve büyümeyi destekleyemediğine dikkat çekti.
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye’deki cari işlemler açığı sorununun uzun vadede çözümü için, üretim yapısının ithal ara malına bağımlılığının azaltılması gerektiğini söyledi. Sabancı, bununla birlikte, Türkiye’nin mali yapısının firmaları ve büyümeyi desteklemekten uzak olduğununun da altını çizdi.
TEKNOLOJİYE YÖNELELİM: TÜSİAD tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Ekonomik Büyüme ve Mali Yapı: Mali Gelişmişlik/Firma Mali Yapısı’ başlıklı raporun tanıtım toplantısında konuşan Sabancı, Türkiye’nin üretim yapısı dikkate alındığında, daha yüksek teknolojili ürünlere yönelmesi gerektiğini vurguladı. Böyle bir durumun özellikle, bilgi ve teknoloji yoğun firmaların yatırımlarının finansmanını önemli kıldığına dikkat çeken Sabancı, ‘Bugün ekonomimizin karşı karşıya olduğu yüksek cari işlemler açığı sorununun uzun vadede çözümü için, üretim yapısının ithal ara malına bağımlılığının azaltılması, bunun için de teknoloji, araştırma, geliştirme ve yenilikçilik faaliyetlerinin uygun araçlarla finansmanı gerekmektedir’ dedi.
BÜYÜME İÇİN ÖNEMLİ: Mali yapının, gelecek dönemde, hem istikrarlı yüksek büyümenin sürdürülebilmesi hem de büyümenin niteliği itibariyle önem kazandığını kaydeden Sabancı, şöyle konuştu: ‘Türkiye gelecek dönemde, hem büyümenin finansmanı için gerekli kaynak ihtiyacını sağlamak hem de finansman yöntemlerini çeşitlendirebilmek için, sermaye piyasalarının gelişimini sağlayacak bir dizi önlem almalı ve devlet yardımları mevzuatını da bu doğrultuda etkin olarak kullanabilmelidir.’
HEDEF YÜZDE 6 BÜYÜME: Türkiye ekonomisinde, 2002-2005 dönemindeki yapısal dönüşüm sürecinin ardından uzun dönem büyüme oranının yüzde 6 civarına yükseldiğini de hatırlatan Sabancı, AB’ye tam üyeliğin gerçekleşeceğine inanılan 2015 yılına kadar her yıl yaklaşık yüzde 6’lık bir büyüme için yatırımların da hızlı artışını sürdürmesi gerekeceğini dile getirdi.
BANKALAR ETKİN OLMALI: Yatırımların finansmanı için bankacılık sektörü ve sermaye piyasalarının mutlaka etkin bir rol oynaması gerektiğini kaydeden Sabancı şöyle devam etti, ‘Hiç şüphesiz üretimin ve piyasaların karakteri, uygun finansman biçimini etkilemektedir. Başta imalat sanayii olmak üzere, büyümenin dinamiği olan çeşitli sektörlerde finansman ihtiyacının ağırlıklı olarak ticari kredilerle karşılanıyor olması, bu şirketlerin gelişme, yeni ürün geliştirme, yeni piyasalara erişme imkanlarını kısıtlayan bir faktördür.’
Tüzmen: Kur dengeye gelince cari açık makul seviyeye otururDEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen,
döviz kuru dengeye gelince, cari işlemler açığının da makul bir seviyeye oturacağını söyledi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Gümrük Müsteşarlığı bütçeleri ile ilgili bilgi verirken, dış ticaret açığının cari açık üzerindeki etkisi konusunda bilgi verdi. Tüzmen, şunları söyledi: ‘Orta ve uzun dönemde kurlar dengeye oturup, ülkemizin sermaye altyapısı, yabancı yatırımların da katkısıyla genişlediğinde cari denge de makul seviyesine oturacaktır. Şu anda bir geçiş ve dönüşüm süreci yaşadığımız unutulmamalıdır.’ Bu arada Tüzmen, teknoloji takviyesi ile Gümrük Müsteşarlığı’nın kaçakçılıkla mücadeledeki başarısının her geçen gün arttığını da belirterek, şu bilgileri verdi: ‘2005 yılında bugüne kadar, bin 244 olayda 195 milyon YTL değerinde ticari eşya, 42 olayda 75 milyon YTL değerinde uyuşturucu madde olmak üzere, toplam bin 286 olayda, 270 milyon YTL değerinde kaçakçılık olayının ortaya çıkarıldı. 83 olayda ise 281 kaçak yolcu yakalandı.’
Esnek finansman lazım
MERKEZ Bankası Yapısal Analiz Müdürlüğü Yöneticisi Dr. Cihan Yalçın ile Olcay Yücel Çulha ve Pınar Özbay Özlü tarafından hazırlanan TÜSİAD raporunda, mevcut mali yapının firmalara etkin bir kaynak tahsisi açısından yeterli olmadığı, uluslararası rekabeti artıracak ve istihdam sorununu hafifletecek uygulamalardan uzak olduğu ortaya konuldu. ‘Gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ekonomilerin aksine Türkiye’deki firmalar tahvil ve
hisse senedi çıkarma konusunda önemli bir ilerleme sağlayamamışlardır’ denilen raporda, küçük ve orta ölçekli firmalara kaynak aktarabilecek risk sermayesi, faktöring, leasing gibi esnek finansman yöntemlerinin yaygınlık kazanmadığı anımsatıldı.
Büyümeden payımızı almak istiyoruzSABANCI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ‘Türkiye’nin büyümesinden maksimum payımızı almak istiyoruz’ derken, insan kaynaklarını buna göre planladıklarını belirtti. Türkiye Personel Yönetimi Derneği tarafından düzenlenen ’13. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’nde konuşan Sabancı, mart ayında yaptıkları arama konferansıyla Sabancı’nın 2015 ve ötesini arayarak vizyonlarını oluşturduklarını belirttti. Sabancı, sözlerine şöyle devam etti: ‘Holding olarak ülkemizin istikrarlı büyüme dönemine girdiğine inanıyoruz. Biz de Türkiye’den, Türkiye’nin büyümesinden maksimum payımızı almak istiyoruz. Bu nedenle insan kaynaklarımızı buna göre planlıyor ve şekillendiriyoruz. Sabancı’yı ileriye taşıyacak olan ne sermaye, ne teknolojidir. Sabancı’yı ileriye taşıyacak olan insan kaynaklarıdır. Farklılıkları yaratacak, kalıcı üstünlükleri yakalayacak ve vizyonumuzu gerçekleştirecek insan kaynaklarıdır. Yegane sürdürülebilir farklılık insana ve onun yarattığı kültüre bağlıdır.Bu çalınamaz, taklit edilemez. Teknoloji satılıktır, bedelini ödersiniz alırsınız. Ama yaratılan kültürü satın alamazsınız.’