OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 13, 2004 00:00
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı, hükümetin devlet garantisine alınacak mevduatlara Temmuz ayına kadar üst sınır koymaya söz verdiğini belirterek, "Biz Akbank olarak daha fazla beklenmemesi ve mevduat sigortasına derhal bir sınır getirilmesi gerektiğine inanıyoruz" dedi.Erol Sabancı, Türkiye'de yürütülen bankacılık reformu ile Türkiye'nin siyasi ve ekonomik görünümüyle ilgili olarak The Banker Dergisi'nin sorularını yanıtladı.  Akbank'tan yapılan açıklamaya göre, bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasının güveni artırdığını ve yapılan düzenlemelerin sektörü sağlıklı bir yapıya kavuşturduğunu belirten Sabancı, hükümetin en büyük ekonomik sorunlarının Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası programlarını koordine etmek ve yüksek enflasyonla mücadele etmek olduğunu, Aralık ayı itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 18-19 civarında gerçekleşmesinin büyük bir başarı olduğunu vurguladı.    Sabancı, faiz oranları ve döviz kurlarına ilişkin soru üzerine, yüksek enflasyon nedeniyle hem nominal hem de reel faiz oranlarının yıllarca çok yüksek seviyede seyrettiğini, bugün bileşik faiz oranlarında yüzde 28'lere kadar gerilemenin de büyük bir başarı olduğunu kaydetti. 2003'TE KURDA DA İSTİKRAR SAĞLANDIErol Sabancı, döviz kurlarıyla ilgili olarak da, ''Yabancı kurlar 2002'de adeta sarhoş olmuştu. 2003'de ekonomik politikaların doğru şekilde tatbiki sonucunda kurda da istikrar sağlandı'' dedi.         "HÜKÜMETİN GEREKLİ CEPHANESİ VAR"Sabancı, Türkiye'deki yatırım ortamına dair soru üzerine, ekonomik gelişmelerde gösterilen iyi performans ve kilit ekonomik faktörlerdeki düzelmelerin yatırımcıyı ve halkı daha da rahatlattığını vurgulayarak, şunları kaydetti:   ''Ancak bizi etkileyen, özellikle de özelleştirme faaliyetlerimize yansıyan uluslararası sorunlar mevcut. Bu uluslararası sorunlar, hükümetin 2003 için belirlediği 4 milyar dolarlık özelleştirme hedefine ulaşmasını engelledi. Bunun ana nedenleri, uluslararası kuruluşların kendi ülkelerindeki sorunlar nedeniyle ülkemize gelmekte isteksiz olmaları ve Türkiye'yi cazip bulmamalarıdır. Türk hükümeti de bu nedenle ağırdan alıyor. Amaç, ne olursa olsun verilen fiyatı kabul etmek değil. Zaten şu anda hükümetin buna ihtiyacı da yok. Gerekli cephanesi var.''     "BANKACILIK LİSANSLARI FÜTURSUZCA DAĞITILDI"Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Sabancı, ''Son yıllarda bankacılık sisteminde neler oldu? Bugün nasıl bir görünüm arzediyor?'' şeklindeki soru üzerine, son 2 yılda bu konuda çok ciddi yeniden yapılanma çalışmaları gerçekleştirildiğini anımsatarak, bundan önce bankacılık lisanslarının fütursuzca dağıtıldığı, bankaların sahiplerinin ve yöneticilerinin kim olduğu ciddi düşünülmeden faaliyet izninin verildiği bir dönem yaşandığını kaydetti.  Erol Sabancı, bu bankaların bazılarının sisteme büyük sorunlar getirdiğini ve özel bankalarda yaşananlar sonrasında 22 tanesinin sistemden ayıklandığını belirtti. Sistemde büyük pay sahibi olan devlet bankalarının ise verimlilik konusunda son derece dikkatsiz davrandığını savunan Sabancı, ''Çok fazla personel barındırıyorlardı ve kredilendirme politikaları gevşekti. Bugün gelinen noktada, geriye kalan 3 devlet bankasının yönetiminde profesyonel ekipler görev yapıyor. Fazla personel ile zayıf kredilendirme sorunları çözülüyor'' dedi. Sabancı, bankacılık sektöründe izleme ve denetleme organının IMF yardımı ve desteğiyle kurulmasından sonra bankaların artık çok daha iyi konumda olduğunu, kurumun bağımsızlığının herkese güven sağladığını vurguladı. DEVLET GARANTİSİ SEKTÖRÜN BİR SORUNUErol Sabancı, Türk bankalarındaki mevduatların miktarına bakılmaksızın devlet garantisi altına alınmasının sektörün diğer bir sorunu olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: ''Yeni hükümet, devlet garantisine alınacak mevduatlara Temmuz 2004'e kadar bir üst sınır koymaya söz verdi. Ancak biz Akbank olarak daha fazla beklenmemesi ve mevduat sigortasına derhal bir sınır getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu üst tavan, küçük tasarruf sahiplerine destek amacıyla ve AB standartlarına paralel olarak, 10 bin ile 20 bin
Euro civarında belirlenebilir.''    Sınırsız mevduat garantisinin bulunduğu sistemin, bankacılık sektöründe büyük sorunlar yarattığını kaydeden Sabancı, şöyle dedi: ''Çünkü sınırsız güvence sağlayan bu şemsiye sayesinde zayıf ve kalitesiz bankalar büyük meblağlarda fonlar topladılar. Sistem onlara olağanüstü fonlama imkanları sağladı. Mevduata yüksek faiz verdiler. Müşteriler devlet güvencesi altındaydı ve bunların sonucunda insanlar paralarını bu düşük kaliteli bankalara yatırdı. Güçlü bankalar da çaresizlikten bu eğilimi belli ölçülerde izlemek zorunda kaldılar ve bu da gereksiz derecede artan faiz oranlarını beraberinde getirdi.'' Erol Sabancı, Akbank'ın son yıllardaki performansı ve pazardaki konumuna ilişkin soruyu yanıtlarken de, ''Bu temizlik yıllarında performansımız iyiydi. Akbank, son 25 yılın 18'inde en karlı Türk şirketi olmuş, diğer 7 yılda da ikinci sırada yer almıştır. Güçlü performansı son kriz yıllarında da devam etmiştir'' dedi. Sabancı, düşük enflasyon ve faiz rakamları sayesinde sektörde marjların küçüleceğini ve özellikle tüketici kredisi,
kredi kartları ile 3-4 yıl içinde de ipotekli kredi faaliyetleri başta olmak üzere yeni pazarlar yaratılacağını kaydetti.     "HÜKÜMETLE İLGİLİ ENDİŞELER YERSİZ ÇIKTI"Sabancı, ''2003'e yeni bir hükümetle girilmesi, Irak ve Kıbrıs'taki sorunlar ve İstanbul'daki son terörist saldırılar gözönüne alındığında, Türkiye'nin 2003 sonundaki durumunu nasıl değerlendirirsiniz?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı: ''Türk halkının ve yabancı iş ortaklarımızın yeni hükümet ile ilgili endişelerinin yersiz çıktığını görmekten mutluyum. Yeni hükümetin girişimleri, onların, sorunların çözümüyle başa çıkabilecek ve bizim de iş konuşabileceğimiz doğru insanlar olduklarını kanıtladı.Önceleri zayıf görünen noktaları, pozitife dönüştü.''   Farklı düşünce yapılarına sahip ortakların oluşturduğu koalisyonların Türkiye'de istikrarlı bir ortamın oluşturulması ve gerek yerel gerekse yabancı yatırımcılar nezdinde itibar yaratılması açılarından iyi iş çıkarmadıklarını savunan Sabancı, ''2002'nin ikinciyarısındaki
seçimler, yeni ve genç bir partiyi iÅŸbaşına getirdi ve eski hükümet zamanı geçmiÅŸ bir model olarak geride kaldı'' dedi. Sabancı, hükümetin Irak meselesinde doÄŸru davrandığını ifade ederken de, konunun Türkiye'nin Amerikalı stratejik ortaklarla iliÅŸkilerini sıkıntıya soksa da yaÅŸanan geliÅŸmelerin Türk hükümetinin kararlarının genellikle doÄŸru olduÄŸunu gösterdiÄŸini, geriye bakıldığında Türkiye'nin olaylara askeri açıdan müdahil olmamasının bir avantaj olduÄŸunu kaydetti. Erol Sabancı, ''Özetle genel görünüm hem Akbank hem de Türkiye için olumlu. Bilhassa AB üyeliÄŸi ve Kıbrıs'ta çözüm gibi önemli siyasi geliÅŸmelerin hayata geçeceÄŸi çok daha iyi yılları dört gözle bekliyoruz'' diye konuÅŸtu.Â
button