Sabancı: ‘Daha iyi yıllar gelecek’

“Artık Sabancı mezunusunuz” diyerek konuşmasına başlayan Sabancı, “Ben önümüzdeki yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde insan hakları açısından daha iyi yılların geleceğine inanıyorum. Biz bir dünya üniversitesi kurma hayaliyle yola çıktık. Global sıralamalarda kendine yer edinen bir kurum haline geldik. Bu vizyonun en önemli çıktılarından biri olarak; Sakıp Sabancı ismine çok yakıştığına inandığımız, Columbia Üniversitesi Sakıp Sabancı Türkiye Çalışmaları Merkezi’ni bu yıl New York’ta açtık” dedi.

DÜNYA VATANDAŞISINIZ
Sabancı, üniversitelerinden mezun olan gençlerin “dünya vatandaşı” olacak niteliklerle donatıldığını anlatırken, “Ben 1978 yılında mezun oldum. O günün dünyasıyla bugünün dünyası çok farklı. Teknoloji sayesinde insanlığın dönüşümlerinden birine tanıklık ediyoruz. Robotlara vatandaşlık vermeyi, uzayda koloni kurmayı, 3 boyutlu cihazlarla üretilecek insan organlarını konuşuyoruz. Sanayi 4.0 ile bir dönüm noktasındayız. Ülkemizde okullaşma oranı arttı ama eğitim sistemindeki sorunlar tamamen aşılamadı. Savaşlarda ölen insan sayısı azaldı ama savaşın etkileri birçok alanda derinden hissediliyor. Hem Türkiye’de hem de dünyada son yıllarda artış gösteren farklı düşüncelere saygı göstermeme, kendisi gibi olmayanı dışlama, artan hoşgörüsüzlük gibi son derece tehlikeli gelişmeler var. Ben önümüzdeki yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde insan hakları açısından daha iyi yılların geleceğine inanıyorum. Çünkü sizlere verdiğimiz eğitime güveniyorum. Sizler her konuyu sorgulayan bir zihinle ele alan, bilimin ve bilginin gücüne inanan, Atatürk’ün de istediği gibi, ‘Fikri hür vicdanı hür gençler’ olarak yetiştirildiniz. Bugün, birçok işi yapabilen akıllı robotlar var. Ama robotu yapan, onun her zaman bir adım ötesinde olan, bilgiyle donanmış, verilerle karar veren, sorgulamayı bilen, daha iyi bir gelecek için hayal kuran ve en önemlisi de bilinçli, vicdanlı ve duyguları olan, akıllı insanlar var. İnsan gibi robotların yapıldığı dönemde, sakın ha robot gibi insan olmamalısınız! Duygularınız, düşünce ve muhakemenizin ayrılmaz bir parçası olmalı” dedi.

100 YAŞI GÖREBİLİRSİNİZ
Sabancı konuşmasında, teknolojik gelişmeler sayesinde bugünün gençlerinin 100 yaşına kadar yaşama şansına sahip olabileceğini, bunun için de uzun planlar yapmaları gerektiğini, üniversite eğitiminin de yetmediğini, gençlerin yaşamları boyunca hiç eğitim almadıkları uzmanlık alanlarıyla karşı karşıya kalacaklarını ve hayatları boyunca 3-4 kariyer planlayacaklarını da anlattığı konuşmasını, “Elinizde diplomanız ve yüreğinizde umudunuz hep olsun” sözleriyle noktaladı.

BEYİN İĞNESİ VE ERKEN TANI SUTYENİ
BULUŞLARIYLA bilim dünyasına adını yazdıran, Türkiye’nin gururu 33 yaşında bir kadın Canan Dağdeviren. Hacettepe Fizik Mühendisliği, ardından da Sabancı Ünivesitesi’nde Malzele Bilimi masterı yapan Canan Dağdeviren, Harvard Üniversitesi Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk. ‘Giyilebilir kalp pili’nin mucidi olan Canan Dağdeviren önceki gün Sabancı Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde hikayesini ve buluşlarını anlatan bir konuşma yaptı.

PROJEYİ TAMAMLADI
Giyilebilir kalp pilinin mucidi olan Canan Dağdeviren, Yellow Lab adını verdiği ve tamamen kendisinin dizayn ettiği laboratuvarında yeni projeler üzerine çalışıyor. Kola yapışan ve cilt kanseri teşhis eden cipten sonra Dağdeviren, Beyin İğnesi Projesi’ni tamamladı. Bu iğne ile doğrudan beyne ilaç salınımı mümkün olabiliyor. Canan Dağdeviren ve ekibi beyin bölgelerine ilaç enjekte edilmesini mümkün kılan minyatür bir ilaç taşıma sistemi de geliştirdi. Bu sistem beynin normal fonksiyonunu bozmadan, beyni etkileyen hastalıkları tedavi etmeyi sağlıyor. Parkinson ve ALS hastaları için çok önemli bir gelişme olarak görünen bu buluşu anlatırken Canan Dağdeviren, “Maymunlar ve fareler üzerine araştırmalar yaptık. İlaç taşıma sistemini uzaktan kontrol etmek de geliştirdiğimiz sistemle mümkün oluyor. Fare ve maymunlar üzerinde yaptığımız deneylerde, sağa sola dönmelerini sağlayan komut verebildiğimizi kanıtladık” diyor. Maymunlarında Parkinson hastalığına yakalandığını ve Beyin İğnesi’nin maymunlarda yapılan deneylerinde el titremesinin iğnenin yapılmasından hemen sonra durdurulabildiğini de anlatan Canan Dağdeviren, beyinle ilgili birçok hastalık için buluşlarının umut olduğunu söylüyor.

Hayatını ALS hastalığıyla mücadele ederek geçiren, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden ünlü fizikçi Stephen Hawking’le 2016’da tanışan Dağdeviren, uzun süre Hawking’in bilgisayar yardımı olmadan çenesine yapıştırılacak bir cihazla konuşmasını saplamak üzere çalıştı. Dağdeviren, bu çalışmanın da son aşamada olduğunu anlatan

BU YIL GELİŞTİRDİ
Canan Dağdeviren, 2 yıl önce meme kanserinden hayatını kaybeden teyzesinin hastalığından ilham alarak meme kanseri üzerine de çalışmaya başladı. Ve bu yıl “Elektronik Meme Kanseri Sutyeni” geliştirdi.