Rüzgar artık Türkiye için esecek

Güncelleme Tarihi:

Rüzgar artık Türkiye için esecek
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2009 17:07

Türkiye'de ilk defa megawatt boyutunda dev rüzgar türbinleri üretecek olan Model Enerji'nin kurucu ortaklarından Güç İçelli ile konuştuk.

Haberin Devamı

- Sizden başka rüzgar türbini üreten Türk şirket yok mu?

Var ama bizim diğerlerinden farkımız çok daha büyük boyutlu yapıyor olmamız. Megawatt boyutunda ilk rüzgar türbinlerini üretecek olan Türk firması biz olacağız. Zaten genel ihtiyaç da bu; büyük boyutlu üretim...

- Şirketin tek işi bu mu olacak?

Evet. Model Enerji, megawatt boyutunda sertifikalı rüzgar türbini üretmek için kurulmuş yeni bir şirket. Sadece bu işi yapmak için kuruldu.

Geçtiğimiz günlerde ajansların satır aralarında kalan bir haber dikkatimi çekti. İlk defa bir Türk şirketi, megawatt boyutunda dev rüzgar tribünlerini üretmek için harekete geçiyordu. 

Eren GÜLER YAZIYOR

Dünyada büyük boyutlu rüzgar tribünleri üreten firmalar tekelleşmiş durumda. Hepsi de milyarlarca dolarlık firmalar. Ancak şimdi 5 ortaklı bir Türk firması, içerisinde bulunduğumuz bölgenin tek üreticisi olarak diğerlerine meydan okumaya hazırlanıyor.

Türkiye'de yeni bir dönemi başlatabilecek olan yatırımı yapan Model Enerji'nin ortaklarından Güç İçelli ile işin tüm ayrıntılarını konuştuk...

- Sermaye yapınız nasıl?

Haberin Devamı

Biz beş ortağız. Farklı konularda tecrübe edinmiş insanlarız.

- Diğer ortaklar kim?

" Megawatt boyutunda ilk rüzgar tribününü üretecek olan Türk firması biz olacağız. "

Bir tanesi Yalçın Ozan. Türkiye ve Libya'da çeşitli inşaat projeleri gerçekleştirmiş bir işadamı. Celal Keki, daha ziyade ağır sanayi, demir çelik ve kimya ile ilgilenmiş, Yalçın Ayaslı da ağırlıklı olarak ülke dışında elektrik-elektronik alanında fabrikaları olan bir işadamı. Benim ise finans ve sermaye piyasaları tarafında geçmişim var, ayrıca bir enerji şirketinde idarecilik yaptım.

- Nereden buldunuz birbirinizi?

İnsanlar bişeyler yapmak istediği zaman bir şekilde bir araya geliyor. Herkes zaten kendi tarafında buna yönelik bir çalışma yapıyormuş. Ben daha önce elektirik üretip satan bir şirkette idarecilik yapıyordum. Orada Celal Bey ile tanıştık. İşin finansmanı üzerine konuştuk, fizibiliteler yaptık ama sonradan farkettik ki, iş para bulmakta değil makine bulmakta.

Haberin Devamı

Celal Keki aslında 20 yıl önce Türkiye'ye türbin üretmek için gelmiş ama o zamanlar yasal mevzuat olmadığı için geri çevrilmiş. Sonuçta üretmek istiyor ama üretemiyor.

- Sonra?

Sonra diğer iki ortakla tanıştık ve biraraya geldik. Sonuç olarak, herkesin derdi enerji tarafında kalıcı birşeyler yapmaktı. Şunu da gördük, dünyada bu konuda tekel var ve belirli sayıda üretici mevcut. Bunlar milyar dolarlık dev firmalar. Satıcının da piyasası olan bir sektör enerji sektörü. Mal teminleri çok uzun sürelere yayılıyor, lisans sahibi firmalar parası olsa da tedarik zincirindeki kuyruk yüzünden uzun süre beklemek zorunda kalabiliyor.

Bizce bu çok doğru bir yatırım. Hepimiz de ülkeye kalıcı birşeyler yapmak istiyoruz. Bunu yapmak isterken de, işte 86'ıncı tekstil fabrikası veya 12'inci otomobil fabrikasını açmak istemedik. Bu alanı Türkiye'nin uluslararası alanda yer alabileceği önemli bir fırsat olarak gördük ve buraya kaydık.

Haberin Devamı

- Türkiye'de enerji alanında birçok dev firma var ama hiçbiri türbin üretmiyor. Neden hiç kimsenin girmediği bir sektöre giriniz?

"Bu alanı Türkiye'nin uluslararası alanda yer alabileceği önemli bir fırsat olarak gördük. "

/images/100/0x0/55eb448af018fbb8f8b62a85
Benim gördüğüm kadarıyla da enerji sektöründe lisans sahibi olan büyük firmaların hiçbiri bu tarafa kaymayı düşünmemiş. Onlar sadece enerjiyi üretip satmayı düşünmüşler. Halbuki asıl yatırım bu tarafta. Çünkü bir santrali yapıyorsunuz bitiyor. O üretecek, satacak. Siz belki kapasitesini artırırsınız ya da yeni lisans alırsınız. Ama ülkenin ve dünyanın enerjiye, makinaya ihtiyacı var. Bize göre ülkeye daha fazla katma değer bırakacak yatırım makine, yani türbin tarafında.

Haberin Devamı

Aslında işin temelinde uzun bir çalışma var. Ekibi bir araya getirdiğimizde herkes çalışmalarını ortaya koydu. Bu işi yaparken önemli olan sizin doğru ürünü ve doğru üreticiyi bulmanız, doğru makinayı seçmeniz. Bu da araştırarak ve üzerinde zaman harcayarak oluyor. Biz bu işe karar verdiğimizde pek çok firmayla görüştük. Ürünleri inceledik, hangisi verimlidir ona karar vermeye çalıştık. Çünkü öyle birşey üreteceksiniz ki, hem ülke ihtiyacını karşılayacaksınız hem yurtdışına satacaksınız hem de kendisini ispat etmiş olacak. Ayrıca türbini oluşturan parçaların üretiminde de yerli sanayini kullanacaksınız.

- Kaç kişilik bir istihdam yaratacaksınız?

Haberin Devamı

" Bizde 60-70 kişi çalışacak ama tedarikçilerle birlikte 1000 kişilik bir istihdam yaratılacak. "

Rüzgar türbini dediğimiz şey 300-500 parçanın bir araya getirildiği bir makine. Rüzgar türbini araba üretmek gibi. Otomotiv şirketi parçaları sertifikalı tedarikçilerine ürettirir, fabrikasına getirir, testlerini yapar ve satar. Bizdeki de böyle. Asıl güç arkadaki tedarikçilerde. Bizim şirketimizde 60-70 kişi çalışacak ama tedarikçilerle birlikte 1000 kişilik bir istihdam yaratılacak.

Zaten olay sadece ürettiğin makinayı satarak Türkiye'de para bırakmak değil. Bu makinanın içindeki parçaların Türkiye'de üretimini sağlayarak daha fazla parayı da bırakabiliriz. Katma değer yaratmak bu.

- Bütün parçalar Türkiye'de mi üretilecek?

Hedefimiz o. Ama şu anda bunun yapılabilmesi için bir sürecin tamamlanması gerekiyor. Bu tür yatırımlar proje finansmanı ile finanse edilen yatırımlar ve üreticinin makinası ile ilgili bazı garantileri vermesi gerekiyor. Çünkü işin şöyle bir boyutu var:

Siz lisans sahibi bir firmasınız diyelim. Elektrik üreteceksiniz, elinizde bir projeniz var. Diyorsunuz ki, 'benim bu lisansım var, devlet bu kadar süre alım yapıyor ben bu makinaları kullanarak bu kadar enerji üreteceğim, bunu satıp bu kadar gelir elde edeceğim.'

Daha sonra bir finans kuruluşuna gidiyorsunuz ve proje finansmanı talep ediyorsunuz. Adam da bakıyor, kontrol ediyor makinaları, herşey tamam... Peki bu kadar rüzgarda bu enerjiyi üretebilecek makine hangisi? Gerçekten üretebilecek mi, bir fonksiyon garantisi var mı diye bakıyor. O zaman makinaya, makinanın parçalarını üreten tedarikçilerin sertifikasyonlarına bakıyor, herşey tamamsa parayı veriyor. İşte sizin ürettiğiniz türbinin belirli bir rüzgarda ne kadar enerji üreteceğinin garantisini karşı tarafa vermeniz lazım. Bunun için tedarikçilerin o üründeki standartları sağlayabilmeleri gerekiyor. Bu da bir sertifkasyon gerektiriyor.

- Ne kadar sürede olacak bu?

/images/100/0x0/55eb448af018fbb8f8b62a87
Bu hemen, bugünden yarına olabilecek birşey değil. Biz ilk 3 yıl yüzde 70 yerli malzeme kulanacağız, 5 yılda da tamamını yerli yapacağız. Çünkü biz inanıyoruz ki, bizim sanayimiz bizim insanımız çok daha gelişmiş çok daha büyük ve çok daha yüksek teknoloji gerektiren ürünleri yapabilme kapasitesine sahip. Bunları geçmişte de yaptık. Şimdilik bu makinanın nasıl yapıldığını bilmiyorlar. Biz onlara bunu öğretirsek o zaman bu insanlar yatırımlarını, boş kalan tezgahlarını bu siparişlere yönelik olarak hazırlayacaklar ve dünya devleri de buradaki tedarikçilerle çalışmaya başlayacak.

Bizim farkımız sertifikalı mal üretecek olmamız. Çin'den en büyük farkımız bu olacak. Biz bir kapı açıyoruz. Belki kendimize rakip yaratıyor da olabiliriz ama burada ülkenin menfaati de önemli. Rabbena hep bana diye birşey yok. Biz ülke olarak böyle büyüyeceğimize inanıyoruz.

- Bu teknolojiyi en iyi neresi üretiyor?

Bu teknoloji çok farklı yerlerde gelişti. Kuzey Avrupa ve Almanya'nın ciddi tecrübeleri var. ABD'de de büyük oyuncular var ve ciddi üretim rakamlarına ulaşmış durumdalar.

- Üretimi nerede yapacaksınız?

"Biz ilk 3 yıl yüzde 70 yerli malzeme kulanacağız, 5 yılda da tamamını yerli yapacağız. "

Ankara'da yapacağız.

- Neden?

Bizim şirket olarak en büyük zenginliğimiz sahip olduğumuz insan kaynağı. Ekibimiz çok ciddi projelere imza atmış beyinleri barındırıyor. Üretim ve tedarik tarafında Pars Makina ile çalışıyoruz. Başında Sinan Akmandor var. Kendisi Türk Silahlı Kuvvetleri için çok önemli projelere imza atmış, Roketsan'ı kurmuş olan bir isim.

Sertifikasyon ve temin tarafında SNC Kalite ile işbirliği içerisindeyiz. Orada Sungur Ağagil ve Cüneyt Maltepeli bizimle birlikte. Onlar da F-16'yı üreten TAI için çalışmış isimler.

Burada size ilginç bir şey söyleyeyim. Bu F-16 üretme işi Lockheed tarafından Türkiye ve Yunanistan'a eş zamanlı olarak veriliyor. Bu arkadaşlar belirli bir miktar sipariş alıyorlar ve siparişin altıncısında sıfır hatalı uçak üretiyorlar. Lockheed diyor ki, 'tesadüf.' Dokuzuncuda da sıfır hata ile üretince adamlar atlayıp buraya geliyor. Çünkü onlar üretemiyor ABD'de. Sıfır hatalı üretime başlayınca F-16 üretimi Türkiye'de kalıyor, Yunanistan da bakım tarafını alıyor.

- Üretim ne zaman başlayacak?

Fabrika eğer şey planlandığı gibi olursa yaz sonunda bitmiş olur ve seri üretim başlar.

" Rabbena hep bana diye birşey yok. Biz ülke olarak böyle büyüyeceğimize inanıyoruz. "

Biz fabrika sürecinde iki tane de referans tribün üretip dikeceğiz. Çünkü biz Türkler görerek inanan insanlarız. Hakikaten olmuş, bunlar yapmış desinler diye iki tane dikeceğiz.

- Üretim kapasiteniz nedir?

Yıllık 100 adetlik üretim kapasitemiz var.

- Kaç farklı türbin üreteceksiniz?

1.6, 2.0 ve 2.5 megawatt için lisans aldık. Bunlar saatteki üretim güçleridir.

- Türkiye'de daha büyük tribünler de kullanılıyor değil mi?

Türkiye, rüzgarlar açısından orta ve düşük şiddetli rüzgarların estiği bir ortalamaya sahip. 12 ayın ortalamasında, 5.5 metre/saniye ile 12 metre/saniye arasında değişiyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Bir patika yolda o patikaya uygun araba kulanmaya işaret etmek demektir.

- Yani?

Yani siz o patika yolda bir Ferrari ile giderseniz, çok yanlış olur. Halbuki bir Toros'la gitseniz hem daha ucuza hem daha rahat hem daha hızlı gidersin.

Fabrika yaz sonunda biter ve seri üretim başlar. 

Şimdi bu işin detayları çok iyi bilinmediği ve yatırımcılara detaylar çok fazla anlatılmadığı için, burada biraz bilgi eksikliği var. Dolayısıyla biz istiyoruz ki, sınırlı kaynaklarımızı doğru ve daha verimli kullanalım.

- Türkiye'de kullanılanlar çok verimli değil anlamına mı geliyor bu?

Büyük türbin demek büyük yatırım masrafı demektir. Genelde yatırımcılar 3, 3.5 megawatt gibi daha büyük makina almak istiyorlar.

- Ama siz gerek yok diyorsunuz...

" Türkiye'de boşuna büyük türbinlere yatırım yapılıyor. "

Bir yatırım yaparsınız, kendini 3 yılda amorti eder, bir yatırım yaparsınız 5 yılda amorti eder. Hangisi daha verimlidir? Bizim söylediğimiz şey bu. İkisi de kendini amorti eder. Yoksa zaten devlet alım garantisi vermez.

Rüzgarın niteliği konusunda bilgi eksikliği var. O nedenle boşuna büyük makinalara yatırım yapılıyor. Türkiye'de bu kadar büyük makinalara gerek yok. Eğer okyanusa açık yerlerimiz olsaydı, daha kuvvetli rüzgarlarımız olsaydı bu makinalar çok daha fazla enerji üretebilirdi. Ama yok... Orta ve alt şiddette rüzgarlar var.

- Bu orta ve alt rüzgarların olması, Türkiye'nin rüzgar enerjisine çok uygun olmaması anlamına gelir mi?

Bakın, uygunluk ayrı. Rüzgar esmemesi uygunsuzdur. Bizde rüzgar çok şiddetli değil ama devamlı esiyor. Bu çok önemli.

YARIN: İsteyen istediği yere rüzgar tribünü dikebilir mi? üretilen tribünleri kim alacak? Rüzgar enerjisinde Türkiye'nin hedefi nedir? Bir rüzgar tribününün satış fiyatı nedir?  Bütün bir ülkenin enerjisi rüzgarla karşılanır mı? Yurtdışından talep geliyor mu?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!