Güncelleme Tarihi:
RUSYA’nın milyarlarca dolar yatırımla Türkiye’de inşa edeceği ilk nükleer santral Mersin-Akkuyu temel atma törenine haftalar kalırken, devlet kuruluşu Rosatom Moskova yakınlarında bulunan ve teknoloji olarak Akkuyu’nun kopyası sayılan “Kalininskaya” nükleer santralının kapılarını ilk defa Türk basınına açıldı. Nükleer tesis ziyareti sırasında burada kullanılan teknolojinin Fukuşima ve Çernobil’den defalarca daha güvenli olduğunu söyleyen Rus yetkililer, “Akkuyu’ya sadece uzaydan büyükçe bir göktaşı isabet ederse sorun çıkar” güvencesini verdi. Japonya’daki Fukuşima felaketinden sonra dünyada temeli atılacak ilk nükleer santral olacak Mersin-Akkuyu projesini savunan Rusya, “Nükleer enerji günümüzde alternatifsiz. Santral güvenli inşa edilerek titizlikle işletilmesi durumunda daha temizi ve ekonomik olanı yok” görüşünü dile getirdi.
Uluslararası denetim gelecek
Rosatom tarafından düzenlenen nükleer gezinin ilk durağı Moskova’daki “Nükleer Enerjinin Güvenli Gelişimi Enstitüsü” oldu. Enstitü Müdürü Leonid Bolşov “Fukuşima felaketi barışçıl amaçlı nükleer endüstrinin de sıkı uluslararası denetim altında tutulmasını gündeme getirdi mi?” sorumuza, “Getirdi” yanıtını verdi. Bolşov, Fukuşima’daki kritik gelişmelerin sadece Japonya’yı değil, başta Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) olmak üzere Rusya gibi birçok ülkeyi yakından ilgilendirdiğini vurguladı.
Daha sıkı denetim geliyor
Leonid Bolşov, şöyle konuştu: “Haziran ayında dünyanın nükleer lider ülkeleri IAEA çatısı altında sizin yönelttiğiniz bu önemli soruya yanıt vermek için bir araya gelecek. Yaptığımız analizler nükleer enerjinin barışçıl amaçlı olsa bile daha sıkı denetim gerektirdiği gösterdi. Barışçıl amaçlı nükleer santralların tıpkı nükleer silahlar gibi uluslararası mekanizma çerçevesine alınması söz konusu.”
İlk aşamada yeni uygulamanın ülkelerin gönüllü katılımını ön göreceğini tahmin ettiğini belirten Bolşov, şöyle devam etti: “Nükleer santral inşa etmeyi planlayan ülke yeni denetim mekanizmasına başvurabilecek. Başvuruyu yapan ülke uluslararası komisyondan nükleer santralin güvenli işletilebilir sertifikası alacak ve belirli aralıklarla nükleer tesisi denetime açma garantisine imza atacak. Böylece yeni denetim mekanizmasına katılmış olan ülke Fukuşima benzeri kaza durumunda üçüncü ülkelere karşı sorumluluklarını da net olarak biliyor olacak.”
Akkuyu’nun çalışan kopyası Kalininskaya
RUSYA’nın Moskova’ya 350 kilometre mesafede Tver bölgesi Udomlya yerleşim birimi yakınındaki göl kenarına kurulu “Kalininskaya” nükleer santralına 8 saatlik bir otobüs yolculuğuyla ulaştık. İnşaatına 1974 yılında başlanmış “Kalininskaya” santralinin ilk reaktörü 1984 yılında, ikincisi 1986’da, üçüncüsü ise 2004 yılında devreye girmiş. Santrala vardığımızda 1000 megavat gücündeki “su ve su soğutmalı” tabir edilen WWER tipindeki üç reaktör tam güç çalışıyordu. Çalışan üç reaktörün hemen yanında ise yıl sonunda devreye girmesi planlanan 4. reaktörün inşaatı tam hız devam ediyordu. Basın gurubuna refakat eden Rosatom yetkilisi Vasiliy Korelski’ye Akkuya’ya inşa edilecek nükleer santralla Kalininskaya arasında farkı sorduğumuzda “Kullanılacak teknoloji olarak tıpa tıp aynı. Tek fark Akkuyu reaktörleri 1200 megavat gücünde olacak. Burada çalışanlar 1000 megavat. Ancak bu farklılık temel prensibi değiştirmiyor. Mersin-Akkuyu ile Kalininskaya birbirine çok benzer ve üçüncü nesil” yanıtı verdi.
Güvenilirlik düzeyini matruşkayla anlattılar
TÜRKİYE’de inşaatına başlanacak Akkuyu nükleer santralının ne denli güvenli olacağı görsel olarak Rusların geleneksel iç içe giren matruşkalarıyla anlatıldı.
WWER reaktör tipi Fukuşima’dan farklı bir değil, dört güvenlik bariyeriyle donatıldı. Bizim sistem iç içe dört matruşka gibi. En içteki matruşka reaktörün kendisi.
Ardından ikinci matruşka reaktörün betonarme dış yapısı.
Üçüncü matruşka güvenli soğutma sistemini tasvir ediyor. Reaktörün içinde dolaşan suyun dışarısıyla hiçbir teması olmadığı gibi ikinci soğutma kademesindeki su da kapalı devre dolaşıyor. Ancak üçüncü soğutma devri suyu tabiatla temas halinde. Böylece bir arıza durumunda radyasyonun dışa sızması için bu üç soğutma kademesinin aşılması gerek.
Sonuncu dördüncü kukla ise es kaza reaktörün ciddi arızalanmış olması durumunu kapsıyor. Yakıt susuz kaldığı için eriyerek reaktörün dibine çökmeye başlasa bile buraya monte edilen özel ızgara tarafından yakalanıyor. Güvenlik ızgarası ayrı bir sistemle soğutulduğu için hiçbir koşulda patlama veya reaktör kabını erime tehlikesi bulunmuyor.
Reaktör 400 ton ağırlığında
AKKUYA’da benzeri inşa edilecek WWER tipi reaktörle ilgili enteresan teknik bilgileri bize Kalininskaya nükleer santralının vardiya şefi mühendis İgor Salomasov anlattı. İlginç detaylardan bazıları şöyle: “Reaktörün kendisi yaklaşık 400 ton ağırlığında ve üçte ikisi yer altında. Yakıt reaktöre yüklendikten sonra üzerindeki çelik kapak sızıntıya meydan vermeyecek biçimde 54 adet 2 metre boyunda 17 santimetre çapında ve 300 kilogram ağırlığında dev cıvatalarla sıkıca kapatılıyor. Nükleer reaksiyonun meydana geldiği paslanmaz çelikten reaktörün gövdesi ayrıca 30 metre çapında ve 40 metre yükseklikte, duvarları 110 santimetre kalınlığında betonarme yapının içinde kilitli. Devasa yapının kubbe biçimindeki çatısı da 40 santimetre kalınlığında yüzlerce çelik halat gerilerek betonla örtülü. Reaktörü çevreleyen yekpare beton yapının sadece iki hermetik kapanan kapısı var. Yaklaşık 28 bin metre küp hacme sahip bu mekan inşa edildikten sonra basınç testinden geçiyor. Bu amaçla beton yapının içerisine hava pompalanmaya başlanıyor. Günlerce devam eden işlem sonunda basınç 5 atmosfere çıkartılıyor. Santimetre kareye 50 kilo ağırlık demek. Bu test başarıyla geçildikten sonra reaktör işletime açılabiliyor.”