Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’de ilk nükleer santralı Mersin-Akkuyu’da inşa etmek için 6 aydır bölgede faaliyet gösteren Rus şirketi Akkuyu NGS Elektrik A.Ş.’nin’in Genel Müdürü Aleksander Superfin, 20 milyar dolar olarak tahmin edilen maliyeti aşağıya çekmek için çalıştıklarını anlatırken, bu iş için Türkiye’nin kasasından 1 kuruş çıkmayacağını vurguladı.
Türkler maliyeti düşürecek
Superfin, şunları söyledi: “Nükleer santralın inşaatı sırasında Türk şirketlerin katılımı ne kadar yüksek olursa maliyet de aynı orantıda bizim açımızdan düşer. İşlerin yüzde 30-35 Türk şirketlerine verebilirsek hem onlar yaklaşık 6 milyar dolar kazanır, hem de biz maliyeti 20 milyarın altına çekebiliriz. Santralın inşa edileceği bölgede jeolojik etüt çalışmaları devam ediyor. Şimdiden kesin beyanda bulunmam için daha erken. Ancak santralın temeli atılmadan önce sadece bölgede yapılması gerek hafriyat işleri için milyarlarca dolar ayrıldığını söyleyebilirim. Toprak işlerini Türk firmalarına vermeyi düşünüyoruz.”
İlk beton 1 yıl sonra dökülür
Gerekli tüm raporlar eksiksiz hazır olduğunda ve Türk tarafından gerekli inşaat lisansı alındığında santral tabanı hazırlığına başlanacağını belirten Superfin, şu bilgileri verdi: “2012 yılı ilk yarısına kadar zemin etüt araştırmalarını bitirmeyi planlıyoruz. İlk betonun dökülmesi ise yaklaşık bir yıl daha alır. Toprakla çok işimiz var. Santral için belirlenen yerin artıları yanı sıra eksileri de var. Arazinin engebeli oluşu önemli eksilerden biri. İnşaat alanında bulunan tepeler tamamen kaldırılmasa bile arazi projeye uygun hale gelmesi için büyük ölçüde düzlenmesi gerekecek. Şu anda arazi faktörünü dikkate alarak nasıl bir yol izlememiz gerektiğini uzmanlarımız belirlemeye çalışıyor.”
Türkiye 1 lira harcamayacak
Akkuyu nükleer santralı yapımında Türkiye bütçesinden ne şimdiki aşamada, ne de inşaat sırasında tek bir liranın bile çıkmayacağını vurgulayan Superfin, şunları anlattı: “Projenin Türkiye acısından cazip yönü de zaten burada. Dünyanın hiçbir yerinde böyle nükleer santral inşaatı yoktur. Tüm harcamaları ve riskleri Rus tarafı üstleniyor. Hazırlık aşamasında masraflar Rusya tarafından karşılanıyor. Santralın inşaatı başladığında ise mali kaynak için yatırımcı sermayesi çekeceğiz. Bu Rus, Türk ve başka ülkelerden olabilir. Yatırımcı bulmak da bizim görevimiz olacak.”
300 Türk nükleer uzman yetişiyor
TÜRKİYE’de yapılan elemeyle bu yıl belirlenen 50 öğrencinin önümüzdeki günlerde Rusya’ya eğitim için geleceklerini de dile getiren Aleksander Superfin, şöyle konuştu: “Akkuyu nükleer santrali Türkiye’nin kalifiye nükleer fizikçi kadrosunu oluşturmaya da yarayacak. İlk etapta bu yıl Rusya’ya gelerek altı buçuk yıl eğitim görecek 50 öğrenci belirlendi. Bunlar Moskova yakınındaki Obninsk Nükleer Fizik fakültesinde eğitim verilecek. Gelen öğrencilere burslarını da biz vereceğiz. 2019’da santrale ilk yakıt yüklendiğinde elimizde 300 kadar tesiste çalışmaya hazır kalifiye Türk fizikçi yetiştirilmiş olacak.”
60 yıl sonra santralı söküp götüreceğiz
NÜKLEER santralların 60 yıl gibi belirli ömrü bulunduğunu da hatırlatan Aleksandar Superfin, şunları söyledi: “Akkuyu 2019 yılında devreye girmesi halinde proje dokümantasyonuna göre 60 yıllık ömrü olacak. 2079 yılına gelindiğinde Rusya’nın sorumluluğu altında işletilen santralı terk edip gitmeyeceğiz. Tüm tesis güvenli biçimde yerinden sökülecek. Akkuyu nükleer santralının yerinde şimdi ne varsa aynısını bırakacağız. Bu şart da anlaşmada yazılı.”
Mersin bana cennet gibi göründü önce ‘Santral kurulursa yazık’ dedim
NÜKLEER santralın inşa edileceği bölgeye ilk gidişini de anlatan Aleksandar Superfin, bunu şöyle dile getirdi: “Türkiye’ye geldiğimde ilk önce Mersin beni büyüledi. Geçtiğimiz ocak ayıyydı. Mersin’e ayak bastığımda sokaklardaki portakal ağaçlarına bayıldım. Cennete geldiğimi sandım. Sonra Akkuyu nükleer santralınin inşa edileceği körfeze geçtik. Burayı görünce ‘Buraya bir sanayi tesisi kurulursa yazık olur’ düşüncesi aklımdan geçti. Ama sonra proje açısından buranın Türkiye’nin ilk nükleer santralı için biçilmiş kaftan olacağını kabullendim. Koyun yapısı ve açık denizden korunmuş hali nükleer santral için idealdi”.
Akkuyu’nun reaktörleri Fukuşima’da olsaydı ne patlama ne sızma olurdu
NÜKLEER santralla ilgili ‘Rus ürünü’ ifadesini de açan Aleksander Superfin, şu bilgileri paylaştı:
Santralın sadece reaktörleri yüzde 100 Rus yapımı olacak. İşin en önemli tarafı da zaten reaktörlerde gizli. 2006 model WWER tipinde olacak Akkuyu’daki 4 reaktörde bizim icadımız olan güvenlik sistemleri uygulanacak. Aktif ve pasif olmak üzere altı güvenlik sistemi var.
Örneğin Akkuyu’da kurulacak reaktör tipi Japonya’daki Fukuşima santralınde çalışıyor olsaydı orada yaşananların hiç biri olmazdı. Ne hidrojen patlaması, ne yakıt erimesi, ne de radyasyon sızması.
Akkuyu nükleer santralında reaktörler dışındaki aygıtların mutlaka Rus yapımı olmasını gerektiren bir durum yok. Jeneratör kontrol komuta donanımı gibi aygıtlar ya batılı ülkelerden, ya da Türkiye’den de temin edebiliriz.
Yan donanım için politikamız en kalitelisini en hesaplı almak. Hatta Türk tarafıyla şu an ortak sanayi araştırma komisyon kuruyoruz.
Fiyat savaşı yok kilovatı 12.35 cent
AKKUYU Nükleer Santralı’nda üretilecek elektriğin kilovat fiyatının Türkiye ile Rusya arasında imzalanan devletlerarası anlaşmayla belirlendiğini hatırlatan Aleksandar Superfin, “Basında sıkça ön plana çıkartılan kilovat fiyatı savaşı diye bir problem yok. Fiyat politikası iki tarafı da tatmin edecek biçimde şekillendi” dedi. Superfin, sözlerine şöyle devam etti: “Santral 2019’da devreye girdiği günden itibaren elektriğin yarısını 15 yıl süreyle 12.35 cente TETAŞ’a satacak. Günümüzde Türkiye’deki ortalama Kw/h fiyatının 6-8 cent olduğunu ben de biliyorum. 2019’a gelindiğinde enflasyon etkisiyle fiyat bugünkü gibi olmayacak. Biz elektriği 2035 yılına kadar 12.35 cent sabit fiyattan satacağız.”
Azerice ‘Bekar’ı Rusya’ya gidecek kızlar ‘Evlenmek zorunlu’ şeklinde anladı
RUSYA’da eğitim görecek gençleri seçerken yaşanan bir olayı anlatan Aleksandar Superfin, “Eleme sınavları yapılırken Azeri kökenli elemanlardan biri konuşmaya başladı. Kız öğrencilerden biri “Rusya’da boş vakti nasıl değerlendirebiliriz” diye sordu. Azeri arkadaş eğitimin çok yoğun geçeceğini söylerken ‘boş zaman’ ifadesini Azerice ‘bekar dolaşmaya vaktiniz olmayacak’ dedi. Cevaba şaşıran kız öğrenci ‘Anlaşma şartlarında Rusya’da evlenmemiz de mi var’ itirazında bulundu.”