Rusların paketlerini Türkler taşıyacak

Güncelleme Tarihi:

Rusların paketlerini Türkler taşıyacak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2009 00:53

Türkiye'nin ilk ve en büyük özel toplu dağıtım firması olan Aktif İleti, şimdi de yurtdışında büyüme kararı aldı.

Türkiye'nin ilk ve en büyük özel toplu dağıtım firması olan Aktif İleti, şimdi de yurtdışında büyüme kararı aldı. İlk etapta Ukrayna, Romanya ve Rusya'ya giren şirket bundan sonra da her yıl iki yeni ülkeye girmeyi planlıyor. Özellikle Rusya'nın çok büyük ve çok önemli bir pazar olduğunun altını çizen Aktif İleti CEO'su Kamuran Alpural, bu ülkede üç yıl içinde 50 milyon dolarlık bir ciroya ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Alpural ile içinde bulundukları sektörü, yurtdışı hamlesini ve öğrencilerin kırtasiye ihtiyaçlarının karşılandığı Mektuplu Kırtasiye Yardımı projesini konuştuk.

 - İçinde bulunduğunuz pazarın büyüklüğü nedir?

Haberin Devamı

İçinde bulunduğumuz pazar, gönderi pazarı olarak geçiyor. Kargo haricinde küçük paketleri de kapsayan bu pazarın büyüklüğü 1 milyar dolar civarında.

- En büyük oyuncu kim?

En büyüğü PTT. Yaklaşık 750 milyon dolarlık bir hacmi var. Bunun haricindeki özel sektör firmaları arasında da en büyüğü biziz.

- Sizin kargo şirketlerinden ne farkınız var?

Biz daha küçük gönderileri taşıyoruz, öyle ayırabiliriz. Daha zarf tipi gönderiler, basılı medya vs... Ortalama 5 kiloya kadar olan ağırlıkları biz taşıyoruz. Kargo şirketleri de 35-40 kiloya kadar olanları taşıyor. Onun üstü de zaten lojistikçilerin işi.

- Siz kargoya girmeyi düşünüyor musunuz?

Eren GÜLER YAZIYOR

Uzun vadede olabilir. Küçük paketlere zaten girdik, web kargo diye bir ürünümüz var ve internetten verilen siparişlerde hızlı teslimat yapıyoruz. İletilen siparişi ortalama 3 saat içerisinde İstanbul'un her yerine taşıyoruz.

Haberin Devamı

- Yine 5 kilonun altındaki ürünler mi?

Yok, bunda öyle bir limitimiz yok ama genel olarak baktığımız zaman laptop cep telefonu gibi elektronik aletlerin siparişi veriliyor çoğunlukla. Bunlar da zaten 5 kilonun altı oluyor.

- Sizin en büyük rakibiniz PTT mi?

Şöyle diyeyim, evet özel sektörün şu andaki en büyük alternatifi PTT, bu doğru... Şu anda posta tekeli olduğu için Türkiye'de biz her gönderiye giremiyoruz.

- Bu posta tekeli kalkacak mı?

Bu konuda ciddi çalışmalar var. Zaten tekel kalktığı zaman  bizim 100-125 milyon dolarlık pazarımız bir anda açılacak ve sektörde köklü bir değişiklik olacak.

- Ne zamandan beri bu pazarın içerisindesiniz?

Biz pazarın kurucusuyuz aslında. 1993 yılında o zamanki adıyla Aktif Dağıtım olarak Türkiye'deki özel dağıtım sektörünün
kurucusu olduk.

- En çok ne dağıtıyorsunuz?

/images/100/0x0/55eb5fe0f018fbb8f8bcffaa
En çok bankalara hizmet veriyoruz. Bankaların gönderilerini taşıyoruz. Ayrıca medya, dergiler, firmaların kendi gönderileri, yılbaşı gönderileri, promosyonlar, aklınıza ne gelirse üç aşağı beş yukarı dağıtıyoruz...

Haberin Devamı

Bir yılda toplam 35 milyon civarında gönderi yapıyoruz.

- Bu rakam giderek büyüyor mu?

Bu seneye kadar yaklaşık yüzde 30 civarında büyüdük. Bu büyümenin de 2 tane boyutu var. Birisi kendi pazar payımızı artırmamız, bir tanesi de pastanın büyümesi... Ama pasta artık çok büyümüyor açıkçası. Belli noktalarda doyuma ulaştı diye düşünüyorum. Zaten biz de o yüzden son dönemlerde yurtdışına yöneldik.

Son iki yıl içinde Ukrayna ve Romanya ve Rusya pazarlarına girdik.

- Neden bu ülkeler?

Doğu blokunda şu anda bizim sektörümüz yok. Oraların PTT'leri dışında özel hizmet veren şirketler yok.

- Bankalar ne yapıyor, gönderilerini nasıl iletiyor?

Kendi ülkelerinin PTT'lerini kullanıyorlar veya kredi kartı dağıtımlarını kendi şubelerinden yapıyorlar. Eskiden Türkiye'de de öyleydi, kartı gelen şubeye gider ve kendisi alırdı. Ama bunlar zaman içinde değişmeye başladı, oralarda da değişecek.

Haberin Devamı

Tüketiciler, "Ben niye gideyim iki saat bekleyeyim kuyrukta" demeye başlayınca bir rakip çıkıyor ve diyor ki, "sen benim kartımı alınca kuyrukta durmazsın, kart evine gelecek..." İşte o zaman pazar değişmeye başlıyor.

- Pazar paylarınız ne durumda?

Özel sektörde pazar paylarımız çok yüksek çünkü rakibimiz yok. Ama dediğim gibi asıl payı ülke PTT'leri alıyor.  Başka bir rakibimiz yok.

- Belli hedefleriniz var mı?

VAHŞİ BATININ KOVBOYLARIYIZ

- Ortaklık veya satınalma gibi hedefler var mı?

İleriki dönemlerde uluslararası şirketlerle iş birliği yapmak, satın alınmak ve ortaklık kurmak tabiî ki vizyonumuzda var. Zaten önceki dönemlerde de ilgi olmuştu ama bir satış gerçekleşmedi.

- Niye olmadı?

Biz biraz daha büyümek istiyoruz açıkçası. Bir şeyi çok küçükken satarsınız, civciv satarsınız bir liradır tavuk satarsınız on liradır... Biz biraz daha büyütüp ortaklık veya satışı o noktada düşünmek istiyoruz.

Bir de biz şu anda ilginç bir pazardayız. Rusya ve Romanya'da varız, Bulgaristan’a gireceğiz... Batılı şirketlere baktığın zaman bunlar korkunç pazarlar... Buraya nasıl girilir, ne yapılır? Ben bunlara vahşi batı diyorum, biz vahşi batının kovboylarıyız bir yerde.

Evet var, mesela Rusya'da 2012'ye kadar pazarın yüzde 10'unu almayı hedefledik. Bu da 50 milyon dolarlık bir paya denk geliyor. Ukrayna'da ise şimdilik biraz beklemedeyiz. Özellikle katalog pazarında birtakım açılımlar oldu ama Rusya gibi bir patlama beklemiyoruz.

Haberin Devamı

Romanya'da zaten şu anda yaklaşık toplam pazarın yüzde 30'u bizde diyebilirim. Orada bizim yaptığımız işin benzerini kargo firmaları yapıyor ama onların da ücretleri yüksek. Bu nedenle Romanya'da şansımız fazla.

Rusya pazarında bir de şöyle bir durum var, orada okuma oranı çok yüksek. Genelde insanlar kitapları siparişle alıyorlar ve bu da çok büyük bir gönderi pazarı yaratıyor. İnsanlara önce kataloglar gidiyor, isteyenler beğendikleri kitapları seçip sipariş veriyorlar. İşte burada bizim için çok büyük bir fırsat var.

- Siz Rusya'da bu katalog pazarıyla büyüyeceksiniz o zaman...

Evet, finans orada daha geride, ikinci planda. Bizim için şu anda katalog ve uzaktan satış daha önemli.

Haberin Devamı

- Yeni ülkelere girecek misiniz?

Biz kaba olarak her yıl iki ülkeye açılma hedefi koyduk.

- Nereler mesela?

Aslında şu anda önümüze Kuzey Afrika çıktı. Ayrıca Türki Cumhuriyetler de bir opsiyon ve yine Balkanlar ve çevre ülkelerde de açılımlar
olabilir. Mesela hedefimizde Bulgaristan var ve kısa süre içinde oraya görüşmeye gideceğim.

- Bulgaristan’da da mı böyle bir alan yok?
 
Orada var ama biz daha güvenli iş yapıyoruz. Daha çok finans kuruluşları ve medyayla çalıştığımız için yazılımımız oldukça üstün. Tüm kuryelerimizi GPS'le takip ediyoruz ve biz her birini görebiliyoruz. Bu teknolojik üstünlüğümüzle finans kuruluşları gibi hassas gönderi taşıyan kurumlara gittiğimizde oldukça ilgi görüyorüz. Biz şu anda daha çok kurumsal güvenliğin ön plana çıktığı hassas ve takip edilebilir, yani sürecin web tabanlı çok rahat takip edilebildiği süreçlere talibiz.

- Girdiğiniz pazarlarda nasıl bir değişim bekliyorsunuz?

Bunlar bizim 15-20 sene önceki halimiz gibiler ve muhtemelen değişmeleri de benzer olacak. Hatta mevcut teknoloji ile daha da hızlı bir değişim yaşanacağını söyleyebilirim.

- Sizde kaç kişi çalışıyor?

Şu anda Türkiye'de toplam 1500 kişi civarında bir çalışanımız var. Yurtdışındaki istihdamımız da 500 kişiye ulaştı.

- Sizin yurtdışında iş yapmak konusunda tecrübeniz var mıydı?

Benim şahsi tecrübem var. 17 sene Amerika'da yaşadım ve bu mesleği icra ettim. ABD ile Rusya birbirinden çok farklı ama bir ülkede iş yapmak için yola çıktığınız zaman elinizde olması gereken birtakım şeyler var. Bir kere önce cesaret lazım, ben bu işi yaparım demek lazım. İkincisi işinizi iyi bilmeniz lazım, mesleği bilmeniz lazım. Üçüncüsü oradaki lokal insanlardan mutlaka yardım almanız lazım. Kovboy gibi uçaktan inip 'tamam ben burada şirket kuracağım' gibi bir şansınız pek yok.

Tabii pazarın durumu da önemli. Pazarın getirdiğiniz ürüne aç olması lazım, talebin olması lazım. İşte bu dördünü yan yana koyduğunuz zaman başarılı bir formül çıkabiliyor.

- Krizin sizin işlerle bir alakası var mı?
 
Biz bankacılık ve finans sektörünün dümen suyunda gittiğimiz için çok aşırı etkilenmedik ama bu sene bir büyüme de olmadı. Bir takım pazarlama hareketlenmeleriyle birlikte bizi teğet geçti diyemeyeceğim ama bizi de vurmadı diyebilirim. Bu konuda sektör olarak biraz daha şanslıyız.

- Yıllardan beri yaptığınız mektuplu kırtasiye kampanyası vardı. Onu biraz anlatabilir misiniz?
 
Biz bu kampanyayı 2000 yılından bu yana yapıyoruz. İçerisinde bir öğrencinin temel ihtiyaçlarının olduğu zarfları ihtiyacı olanlara ulaştırma projesi. Buna vatandaşlar ya kendileri derleyip toparladıkları bir zarfla katılıyor ya da 5 lira karşılığında biz onlar adına bu zarfları hazırlayıp ulaştırıyoruz.

- Neler var zarfta?

Hikaye kitabı, defter, iki adet kurşun kalem, kalemtraş... Öğrencinin bütün kırtasiye ihtiyaçlarını tamamlıyoruz. Ayrıca bağışı yaptığımız öğrenciden karşılığında bir mektup alıyoruz ve bu mektubu bağışçıya geri getiiyoruz. Zaten mektuplu kırtasiye ismi de oradan geliyor.

- Kaç zarf gönderdiniz şimdiye kadar?

Bu yılla beraber 200 bini aştık.

- Okulları nasıl belirliyorsunuz?

Tüm Türkiye'de acentelerimiz var ve onlara kendi bölgemizdeki ihtiyaç içinde olan okullar varsa bize bildirin diyoruz. Daha sonra onların arasından bir seçim yapıyoruz.

- Kampanya ne zaman bitecek?

18 Eylül'e kadar ama biz 25 Eylül'e kadar uzattık.

Siz diyorsunuz 5 lira ne olacak ama o çocuklar için inanılmaz bir şey... Gözleri parlıyor, böyle havalara zıplıyorlar. Siz 5 liraya bir kahve alıyorsunuz ama o zarf çocuğu ne kadar sevindiriyor, ben hayret içinde kalmıştım mesela.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!