Güncelleme Tarihi:
Paris’te de 2 mağazası olan Cesar’s’ın bazı takımları Moskova’daki vitrine 2 bin dolar fiyatla çıkıyor.Türkiye’nin ‘en ticaret yoğun’ merkezlerinden Laleli’nin markaları, kalite ve marka açısından geçmişte yaşanan negatif imajı büyük ölçüde aşıyor. Halen yurt içindeki tek mağazası Laleli’de olan buna karşılık yurtdışında (Paris dahil) 40 mağaza açmayı başaran Cesar’s markasının sahibi Murat İnce, geçen yıl 20 milyon dolar ciro yakaladı. Son dönemde Afrika pazarına da odaklandığını söyleyen Murat İnce, tamamı fason olmak üzere aylık ortalama 10 bin takım elbise ve 20 bin gömlek ürettiklerini tamamına yakınını da ihraç ettiklerini anlatıyor. Bazı takım elbiselerinin Moskova’da 2 bin dolarlık fiyatla vitrine çıktığını belirten Murat İnce şöyle anlatıyor öyküsünü:
MİLANO GARI’NDA 45 GÜN
· 1962 Elazığ, Palu doğumluyum. Okulu, elektriği olmayan bir köyde büyüdüm. 15 yaşındayken babamız trafik kazasında vefat edince iki kız kardeşim ve annemle kalakaldık. Ailenin sorumluluğu bana kaldı. Askere gittikten sonra da Elazığ’a dönmedim. Askerlikten önce Avrupa’ya gitmek istedim. Perişan oldum, beş parasız geri döndüm. İstanbul’dan bir otobüse binip Salzburg’a gittik ama oradan bizi Viyana’ya sokmadılar. Oradan trene binip İtalya’ya geçtik. İtalya’dan Almanya’ya gitme hayali kuruyorduk. Daha 17 yaşındaydım ve Milano’da 45 gün tren garında kaldım. Bir taksici Türk bana arasıra ekmek verdi sonunda da bir bilet parası bulup Türkiye’ye trenle geri geldim. Benim kişisel ilk Viyana kuşatmam da böyle başarısız oldu.
DERİCİ OLDUM
· Geri döndüm. Adana Mersin çevresinde amcamlar canlı hayvan işi yapıyorlardı. Onlarla bir süre çalıştım. 1984’te ise tekrar Avrupa’ya gittim. Bu defa Fransa’ya gidip 2 yıl kaldım. Orada konfeksiyona girdim. Biriyle ortak olup Hollanda’ya geçtim. Orada, deri işi yaptım ve 4 mağazaya kadar çıktık. Sonra İzmir’e geldim ve 1992’de büyük bir atölye kurup Avrupa’ya deri giyim ihracatına başladım. Ancak 1994’te Tansu Çiller’in 5 nisan kararlarıyla bütün birikimimi sıfırladım. İstanbul’a geldim. Param da borcum da yoktu.
LALELİ’YE DEMİR ATTIM
· İstanbul’da Avrupa’ya gitmek için vize almaya çalışırken Laleli ve tekstil işiyle tanıştım. Laleli’deki bir arkadaşım ‘küçük dükkanımız var, bir şeyler sat’ dedi. İşi küçük görüyordum. Çünkü, daha önce ihracatlar yapmış, Hollanda’da 4 mağaza açmış biriyim. Böyle küçük bir dükkanda, ‘iki torba mal satarak nereye gelirsin’ diyordum. Ama yapacak işim de yoktu. Dükkâna ikinci el masa, sandalye, tezgah aldım ve ‘geçici iş’ diyerek başladım. Bir gömlekçiye gittim, gömlek alıp getirdim daha rafa koymadan tezgah üstünde sattım. Ertesi gün 100 gömlek sonra 100 daha... Baktım ki peynir ekmek gibi gidiyor. Baktım ki benden çok imalatçı kazanıyor, işe ciddi sarıldım ve fason ürettirip satmaya başladım. Kısa sürede Laleli’deki en güçlü 5 marka arasına girdim. İstanbul, Samsun, Adana, Kahramanmaraş’ta diktirip Laleli’den satıyordum.
Kaliteyle kalıcı olursun
LALELİ’de yılda ortalama 8 milyar dolarlık turizm alışverişi yapılırken ‘ticari ahlak sıkıntıları’ yaşadıklarını anlatan Murat İnce, “Laleli’de her şey kayıt dışıydı. Ülkeye döviz giriyor diye müsamaha gösteriliyordu. Sahtekarlar oradaydı. Ben ‘kaliteli ürünle ve dürüst ticaret ile kalıcı olacağımı’ biliyordum. Hollanda’da kurduğum Elpa Giyim ile Laleli’de büyüyordum. Markayı da Cesar’s yaptım. 1998’de Rusya’da devalüasyon olduğunda Azerbaycan’a 1 ayda 14 bin takım elbise sattım” diyor.
Milano’ya işadamı olarak gittim
2000’de en kaliteli kumaşları almak için İtalya’ya gitmeye başladığını anlatan Murat İnce şöyle konuşuyor: “45 gün mahsur kaldığım Milano’ya tüccar olarak gidiyordum. 600 bin dolarlık kumaş aldım, İtalyanlar mal satmak için pervane oldular. Sezar’ın dediği gibi ‘veni vidi vici’ dedim. Şu anda ihracatımın yüzde 70’i Avrupa’ya. 5 yıl önce de Afrika pazarını keşfettim. Afrika, Rusya’nın ilk hali gibi. Elpa ve Cesar’s mağazalarımız dışında 500’e yakın satış noktasında da ürünlerimiz satılıyor. Laleli’de bin 500 dolara kadar takım elbise sattım. Vitrinde 2 bin dolara kadar çıkabiliyor.”