Güncelleme Tarihi:
Bakan Yıldırım, Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneği'nde düzenlediği basın toplantısında, Atatürk Havalimanı'nda yaşanan sorunlardan dolayı THY'nin Avrupa'da en fazla rötar yapan havayolu şirketlerinden biri haline geldiği, THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu'nun bu yönde açıklamaları olduğunun hatırlatılması üzerine, hükümetleri döneminde Türkiye'de havacılığın dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şekilde büyüdüğünü belirtti.
Dünyada sivil havacılığın yıllık ortalama, gerek hava taşıma şirketleri gerek havaalanlarının kullanım oranları bakımından yüzde 3-5 arasında büyüdüğünü, Türkiye'de ise hep çift haneli olacak şekilde, en az yüzde 15-20 oranında büyüdüğünü ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
"Yani dünyadaki büyüme oranlarının en az 3 katı, 4 katı büyüme gerçekleşmiş. İşte bu yüzden havaalanı kapasitelerini çok artırdık. Toplam havaalanlarının yıllık yolcu kapasitesi 65 milyondu. Bunu 180 milyona çıkardık geçtiğimiz 9 yıl içerisinde. Yurt içinde uçakla seyahat eden yolcu sayısı 9 milyondu, bunu da 58,5 milyona çıkardık. Yani 6 kattan daha fazla artmış. Ayrıca, dış hatlarda da artışı dikkate aldığımızda toplam taşımacılığımız 36 milyondan 119 milyona çıkmış."
“Kapasitesinin üstünde çalışan havaalanında gecikmelerin olması kaçınılmaz”
Bakan Yıldırım, THY'nin süreç içerisinde uçak sayısını artırdığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"THY'nin 59 uçağı vardı, 185 uçağı oldu. 3 kattan da fazla artış oldu. Bunların hepsi de Atatürk Havaalanı'nda duruyor. Havaalanındaki alan değişmedi, aynı. Yani 2002'de Atatürk Havaalanı'nda 1 yıldaki trafik 8 milyondu. Bugün yıllık 37 milyon oldu, havaalanının her şeyi aynı. Sadece terminal binası ilave edildi. Pist sayısı aynı, apron miktarı aynı, park alanları biraz artırılmakla beraber aynı. Çünkü büyüme şansı yok meydanın olduğu yerde.
Daha başka bir ölçü vereyim. Günlük trafik havaalanının standart kapasitesi maksimum 600 uçaktır veya saatlik trafik 35-40 civarında ama bugün binin altına hiç düşmüyor. Bazen bin 70'e kadar çıkıyor, ortalaması 980 civarında. Bu kadar yoğun, normal kapasitesinin üstünde çalışan havaalanında gecikmelerin olması kaçınılmaz. Bunu herkesin kabul etmesi lazım. O kadar iyi esasında, abartmaya lüzum yok. Dünyada büyük havaalanlarının hepsinde gecikme var. Gecikme olmayan havaalanı yok. Avrupa'da da Amerika'da da gidin büyük havaalanlarında aynı gecikmeler mevcuttur. Çünkü bütün transferler o havaalanından yapılıyor. İç hatlardan dış hatlara, hatta ülkeden ülkeye transferler, Türkiye'deki üçüncü ülke trafikleri, Afrika'dan Avrupa'dan, Orta Doğu'dan gelip tekrar Avrupa'ya, Uzakdoğu'ya, Rusya'ya, dünyanın her tarafına giden trafiğin buluşma yeri İstanbul'dur.”
“Gecikmelerin bütün sebeplerini havaalanına bağlamak çok adil değil”
Başka transfer havaalanları olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ama bu havaalanları çok zayıf. Ankara zayıf, İzmir zayıf, Antalya zayıf. İnsanlar bir kere İstanbul'u görmek istiyor. İstanbul'dan bir başka noktaya uçmak istiyor. Bu da işin bir başka tarafı. Bütün bunları dikkate aldığımızda Atatürk Havaalanı'nın trafiği artmaya devam ediyor. Geçen haftaki trafik artışının temel sebebi de çok uzun süreli etkili olan lodostur. Güneyli rüzgarlardır. Güneyli rüzgarlar estiğinde havaalanı kapasitesinin yüzde 60'ı kayboluyor, tek piste düşüyor. Nereye, 0523 pistine bütün trafiği yüklemek zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla bin trafik yapacakken, 40 trafik yapıyorsunuz. Orada artık kaçınılmaz oluyor. Trafik aynı olmaya devam ediyor. Mesela bu haftadan itibaren lodos artık olmadığı için gecikmeler yaşanmayacak. Tüm bu detayları niye veriyorum. Gecikmelerin bütün sebeplerini havaalanına bağlamak çok adil, insaflı bir yaklaşım değildir.”
Bu sene içerisinde Türkiye'nin en büyük, dünyanın da ilk 5 havaalanı içerisinde yer alacak yeni bir havaalanını İstanbul'a yapacaklarını kaydeden Yıldırım, "Bunun da kararını verdik. Bu havaalanı yapılıncaya kadar bu sıkıntıları çekeceğiz, bunu kabul etmemiz lazım.
Peki nasıl aşacağız, biraz daha fark kapasitesini artıracağız, biraz daha trafik sistemini güçlendirerek, iniş kalkış sürelerini kısaltacağız. Ama belirli ölçüde sıkışıklık devam edecek. Nasıl İstanbul'un şehir içi trafiğiyle Rize'nin şehir içi trafiği aynı değilse, İstanbul'un hava trafiği ile Ankara'nın, Nevşehir'in veya Konya'nın hava trafiği de aynı olmayacak " dedi.