Güncelleme Tarihi:
PELİN Bayram: Kurda yaşanan hareketler döviz ile borçlanan şirketleri sıkıntıya sokuyor. Kur hareketleri sonrasında yaşanabilecek olumsuzluklardan kendilerini korumak isteyen büyük şirketler, çeşitli risk yönetimi hamleleri ile kendilerini korurlarken, ekonominin en büyük bölümünü oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ise en büyük zararı görüyor.
Kur artışı ilk bakışta ihracat yapanları olumlu etkiler gibi görünse de sürdürülebilirlik için olumlu etki yapmıyor. Çünkü Türkiye gibi gelişen pazarlarda üretim yapabilmek için dışarıya bağımlı bir düzen olduğunda avantaj gibi görünen yüksek kur, hammadde fiyatlarındaki artış sebebiyle problem yaratıyor.
EKONOMİNİN DİNAMOSU
Ekonominin dinamosu olan KOBİ’lerin finansmanı son yıllarda hükümet gündeminin en üst sıralarında yerini aldı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, KOBİ’ler için yapılan her şeyin büyümeye direkt etkisi olduğunu belirterek, “KOBİ’lerin ülkelerin sadece kapsayıcı değil, daha yüksek ve sürdürebilir büyümeye sahip olmasına katkısı var. KOBİ’ler, girişimcilik demek, inovasyon demek, istihdam demek” demişti.
Kendilerini riskten korumak için KOBİ’lerin en fazla tercih ettiği opsiyonların başında ticari alacak sigortası geliyor. Başta belirsizlik süreçleri olmak üzere her dönemde şirketlerin kârlılıklarını korumak için ihtiyaç duydukları ticari alacak sigortası alacak riskini ortadan kaldırıyor.
ALACAĞINIZI SİGORTALAYIN
TGSD Başkanı Şeref Fayat ile Coface Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Belkıs Alpergun, geçtiğimiz günlerde ortak bir basın toplantısı düzenlediler. Fayat ve Alpergun, kurlardaki aşırı hareketlilik, Rusya, Ukrayna, Irak ve Suriye’deki çatışmalar başta olmak üzere global riskler nedeniyle ticari alacak sigortasının önemine vurgu yaptılar. Hazır giyimin Türkiye’nin en önemli ihracat kalemi olduğuna değinen Şeref Fayat, “Sektör geçen yıl 18,7 milyon dolarla kendi ihracat rekorunu kırdı. Ülkemizin toplam ihracat gelirinin yüzde 12’si hazır giyimden elde edildi. AB’nin Çin’den sonraki en büyük hazır giyim tedarikçisiyiz” dedi.
Tahsilat kaybı önemli
İYİ geçen bir yılın ardından önemli kısmı parite kaynaklı da olsa ihracatın son 4 ayda ciddi bir düşüş gösterdiğine dikkat çeken Şeref Fayat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hazır giyim ihracatında yaşadığımız kan kaybına tahsilat probleminin eklenmemesi için firmalarımızın kendilerini korumaları gerekiyor. Burada ihracat sigortası olası risklere karşı en önemli korunma enstrümanı olarak karşımıza çıkıyor. Finansal sorunlarla karşılaşmamak için tüm firmalarımıza önerimiz mutlaka ihracat sigortası ile riskleri minimize etmeleri.”
Risk var demek yeterli değil
COFACE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Belkıs Alpergun ise konuşmasında hazır giyim sektörüne bilgi ve poliçe ile güvenli ticaret desteği sağladıklarına işaret ederek, ticari alacak sigortasının giderek daha önemli ve vazgeçilmez bir araç haline geldiğini söyledi. “Risk var demek yeterli değil. Biz riski nasıl yönetecekleri konusunda destek sağlıyoruz” diyen Alpergun, risk yönetiminin bir firmanın geleceğini belirleyen ana başlıklar arasında olduğuna değindi. KOBİ’lere verilen önemin daha da öne çıktığı bu dönemde şirketler KOBİ’lerin ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünler geliştirmeye yöneldi. Türkiye’nin lider ticari alacak sigorta şirketi Coface, da KOBİ’lere yönelik özel olarak hazırlanan EasyLiner KOBİ ticari alacak sigortasını piyasaya sürdü.
KOBİ ihtiyaçlarına uygun hale getirildi
BASIN toplantısında Coface’ın KOBİ’ler için geliştirdiği EasyLiner hakkında bilgi veren Coface Genel Müdürü Emre Özer, firmaların poliçeye web sitesi üzerinden kolaylıkla ulaşabileceklerini bildirdi. Özer, “KOBİ’ler online fiyat teklifi alabilecek ve poliçeyi bu şekilde basabilecek. 3 ayda, yüzde 80 tazminat ödeme gibi özellikleri olan EasyLiner tamamen KOBİ ihtiyaçlarına uygun olarak hazırlandı” dedi.
Ekonomik beklentiler hakkında da düşüncelerini paylaşan Özer, Coface olarak 2. çeyrek için güven endeksinin dip seviyeden toparlandığını belirterek, yıl sonunda yüzde 3,5 büyüme, yüzde 7,5 enflasyon öngördüklerini sözlerine ekledi.
Online ortamda satın alınabilen EasyLiner KOBİ ticari alacak sigortası ile mevcutta kullanılan ticari alacak sigortası poliçesinin teknik özellikleri KOBİ ihtiyaçlarına uygun hale getirildi. Örneğin poliçenin dili daha basit ve anlaşılır olarak düzenlenirken, tazminat ödemeleri 5 ay yerine 3 ay içinde gerçekleştirilecek. EasyLiner sayesinde firmalar online ortamda kısa bir bilgilendirme formu doldurarak anında fiyat tekliflerini alabilecek ve poliçelerini yazdırıp Coface’a gönderebilecekler.
DOLARDA HER ŞEY ELİMİZDE DEĞİL
TUNCAY Turşucu: Türk Lirasında Mayıs ayı başından bu yana iki farklı iklim oluştu diyebiliriz. Bunu daha net anlayabilmek için TL’nin sadece ABD dolarına karşı performansını değil, aynı zamanda Euro’ya karşı performansını da ölçen döviz sepetine bakabiliriz. Buna göre, eşit oranda ABD doları ve Euro’dan oluşan döviz sepetindeki 1-25 Mayıs arasında %6.1 düşüşle TL değer kazanırken, buna karşın 25 Mayıs – 4 Haziran aralığında ise %6.7 yükselişle kazanımlarını geri verdi. Aynı tarihlerde gelişen ülke para birimlerine bakıldığında Türk Lirası’ndaki hareketin diğerlerinden tek farkı oluşan dalgalanmaların biraz daha keskin olmasıydı. Ancak Liradan daha keskin hareketler sergileyen para birimleri de var. Rus Ruble’si ve Brezilya Real’i bunlara iyi birer örnek gösterilebilir. Her iki para birimi de ABD dolarına karşı Mayıs ayı başındaki noktalarına göre değer kaybettiler.
FED’İN FAİZ TOPLANTISI
Haziran ayının ikinci haftasına bu şekilde keskin hareketlerle girmekteyiz. Türk Lirası için global risklerde herhangi bir değişiklik yok. En önemli gelişme 16-17 Haziran tarihinde yapılacak Fed faiz toplantısı ve alınacak kararlar olacak. Fed bu toplantısında pas geçse bile, 2015 yılında faizlerde artış olabileceği genel algılarda bulunuyor. Bu durum ABD dolarının güçlü duruşunu destekliyor ve oluşan geri çekilmeler dolar alım yönünde değerlendiriliyor. Açıkçası ABD doları lehine global bir dalga varken, Liranın işi en az diğer para birimlerinin olduğu kadar zor olmaya devam edecek görünüyor. Yerel riskler ise oluşacak yeni hükümetle birlikte belirginlik kazanacak. USDTRY son üç aydır 2.54-2.75 gibi geniş bir aralıkta yatay bant hareketi yapıyor. Bu aralık %8.2’lik bir dalgalanmaya işaret ediyor. Önümüzdeki aylarda Türk Lirasını bu aralığın dışına iten fiyatlamalara neden olacak muhtemel gelişmeler takip edilecek. İçeride siyasi istikrar, Merkez Bankasının faiz politikaları, büyümeyi destekleyici yeni hikâyeler belirleyici olacak. Dışarıda ise Fed’in faiz artırımı birinci etken olmayı sürdürüyor ve global tarafta elimizde olmayan faktörler var. Genel olarak bakıldığında 2.54 seviyesinin altına sarkan bir USDTRY kurunda 2.37 seviyelerine doğru geri çekilme teknik olarak beklenebilir. Aynı şekilde 2.75 seviyesinin üzerine yükselen bir USDTRY kurunda ise psikolojik olarak 2.90-2.95 seviyeleri beklenen seviyeler arasında. Euro’da ise 2.84-3.10 arasındaki yatay bant bir süredir etkili oluyor. Genel olarak 2.84 seviyesinin altına sarkan bir EURTRY kurunda 2.74-2.77 aralığına doğru geri çekilmeler beklenebileceği gibi, 3.10 seviyesinin üzerine yükselen bir EURTRY kurunda ise psikolojik olarak 3.24-3.26 seviyeleri beklenebilir.