Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, kredi kartlarına tek limit uygulamasını istediklerini ancak konunun henüz çalışma aşamasında olduğunu belirtti. Birleşmiş Milletler (BM) Küresel Sürdürülebilirlik Paneli toplantılarına katılmak üzere gittiği New York’ta basın toplantısı yapan ve Bloomberg HT’nin sorularını yanıtlayan Babacan, kredi kartlarında her tüketiciye tek limit uygulanmasıyla ilgili konuyu Finansal İstikrar Komitesi’nde görüştüklerini söyledi.
10 kart, 10 ayrı limit var
Bu konuyla ilgili bankaların ayrı ayrı tahsis ettiği limitlerin bir havuzda toplanabilmesi için bir bilgisayar altyapısının kurulması gerektiğini ifade eden Babacan, şöyle konuştu: “Aksi halde her bir banka kredi kartı verdiği kişinin sadece maaşına bakıp kredi kartı verse, diyelim ki bir kişinin 10 ayrı bankadan kredi kartı olsa aslında ödeme kapasitesinin 10 misli kredi kartı limiti ve kredi kartı harcamasının kapısı aralanmış oluyor. Bu da doğru değil açıkçası. Bu konudaki çalışmalar zaman alacak. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) konuyu ilettik ve çalışma yürütüyorlar.”
Günlük 1 dolar kalmadı
Ali Babacan, açlık-yoksulluk sınırı altında yaşayan sayılarıyla ilgili Meksika örneğini verdi: “Türkiye gibi kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolar civarında olduğu Meksika, dünyanın en zengin işadamı başta olmak üzere pekçok zengin kişiye sahip. Ancak, kişi başına düşen gelirin bu seviyede olması bu ülkede ciddi miktarda yoksul olduğunu da gösteriyor. Günlük 1-2 doların altında yaşayan insanların olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de ise 1 doların altında günlük geliri olan insan kalmadı. 2 ila 15 doların altında yaşayan insan sayısının binde 2’ye indi.”
Sosyal yardımlaşma önemli
Babacan, sosyal koruma programlarının önemli rol oynadığını, ayrıca Türkiye’de özel vakıf ve sivil toplum kuruluşlarının sosyal yardımlaşma çalışmalarını son derece iyi şekilde yürüttüklerini belirtti. Vergi politikasının da bu kapsamda önemli olduğunu vurgulayan Babacan, düşük gelirlilerden düşük vergi aldıklarını, gelir vergisinin yüzde 15 ile yüzde 35 arasında olduğunu anımsattı. Babacan, “Türkiye’de çok muhtaç olan kesim gittikçe hızla azalıyor, bir yandan da başka gelişmekte olan ülkeler gibi çok aşırı (70-80 milyarlık dolarlık serveti olan) kişiler oluşamıyor. Türkiye gerçekten istisnai bir tablo sergiliyor” diye konuştu.
Aile monopolü bitiyor gelir dağılımı düzeliyor
KÜRESEL sürdürülebilirlik konusuyla ilgili OECD raporunun pek çok ülkede gelir dağılımının bozulduğunu ortaya koyduğunu ve kendi raporlarında da bu konuya dikkat çektiklerini ifade eden Ali Babacan, şunları söyledi: “OECD raporunda Türkiye istisnai bir vaka olarak ele alınmış. Çünkü Türkiye bir yandan büyüyor, bir yandan da gelir dağılımı düzeliyor, fakirle zengin arasındaki uçurum daralıyor. Bizim raporumuzda da Türkiye ve Brezilya’nın istisna olduğu belirtildi. Türkiye’de artık bazı ailelerin, bazı şirketlerin monopol oluşturup belli alanlarda aşırı ve ölçüsüz şekillerde para kazanmaları mümkün değil. Çünkü her alanda, her sektörde rakipler var. Biz hep rekabeti teşvik ediyoruz, rekabetin iyi işlemesini savunuyoruz, korumacılığa onun için karşıyız. Kim hangi konuda daha iyi, daha ucuza üretirse o Türkiye’de etkili oluyor, malını satıyor. Türkiye’de aşırı kazanç gittikçe zorlaşıyor.”
Sigara zammı enflasyonu 1 puan artırdı
BİR zamanlar Türkiye’de ‘eğer büyüme istiyorsanız biraz enflasyona razı olacaksınız’ şeklinde söylemler bulunduğunu kaydeden Ali Babacan, böyle bir söyleme asla girmeyeceklerini, enflasyonun Türkiye’de düşük tek haneli rakamlarla seyretmek zorunda olduğunu ve bunun için ne gerekiyorsa yapılacağını bildirdi. Merkez Bankası’nın temel önceliğinin enflasyon olduğuna dikkat çeken Babacan, bir yandan da mali disiplinin mutlaka devam etmesi gerektiğini kaydetti. Babacan, dolar ve Euro kurunun yükselmesi, Uzakdoğu ve Hindistan’dan gelen tekstil ürünlerindeki ithalat vergilerinin artırılması ve bazı bölgelerde meydana gelen sel felaketi nedeniyle sebze-meyve fiyatlarının artmasının enflasyonu artırdığını ifade etti. Vergilerin artırılması ile sigara fiyatlarının yüzde 20 yükseldiğine işaret eden Babacan, “Enflasyon sepetinde sigaranın ağırlığı yüzde 5. Enflasyona sigaradan bir puan eklenmiş oldu” dedi.
Avrupa krizi etkileyebilir
2012 yılının birinci gündem maddesinin Avrupa olacağını kaydeden Ali Babacan, özellikle Euro Bölgesi’nin ekonomisinin yakından takip edileceğini bildirdi. Son AB zirvesinde Avrupa’nın kendi içerisinde birliğini, bütünlüğünü sağlayamadığının görüldüğünü kaydeden Babacan, “Avrupa’da şartlar mevcuttan daha iyiye doğru giderse ne ala, ama kötüye gidiş olursa bu takip etmemiz gereken bir konu. Arzumuz, Avrupa’da işlerin düzelmesi. Çünkü başarısız bir Avrupa, ekonomide, siyasette perişan bir tablo arzeden Avrupa, bizim için de iyi değil, dünya için de iyi değil. Türkiye, Avrupa’daki gelişmelerden etkilenebilir. Brezilyalı, Avustralyalı meslektaşlarımızla bile oturup konuştuğumuzda (biz Avrupa’dan çok korkuyoruz) diyorlar. Biz Avrupa’nın hemen yanı başında olduğumuz için daha dikkatli olmamız gerekiyor” diye konuştu.
ECB17 kocalı Hürmüz gibi pervasız para basıyor
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 17 kocalı Hürmüz gibi 17 ayrı hükümetle uğraşmak zorunda olduğunu belirterek, “Euro Bölgesi’nde tek bir para birimi kullanılıyor ama buna karşın 17 ülkenin ayrı ayrı maliye politikaları var” dedi. Maliye politikalarını düzgün yürütmeyen ülkelerin Avrupa Merkez Bankası’ndan para istediğini anlatan Babacan, “Piyasadan borçlanamıyor, gidiyor Avrupa Merkez Bankası’na ‘Para bas, bana ver. Öbür türlü masraflarımı nereden karşılayacağım ya da borcumu nasıl ödeyeceğim?’ diyor” dedi. Euro Bölgesi’nin bütçesine dikkat eden bir ülke ile bütçe açığı çok fazla olan bir ülkenin aynı para birimini kullandığına dikkati çeken Babacan, “Ortak paradan bu kadar çok miktarda, pervasızca, hesapsız-kitapsız basılması, karşılıksız olarak basılması, bu ortak para biriminin ilerideki değerinin ciddi şekilde sorgulanmasına yol açıyor. İlerde fiyat istikrarı ne olacak Euro Bölgesi’nde? Bu, ciddi bir endişe kaynağı şu anda” diye konuştu.