Güncelleme Tarihi:
GEÇEN hafta sanayileşmiş yedi ülkenin (G-7) ve Avrupa Birliği (AB) maliye bankaları toplantısından umduğunu bulamayan piyasalar için tutunacak tek dal olarak umutlar ABD Merkez Bankası’nın (FED) iki gün süren toplantısındaydı. Herkes FED toplantısını beklerken uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu (S&P) İstanbul ofisisni açmadan hemen önce bir süpriz yaptı ve İtalya’nın kredi notunu indirirken, Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir ülke konumuna yükselttiğini açıkladı. Bu haberle İMKB uçuşa geçti ve 62 bin puan sınırına dayandı. Not iyiymserliği ile doları ve faizleri de hızlı düşürdü.
FED’le gelen hayal kırıklığı
Ancak ilk açıklamanın hemen ardından artırımın sadece TL cinsi kredi notunu kapsadığı, asıl uluslararası yatırımcıya Türkiye’nin kapısını açacak olan yabancı para cinsiden notumuzun hâlâ alt grupta olduğu anlaşıldı. Bu olumsuzluğa rağmen içerde yatırımcı ‘nasılsa bunun arkası gelir’ düşüncesiyle iyiymserliğini korudu. İMKB’de panik alımlarla şirketlerin değeri bir günde hızla değerleniverdi. Herkesin yüzü gülüyordu. Ancak bunu hemen ardından FED’in beklentileri karşılamayan bir anlamda ‘hayal kırıklığı’ olarak da nitelendirilen açıklaması geldi. Açıklamada sadece 400 milyar dolarlık tahvilde ‘Twist’ (takas) yapıyorum denilirken, ekonomilerde aşağı yönlü risklerin ekonomik görünümü bozacak şekilde artarak devam ettiğine dikkat çekildi. İşte bu uyarılar bütün dünya borsalarında çöküş dalgası yaratırken, İMKB de S&P’nin not makyajı ile kazandığını FED ile geri verdi.
Emtiada kırılganlık arttı
FED’in ‘takas operasyonunun’ (operation twist) piyasalara etkisi için Turkish Yatırım Arge Müdürü Baki Atılal şunları söylüyor: “Bu operasyonda parasal genişleme yok, rezerv fazlalıklarında faiz indirimi yok, enflasyon hedeflemesi yok, peki herhangi bir hedef var mı? O da yok. Ekonomide aşağı yönlü ciddi ivmelenmeden söz edilebilir. Büyüme endişesi emtialarda ciddi gerilemelere neden oldu.”
Geçen hattanın son gününde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu G-20 ülkelerinin, krizde zayıflayan bankaları destekleme sözü vermesi piyasalara kısa süreli nefes aldırdı. Piyasalar bu hafta da nefes almaya çalışacak ama 45 ülke endeksinin ayı piyasasına (düşen piyasa) girdiği geçen haftanın ardından özellikle Avrupa’da liderlerin krizde kararlı adım atıp atmamalarına bağlı olarak bir süre daha dalgalı seyrin sürmesi bekleniyor.
Güvenli limana yönelim
PARA çıkışının global çapta devam etmesi Türkiye dahil gelişmekte olan ülke para birimlerinde ciddi kayıplara yol açıyor. ABD dolarına talep artıyor. Daha önceki güvenli limanlar olarak görülen Japon Yeni ve İsviçre Frangı’na devletlerin müdahele etmesi, altında realizayonu, doları tek bırakıyor. Altın ise hem kâr realizasyonu hem de zarar edilen yerlerdeki kayıpların dengelenmesi için artan satışlara bağlı olarak düşüyor.
Gelişmekte olan borsalar ‘ayı piyasası’na girdi
GLOBAL Menkul Değerler Stratejisti Gökhan Uskuay, piyasaların geçen hafta 2008 yılındaki kriz döneminden bu yana en kötü haftayı yaşadığına dikkat çekiyor. Uskuay, şunları söyledi: “Avrupa Birliği (AB), 2 yıl vadeli Euro cinsinden tahvilin faizi yüzde 70’e dayanmış ve Yunanistan’ı kurtarmaya çalışırken, Avrupa’nın bankaları borç alışverişini durdurdu. Alman ve Fransız bankalarının CDS’leri hızlı bir yükseliş içerisine girdi. Sonuç olarak gelişmekte olan ülke borsaları 2008’den bu yana en keskin düşüşü yaşayıp ayı piyasasına girdi. Emtialar son dokuz ayın en düşük seviyesine geriledi. Türkiye böyle bir ortamda not artırımı almış olmasının etkisi ile hissetmedi. Geçen haftaki kırılmanın etkilerini, gelecek haftalarda göreceğiz. Fakat Türkiye diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla tercih edilecek.”