Güncelleme Tarihi:
Merkez Bankası'nın açık enflasyon hedeflemesine başladığı 2006 yılından hemen önce 2000'li yılların başında gerçekleştirilen yapısal reformlar ve bankacıların nitelendirmesiyle enflasyonla uyumlu para politikası ile enflasyon yüzde 30'lardan tek haneye sadece birkaç yılda geriledi.
TCMB'nin enflasyon hedefi yüzde 5 seviyesinde yer alırken beklentiler enflasyonun yılı ancak yüzde 8'in sınırlı altında tamamlayacağı yönünde. Bu sonuç ile enflasyon son 10 yılda sadece 2 kez hedefin altında kalmış olacak.
Oyak Yatırım Başekonomisti Mehmet Besimoğlu, "Büyük ihtimalle bu yıl da enflasyon hedefini tutturamayacağız. Gerekli reformlar yapılmadan yüzde 7-10 bandındaki enflasyonun yüzde 5'e kalıcı gelmesi mümkün değil. Enflasyonun aşağı indiği dönemde enflasyon düştükten sonra bu düşüşle uyumlu olarak faiz indirimine gidiliyordu. Bundan vazgeçilince enflasyondaki iyimserliği de bir anlamda kaybettik. Faiz artışı gerektiğinde de zamanında yapılamaması bu sonuçları getirdi" dedi ve ekledi:
"Şimdi mevcut hedefin çok büyük bir anlamı kalmadı bence örtülü hedef enflasyonu tek hanede tutmak gibi duruyor. Enflasyon tek hanede kaldığı sürece faiz artışı yapılmıyor ve likidite politikaları ile idare ediliyor. Önümüzdeki birkaç yılda bile yüzde 5'lik enflasyonun mümkün olmadığını düşünüyorum. Enflasyon hedefi Türkiye için aynı AB hedefi gibi artık sadece sembolik bir hedef haline geldi."
Son yıllarda enflasyondaki hedefin üzerindeki seyre karşın TCMB ekonomide hızlı büyüme isteyen AKP hükümetinden ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan gelen faiz indirimi baskılarına da maruz kalmış ve bu gelişmeler TCMB'nin bağımsızlığına ilişkin soru işaretlerini de gündeme getirmişti. (Full Story)
ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA ENFLASYON ANCAK TESADÜFEN %5'E DÜŞEBİLİR
Enflasyonun yılı yüzde 7.5-8 aralığında tamamlamasını beklediğini belirten Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, "Kurda, petrol fiyatlarında büyük bir değişiklik olmazsa TCMB'nin yüzde 5 hedefinin uzağında kalacağımız kesin. TCMB'nin enflasyon hedeflemesine ilişkin kredibilitesi birkaç senedir kayboldu. Her zaman yıla başlarken, 'Enflasyon bu yıl yüzde 5 olacak deniyor' ancak yılı hep bunun 2-3 puan üzerinde tamamlıyoruz. Şu anda bu döngüyü değiştirecek bir gelişme görmüyorum, bu konudaki inandırıcılık gitti. 2015'e başlarken petrolden önemli katkı vardı hem de baz etkisi vardı. Yüzde 5'in altı bile mümkün dendi ancak artık bu tip söylemlere inanan da pek kalmadı" dedi.
Bürümcekçi, yüzde 5 hedefinin önümüzdeki yıllarda gerçekleşme ihtimali görüp görmediğine ilişkin bir soruya ise, "Arada bir sene tutabilir ama bu ancak birçok lehte faktörün birleşmesiyle gerçekleşen bir tesadüf olur" diye yanıtladı.
GIDA FİYATLARI
TL'deki yılbaşından beri yüzde 14'ü aşan değer kaybı ve gıda fiyatlarındaki sert yükseliş bu yıl enflasyonu etkileyen en büyük iki kalem olacak. Tüketim sepetinin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturan ve Nisan'da yıllık bazda yüzde 14.36'a yükselen gıda ve alkolsüz içecekler grubunda enflasyon Mayıs'ta yüzde 12.81'e geriledi. Reuters anketine göre bugün açıklanacak TÜFE'nin yüzde 0.25 düşüş göstermesi bekleniyor. Gıda fiyatlarının yılın en yüksek seviyelerinden yaz ayları boyunca düşüşünü sürdürmesi beklenirken, bu düşüş enflasyonun yıllık bazda mevcut düzeyi olan yüzde 8.09'dan kalıcı olarak düşmesini sağlayamayacak. Reuters anketine göre, ekonomistlerin yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 7.70 seviyesinde. Enflasyonda büyümeden ödün vermeden kalıcı düşüş için ise sıkı para politikası dışında başta gıda dağıtım zinciri olmak üzere enerji, kamu fiyat ayarlamaları, vergi ve emek reformları gibi TCMB'nin kontrolü dışındaki faktörlerde de önemli adımlar gerekiyor.
Enflasyonla mücadele için sadece sıkı para politikasının da yeterli olmadığını belirten Bürümcekçi, gıda, verimlilik başta olmak üzere reformların da gerekliliğine de dikkat çekerek, "Bu konuda Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kuruldu ancak seçim öncesi belki oy kaybı riski nedeniyle somut bir adım görmedik. Yapısal sorunlar devam ediyor pek umutlu konuşmak mümkün değil" dedi.
Gıda ve tarım ürünlerinin; kısa ve uzun vadeli arz-talep, ihracat-ithalat ve üretim-tüketim değişimleri ile bu değişimlerin ve dağıtım zincirindeki gelişmelerin fiyatlara olası etkilerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi, gerekli görülmesi halinde, alınacak tedbirlere ve uygulanacak politikalara ilişkin önerilerde bulunulması amacıyla Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi geçen yıl kurulmuştu.
Dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye'de gıda fiyatlarında yaşanan sert yükselişe karşın komiteden herhangi bir somut adım gelmedi.