Renault: Sonsuza kadar Türkiye'deyiz

Güncelleme Tarihi:

Renault: Sonsuza kadar Türkiyedeyiz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 1999 00:00

Haberin Devamı

Clio Symbol, Renault için gerçek sembol

FRANSIZ Renault'un Başkan Yardımcısı George Douin, ‘‘Türkiye, Renault'un ayrılmaz bir parçası. Türkiye, dünya ve Avrupa politikalarımız içinde Renault'un bir parçası olarak değerlendiriliyor’’ dedi. Douin, Renault'un Türkiye'de sonsuza kadar var olmak üzerine strateji oluşturduğunu söyledi.

Clio Symbol, Renault için neyi ifade ediyor? Niçin Sembol?

- Clio Symbol bizim için çok önemli bir tarih. Çünkü ilk defa modern bir otomobili alıp, bu modern otomobilin temel özelliklerini koruyarak, Türk otomobilseverlerin istekleri dikkate alınarak gerçekleştirildi. Bir taraftan modern, bir taraftan da Türkiye şartlarına çok iyi uyum sağlamış bir model. Türk tüketicisi bir taraftan modern diğer taraftan ise fonksiyonellik arıyor. Clio Symbol, geniş bir bagaj hacmiyle, daha fazla kullanım imkanı veriyor. Bu yönden baktığımızda genç çiftlere, 30-35 yaşlarındaki kesime hitap ediyor. Modern ve imajı yüksek bir otomobil. Aynı zamanda güvenli bir otomobil. Sürücü hava yastığı, bu segmentte ilk defa standart olarak yer alıyor. Symbol adını verdiğimizde şunu düşündük: Bu bizim için hakikaten bir sembol. Renault'nun Türkiye'deki değişimini sembolize ediyor.

RENAULT Başkan Yardımcısı ve Ürün ve Stratejik Planlama Uluslararası Operasyonlar Direktörü George Douin, Türkiye pazarı için geliştirilen Clio Symbol'ün tanıtımı için Türkiye'ye geldi. ‘‘Türkiye'de sonsuza kadar kalmak için geldik’’ diyen Douin, Renault'nun yatırım kararlarının ekonomi ve siyasetteki iniş ve çıkışlardan etkilenmediğini söyledi. Türkiye'nin Renault'nun global stratejisi içinde önemli bir rolu olduğunu açıklayan Douin, Renault'nun Türkiye'deki ve dünyadaki hedeflerini anlattı:

Renault sadece Türkiye'de üretilen Megane Wagon'dan sonra şimdi de Clio Symbol'ü üretmeye başladı. Bundan sonra sırada ne var?

- Renault, Türkiye'de 30 yıldan beri faaliyet gösteren bir marka. Türkiye'nin önemi dolayısıyla, önümüzdeki yıllarda da böylesine gelişmeler ortaya konacak. Renault'nun yenilikçi kişiliği, Türkiye'de bu tür atılımlar yapmasında rol oynacak. Şu anda Türkiye'de tamamen modern bir ürün gamına sahibiz. Avrupa'daki ürün gamımızın aynısı Türkiye'de de mevcut. 2000'li yıllardaki amacımız Türkiye'deki modelleri de Avrupa'daki modellerin değişim hızında yenilemek. Dolayısıyla dünyadaki tüm gelişmeleri Türkiye'de de takip etmek.

Türkiye'de ekonomi ve siyaset inişli çıkışlı dönemler yaşıyor. Bu iniş ve çıkışlar sizin yatırım kararlarınızı nasıl etkiliyor?

- Bizim Türkiye ile bütünleşmemiz 30 yıllık bir geçmişe dayanıyor. İyi kötü günlerimiz oldu. Çeşitli şekillerde değişimi yaşadık. Türkiye'deki başarılarımız bir taraftan kendi çalışmalarımıza, diğer taraftan da ekonomideki değişimlere bağlı gelişti. Dolayısıyla, Renault Türkiye'de sonsuza kadar kalmak üzere kararlı bir politika uyguluyor.. Ve kesin bir şekilde yerleşmiş bir otomobil firması. Muhakkak ki ekonomik ve politik gelişmeler yakından izlenmekle birlikte, alınmış olan yatırım kararları bunlara direkt bağlı değil. Ve bundan sonraki yatırımlarda aynı hızla devam edecek. 1993 yılında Türkiye çok iyi bir yıl yaşıyordu. Avrupa ise aksine sıkıntılı bir dönem geçiriyordu. Bu dönemde Türkiye'de elde ettiğimiz sonuçlardan çok memnunduk. Bugün ise Türkiye'de otomobil pazarında bir sıkıntı yaşanıyor. Daha uzun vadeli bir yaklaşım tarzı ile konuları değerlendirmek gerekiyor. Biz de Türkiye ile ilişkilerimizi böylesine uzun vadeli bir angajman olarak değerlendiriyoruz. Türkiye, Renault'un ayrılmaz bir parçası. Türkiye, dünya ve Avrupa politikalarımız içinde Renault'nun bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu çerçevede Türkiye, bizim için diğer önemli bir pazar olan Arjantin ile birlikte çok önemli bir yer teşkil ediyor. Önümüzdeki yıllarda bu daha da genişletilerek sürecek. Oyak Renault, gerçekten çok önemli bir üretim birimi. Şu anda 160 bin otomobil üretim kapasitesine sahip. Üretilen her iki otomobilden biri ihraç ediliyor. Oyak Renault fabrikası tüm Renault üretim gücünün içinde yer alıyor. Dolayısıyla dünyadaki Renault üretim planlamasını dikkate aldığımızda Oyak Renault'un bunun içinde çok önemli yeri var. Ticari açıdan da Renault bir numara ve pazarın lideri. Yüzde 25'den fazla pazar payına sahip. Bu açıdan dikkatinizi çekmek istediğim husus bu başarılar bir taraftan Türkiye'de üretilen otomobillerle ve bir taraftan yurtdışından gelen otomobillerle sağlanıyor. Biz uyguladığımız politikalarlarla uzun yıllar pazarda bir numara kalmakta iddialı ve kararlıyız.

Türk otomobil pazarındaki rekabeti nasıl buluyorsunuz?

- Türkiye'de Gümrük Birliği sonrasında ithalatta uygulanan vergilerin önemli ölçüde aşağı çekilmesi ve ortadan kaldırılmasından sonra önemli bir sorunla karşı karşıya kaldık. 1993 yılı bizim için bir viraj yılı oldu. Renault 19'u Türkiye'de üretme ve fabrikayı modernize etme kararı aldık. 1995 yılında bu eğilimi hızlandırdık, ürün gamını en yüksek seviyesinde kalma becerisini sürdürmek eğilimindeyiz. Aynı şekilde hizmet konusunda büyük çalışmalarımız var. Şebekemizi yeniden yapılandırma süreci içindeyiz. Müşterimize en iyi hizmeti verecek bir şebeke yaratma çabasındayız. Bu çabalarımız sayesinde başarılı olabildik. Rakiplerimiz saygı duyduğumuz rakiplerimiz. Dünyada diğer ülkelerde karşımıza çıkan rakipler. Fiat, Toyota, Volkwagen, Hyundai gibi firmalarla rekabeti Türkiye'de de yaşıyoruz. Rakibimiz çok ama, piyasanın gelişmesiyle herkes kendine yer bulacaktır. Uzun vadede 600 binlere ulaşacak bir pazar öngördüğümüzde herkes için piyasada bir yer olacak. 2002 yılından itibaren 1997 yılları performansına dönüp pazarın 400-450 bin araçlık bir büyüklüğe ulaşacağını düşünüyorum. 5 yıl içinde ise 600 bin otomobili kapasitesini öngörüyorum.

Türkiye otomotivde güçlü bir konumda

Türkiye bir otomobil devi olabilir mi?

- Türkiye'yi İspanya ile karşılaştırabiliriz. Türkiye'de yaşananlar İspanya'da da görüldü. Sonuçta İspanya 1 milyonun üzerinde bir pazarın oluştuğu bir ülke haline geldi. Türkiye'nin de bu rakamlara erişmesi imkansız değil. Türkiye bu şekilde dev olmasa da çok büyük bir otomobil ülkesi olacağı kesin. Türkiye'nin bölgesel konumunu da dikkate almak gerekir. Türkiye bölgede de stratejik bir öneme sahip. Sadece Avrupa'yı düşünmek doğru değil. Bir çok ülkeye açılım Türkiye'den başlamakta. Rusya, Karadeniz çevresindeki ülkeler, Türkiye'nin güneyindeki ülkeler önemli bir potansiyel teşkil ediyor. Türkiye Avrupa'ya yöneldiği kadar kendi bölgesinde sahip olduğu stratejik önem dolayısıyla önümüzdeki yıllar için güçlü bir konumda olacaktır.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!