Güncelleme Tarihi:
Reklam yaratıcılığı yarışmaları hakkında, sektöre bir katkısı olup olmadığı, değeri, önemi, hizmet ettiği amaç vb. konularda genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Ben bu işi yapan pek çok kişinin reklamcılığı bir meslek olarak değil, bir yaşam biçimi olarak aldığına inanıyorum. Günlerce uykusuz kalınan mesailer, insanları fikirlerinin iyi olduğuna ikna etmek için verilen çabalar, fikrin üretiminde üçüncü partilerin işe en az sizin kadar değer vermesi, mümkünse değer katması için onları motive etme ve ikna süreçleri, sevdiklerinden, evinden ve ailenden uzak kalınan zamanlar… Bu durumun kabul edilir ve rasyonel bir açıklaması olmadığı gibi, bunun maddi bir karşılığının da olduğuna inanmıyorum. İşte burada yaptığın işin takdir edilmesi ve herkes tarafından iyi bir iş yaptığının onaylanması için reklam yaratıcılığı yarışmaları devreye giriyor. Bunu aslında bir aşçının yaptığı yemeğin herkes tarafından beğenilmesine benzetebiliriz. Aşçıyı daha önce yapılmamışı yapması için cesaretlendiren, yeni tarifler denemek için motive eden şey; aldığı övgülerin sayısı olduğu gibi, bu bir reklam yaratıcısı için de aldığı övgülerin ve ödüllerin sayısı diyebiliriz.
Yaratıcılığın, pazarlama iletişimi faaliyetlerinin iş başarısındaki rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ortalama günde 3000 tane mesajın alındığı bir dünyadan bahsediliyor. Bu rakam, büyük şehirlerde belki de daha bile fazla. Reklamda dünyada yapılan pazarlama iletişimi işlerinin yüzde 90’ının çöp olduğunu artık tüm uzmanlar kabul ediyor. Böyle bir dünyada yaratıcı iş parlıyor, yaratıcı iş fark ediliyor, etkili oluyor... Hem de bazen neredeyse hiç medya maliyeti olmadan.
Ödüllendirilen çalışma(ları)nızın, ödüle değer bulunma gerekçeleri sizce nedir?
Fenerbahçe Ülker “Efsane Olursun” işimizle bu sene Kırmızı Ödülleri’nde en iyi Sosyal Medya İletişimi ödülüne layık görüldük. Bence bu işin ödüllendirilmesinin en önemli nedeni fikrin basit olması, işin gerçek olması ve tabii ki etkisinin büyük olmasıydı. Ama bu iş özelinde şunu söyleyebilirim, çok ender işte yaşadığımız bir ortak payda vardı; katkısı olan herkes işe inandı ve sadece aklını değil kalbini de koyarak çalıştı. Sonucunda da çok zor bir şey başarıldı.
Kırmızı Ödülleri’ne bir kategori eklemeniz istense, bu ne olurdu?
140 karakterin içinde kalınarak yazılan en yaratıcı sosyal medya içeriği ödülü enteresan olabilirdi. Bazen bu içerikler yüz binlerce lira harcanan kampanyalardan bile daha etkili oluyor ve beni çok heyecanlandırıyor.