Güncelleme Tarihi:
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de her alanda rekabet olduğunu, rekabetin iyi işlemediği alanlarla ilgili de Rekabet Kurumu’nun bulunduğunu belirtirken, kuruma ilişkin eleştirilerini de dile getirdi. Babacan, “Mükemmel çalışıyor mu? Açıkçası problemlerimiz var. Göz göre göre hataları oldu. Kurumun daha güçlendirilmesi ve yaptırım gücünün artması gerekiyor” diye konuştu.
Baştan önlem gerekir
Fatih Üniversitesi tarafından düzenlenen “İstanbul Ekonomi ve Finans Konferansı”nda konuşan Babacan, baştan şirketlerin aşırı büyümesine izin verilmemesi gerektiğini, rekabet doğru düzgün işliyorsa herhangi bir şirketin çok büyük, piyasaya hakim hale gelmesinin çok da mümkün olmadığını belirtti. Babacan, eğer herhangi bir sektörde bir iki firma aşırı büyüyorsa, diğer firmalar yaşayamıyorsa bunun rekabetle ilgili düzenlemede ve bunun denetlenmesinde sorunlar anlamına geldiğini kaydederek, şöyle konuştu: “Baştan tedbir almak, baştan önleyici tedbir almak önemli. Kim ‘Ben batmayacak kadar büyüdüm’ derse bilin ki orada sorun var, orada verimsizlikler başlıyor, orada ülkenin kaynaklarını yok yere tüketmenin, heba etmenin bir bakıma temelini atıyorsunuz, çerçevesini oluşturuyorsunuz demektir. Düzenleyicilerin, denetleyicilerin buna çok dikkat etmesi lazım.”
Bu arada Türkiye’de artık birçok sektörde rekabetin daha iyi çalıştığını, ‘Benim rakibim yok, ben tek tabancayım, tekelim, çok rahat para kazanırım’ diyen şirket sayısının çok azaldığını belirten Babacan, “Benim rakibim yok, ben tek tabancayım, tekelim’ diyen şirket sayısının çok azaldığını belirtti. Türkiye’nin büyük reel sektör şirketlerinin belli alanlara odaklanmak zorunda kaldıklarına dikkati çeken Babacan, “Eskisi gibi bir koruma alanı yok. ‘Benim soyadım şu, dolayısıyla bu soyadıyla kurduğum her şirketin o sektörde doğal bir koruması vardır. Kolay kolay o sektöre giriş, çıkış olmaz’ gibi bir durum yok” değerlendirmesinde bulundu.
Finansal İstikrar Komitesi kuruluyor
FİNANSAL istikrarın sürdürülmesinin önemli olduğunu, bu konuda Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Hazine Müsteşarlığı’nın görevleri olduğunu belirten Babacan, “Kurumlar arası diyalog, proaktif tedbirlerde çok önemli. Hem de Allah korusun bir sorun çıkarsa onu çözmek önemli. Biz bir adım daha öteye gidiyoruz ve Finansal İstikrar Komitesi diye yeni bir yapılanmayı da başlatıyoruz. Bu komite, saydığım kurumların başkanlarının olduğu ve önemli konuları bir iletişim içinde konuşup, tartıştığı ve orada oluşan kararların, kurumlar tarafından uygulandığı bir yapı” dedi. Babacan, böyle bir yapının sadece Türkiye’de değil, başka ülkelerde de kurulmasını tavsiye ettiklerini, G-20 masasının da bunu konuştuklarını açıkladı.
Bağımsız kurullarda vur deyince öldürülmüş
BAKAN Ali Babacan, SKY Türk televizyonunda katıldığı bir programda, bağımsız kurul ve kurumlarla ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:
Fatura hükümete kesiliyorsa
Hani vur deyince öldürülmüş gibi bir tablo var bağımsız kurumlarımızla alakalı. Özellikle problem çıktığında, sorun olduğunda fatura hükümete kesiliyorsa, yani bir siyasi karar gerektiren ve sorumluluğu da siyasetçilerin üzerinde olan konularsa, o konuların bağımsız kurumlardan alınıp bakanlığa bir bakıma yetki
devri yapılmasının da faydalı olacağını düşünüyoruz.
Bağımsız fonksiyonlar
Ama temel görevleri çok önemli bu kurumların. Mesela sigarayla ilgili düzenleme olduğu zaman sigara üreticilerinin o düzenlemeye uyup uymadığı ya da uymayanlara kesilecek cezalarla ilgili tamamen konunun bağımsız kurulda olması lazım. Çünkü, bir bakıma onlar bir mahkeme fonksiyonunu yerine getiriyor. Nasıl yargı bağımsız, mahkemeler bağımsız, o bağımsız fonksiyonu orada mutlaka durması gerekiyor.
Örneklemekten çekiniyorum
Ama öyle konular var ki, yani spesifik örnek vermekten biraz çekiniyorum, bugün için çekiniyorum; inşallah belki bundan 5-6 ay sonra daha rahat bunları konuşuruz ederiz. Zaten soruyor arkadaşlar ister istemez, ‘yani şunu nasıl yapalım, bunu nasıl’ diyorlar. Çünkü orada atacakları bir adım üç dört tane bakanlığın görev sahasını da ilgilendiriyor. Ya da SPK’nın yapacağı bir konu BDDK’nın atacağı başka adımlarla ilişkili olabilir.
Bazı yetkiler bakanlıklara
Merkez Bankası bir karar veriyor ama onu vereceği zaman BDDK bu işe nasıl bakacak ve BDDK, burada işte bir koordinasyon ihtiyacı var. Yani, iki unsur var aslında. Bir, tamamen yetkilerin bir kısmının ilgili bakanlıklara verilmesi bir konu. Bir de kurumlar arası koordinasyon ihtiyacı da ikinci konu. Bunun çözümleri de tabii ayrı ayrı gerekiyor.”
Başka sektörlere de cezalar gelebilir
ALİ Babacan, Rekabet Kurumu’nun, bazı uygulamalardan dolayı bankacılık ve otomotiv sektörüne ciddi cezalar kestiğini hatırlatarak, “Bunlar, başka sektörler için de olabilir” dedi. Babacan, konut kredilerine getirilen yüzde 25 şartını son aylarda delmek isteyen bir kaç banka tespit edildiğine, BDDK’nın da bankaları ağır bir dille uyardığına dikkat çekti.