Referandum için ‘iki kez evet’çi oldu, TÜSİAD’a baskıyı ‘yanlış’ buldu

ALARKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, iş dünyasının da gündeminde yer alan 12 Eylül’de yapılacak Anayasa referandumunu değerlendirdi. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Başkan Yardımcısı ve Açık Toplum Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi de olan İshak Alaton sıra dışı açıklamalarda bulundu.

TÜSİAD’a baskı yanlış
Sivil toplum kuruluşları (STK) referandumla ilgili oylarını açıklıyor. Bir taraftan açıklama yapmayan TÜSİAD’ın tutumu eleştiriliyor. Bu haklı bir dumu mu?
- Ben TÜSİAD’ın son tutumunu eleştiriyorum. TÜSİAD da diğer STK’lar gibi açık pozisyon almalı. Bu demokratik hak ve görevdir. Ben TESEV ve Açık Toplum Vakfı’nın üyesi olarak açık görevlere inanıyorum.

Peki TÜSİAD gibi, sendikalar gibi STK’ların oylarını açıklamaya zorlanmaları ne kadar haklı ve demokratik bir tavır?
- STK’lara, işçi örgütlerine oy rengini açıklaması için baskı yanlış bir tavır. Baskı yanlış ama ben de açık olmalarını tercih ederim. Ben iki kere evet diyeceğim.

TESEV’in anayasası

Neden iki kere evet?
- Bir işadamı olarak hayatta öğrendiğim en önemli şey şu: Kararsızlık çok kötü bir şey. Kötü karardan bile kötüdür. Son 8 yıldır Türkiye’de iki başlı yönetim var. Ak Parti Hükümeti ve hükümetin karşıtları. Muhalefet, yargı, Anayasa mahkemesi, HSYK hükümetin çabalarını sabote etmeye çalıştılar. Kararsızlığa, iki başlılığa son verilmeli. Evet çıkarsa Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın nobran tavrı son bulacak. O zaman 2011’de iktidarda Ak Parti veya başka bir parti olsun STK’lar olarak gidip “Bu yeterli değil. Daha iyi bir Anayasa istiyoruz” diyeceğiz.

Referanduma sunulan maddeler yeterli mi sizce?
- Hayır yeterli değil. Aspirin gibi bir şey. Geçici çözüm getiriyor, tedavi etmiyor acıyı geçiriyor ama TESEV’in Ergun Özbudun’a hazırlattığı yepyeni bir Anayasa taslağı var. Bunu isteyeceğiz. Daha iyisini hazırlamamızın önünü açacağı için “evet” diyorum.

Türkiye ayağa kalkar

Toplumda ciddi endişeler de var. Ya evet çıkarsa ve olduğu varsayılan gizli ajanda devreye konulursa? Türkiye bambaşka bir yola savrulursa...
- Diyelim ki evet çıktı. 2011’deki seçimi de kazandılar ve gizli ajandayı uygulamaya kalktılar. O zaman ne olur buluyor musunuz? Tüm Türkiye ayağa kalkar. En başta da ben ayağa kalkarım. STK’lar olarak daha demokratik bir yaşam talep ederiz.

Zenginliği paylaşan İsveç tipi sosyalizme inanıyorum

Sosyal demokratım diyorsunuz. Nasıl bir sosyal demokratlık sizinki?
- Liberal ekonomiye de Marx’a da inanıyorum. En iyi olan en ileriye gelsin. Sermaye önemli ama emeğin de hakkı verilmeli. Emek sermayeye saygı duysun fakat emekçinin de her zaman girişimci olma fırsatı bulunsun. İsveç tipi sosyalizme inanıyorum. Yani fakirliği paylaşmayalım, zenginliği paylaşalım. Serbest piyasaya inanıyorum ama 1 milyar insanın gece yatağa aç girmesini kabullenemiyorum. Buna çare bulmazsanız ilk dalgada adanız batar, boğulursunuz.

Jack Welch Marx’lı soruma ‘gübre’ dedi

GE’nin efsanevi CEO’su Jack Welch’e “Adam Smith öldü, çözüm için Karl Marx yeniden mi keşfetilmeli” dediniz, gündem Marx oldu.
- Soru alkış tufanı yaratınca Welch fena halde sinirlendi. “Sorunun saçmalığını alkışlıyorsunuz değil mi” dedi. Sonra da BS dedi. Yani bullshit. Anlamını herkes bilir. Benim soruya “öküz gübresi” dedi yani.

Varlık Vergisi için özür bekliyorum

Eski mevzular da bu referandum sürecinde gündeme geliyor.
- Eski mevzular açılıyor ama bunları tartışmak iyidir. Ben normal bir çocukluk geçirmedim. Çok anormal şartlarda büyüdüm. İflas etmiş bir babanım oğluyum. Tekstil ithalatçısı babamı Varlık Vergisi mahvetti. 40 yaşında Aşkale’ye siyah saçlı gitti, 41’inde beyaz saçlı, sönmüş olarak geri döndü. Hâlâ devletin çıkıp bu konuda özür dilemesini bekliyorum. Mağdurlar, onların çocukları hayattayken biri çıkıp özür dilemeli.