Güncelleme Tarihi:
HAVA çok sıcak, 42 derece… Ancak kentin merkezi Erbil Kalesi’nin çevresi olabildiğince kalabalık. Çoluk çocuk onlarca Erbil halkı Barzani hükümetinin 25 Eylül’de yapacağını açıkladığı referandum öncesinde hemen hemen her gün bu meydanda toplanıyor. Marşlar, türküler çalınıyor. Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nin en büyük kenti Erbil’de her yer bayraklarla dolu. Kent halkının gündemi de neredeyse sadece bu. Hükümetin iddiasına göre referandumda “evet” diyeceklerin oranı yüzde 75. Ancak Mısır Çarşısı’na benzeyen ve bayraklarla donatılmış çarşıda yaptığımız kısa bir gezide yaptığımız sohbetler referandumun kaos ve karışıklık yaratacağı korkusuyla halkta endişe yarattığını da gösteriyor. Bölgede uzun süredir ekonomi neredeyse durmuş. Merkezi hükümetten para gelmediği için maaşlar gecikmeli ödeniyor. Çok sayıda yarım kalmış inşaat var. Parasını alamayan Türk yatırımcıların büyük bölümü ise Türkiye’ye dönmüş. Erbil’in parlak dönemlerinde yatırım tutarı 30 milyar doları bulan 200 bine yakın Türk varken bugün 2-3 binden söz ediliyor.
Ancak kentte yine de Türkiye ile ticaretin güçlü olduğu hissediliyor. Gıdadan tekstile ürünler Türkiye’den. Zaten bu yılın ilk altı ayında 5 milyar doları bulan ihracat rakamı da bunun kanıtı. Bölgenin 5 yıldızlı otelini işleten Divan’ın Genel Müdürü Tarkan Aksoy, otelin yüzde 50 dolulukla çalıştığını söylüyor. Eskiye göre azalsa da Türk ve yabancı işadamlarının bölgeye ilgisinin sürdüğünü söylüyor. Erbil’in ilk alışveriş merkezi Family Mall ise adeta Türkiye’deki AVM’lerden biri gibi. LC Waikiki, Koton, De Facto, Collezione, Mavi, Mado AVM’nin en önemli markaları. İlişkiler soğuyor gözükse de Türkiye’den hala THY, Pegasus, Atlas Global ve Onur Air uçuşları günde üç dört sefer yapıyor. Referandumun tam ortasında Erbil’e gelme nedenimiz bir açılış. Mado’nun bölgedeki dördüncü şubesi açılıyor. Mado’nun girişimcisi ise bir Türkiyeli. Sanatçı Rojin.
Açılışa davet edildiğimizde davetliler arasında Başbakan Binali Yıldırım’dan milletvekillerine bir çok ismin olduğu belirtilmişti. Ancak söylemlerin sertleştiği, Barzani’nin geri adım atmaya yanaşmadığı ortamda bırakın politikacıları, Erbil Başkonsolosu Mehmet Ali İnam bile açılışa gelemiyor. Ankara’dan bir uyarı geldiği anlaşılıyor.
101 YILLIK BEDEL
Mado’yu ise Genel Koordinatör Mehmet Yılmazoğlu ve Lütfü Bilmen temsil ediyor. Kuzey Irak Hükümeti’nden ise katılım üst düzey. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi sözcüsü Sefin Dizayi ve Belediyeler ve Turizm Bakanı Nawroz Mawloo Amin açılışta yer alıyor. Dizayi ile kısa bir sohbet imkanı buluyoruz. Bugüne kadar ağır bedeller ödediklerini ve referandumu yapacaklarını söylüyor. “Bunun bir bedeli var tabii ki. Ama biz bu bedeli 101 yıldır çok ağır ödedik zaten. Asıl hedefimiz referandum değil bağımsızlık. Referandumda halka ‘Irakla yıllardır yaşadık durumumuz budur. Irak’a bağlı kalmak mı istiyorsunuz bağımsızlık mı diye sorulacak? Neden abartılıyor?” diyor.
Dizayi’ye göre evet oranı anketlere göre yüzde 75’in üzerinde. “Birden bire ortaya çıkmadık. Bu savaş, talepler hep vardı. Bağımsızlık olursa bölgedeki tüm etnik unsurlar hep beraber yaşayacaklar. Anayasal ve etnik hakları olacak. Düşünce özgürlüğü, din özgürlüğü olacak. Dünyadaki standartları uygulayacağız” diye
devam ediyor.”
Erbil’de heyecanlı bir bekleyiş var. Ama hayat devam ediyor. Bundan 7 yıl önce geldiğim kentte sokaklarda kadınlar daha görünür olmuş. Hayat standartları biraz daha yükselmiş. Bir kesimin korkularının artması belki de bundan kaynaklanıyordur!
Erbil’de 2010 yılında ilk Mado’yu açan Rojin ise yıllar içinde ilgi gördüğü için üçüncü şubeyi açtıklarını ve gösterilen ilgiden memnun olduğunu da ekliyor.
SUUDİ ORTAKLIĞI YAKIN, ÇİN’DE ŞUBE AÇILIYOR
MADO Kahraman-maraş’tan dünyaya açılan bir marka. Bugün Türkiye’de 320, dünyada ise 14 ülkede 48 şubeye sahip. Bu hafta Çin’in Goungazu kentinde bir açılış var. Genel Koordinatör Mehmet Yılmazoğlu, Erbil açılışından sonra bu ülkeye gitmeye hazırlanıyor. Yılmazoğlu ile sohbet ediyoruz. Bir süre önce açıklanan Suudi VC Bank ile görüşmelerdeki aşamayı soruyorum. Hisselerin yüzde 49’unu satmaya hazırlanan Mado’da imzaların bir hafta içinde atılabileceğini söylüyor. “Amacımız şirketimizin dünyada büyümesi. Neden bir ABD markası gibi olmayalım” diyor. Önümüzdeki dönemde bir de “Dondurma Akademisi” kuracaklarını anlatan Yılmazoğlu, 11 bin çalışana sahip Mado’nun arge’ye de büyük önem verdiğini dile getiriyor.